Vaaz/Kelam Çalışması: İman
Açıklaması Üzerine
Presbiteryen Kilisesi,
Reform Seminer Notu
Yazan: Rev. Donald Cobb
Editör: Rev. İlhan Keskinöz
Elçisel
İman Açıklaması…
4. “Her şeye gücü yeten Baba”
(İşaya 40:12–25, Mezmur
103:1–18)
İman
Açıklaması bize Tanrı’nın sınırsız büyüklüğünü ve aynı zamanda, antlaşması ve
Oğlu İsa Mesih aracılığıyla bize gelen Tanrı’nın yakınlığını hatırlatıyor.
Heidelberg İlmihali 26 (3. Konuya bakınız)
Heidelberg İlmihali 1.
Heidelberg İlmihali 120.
Heidelberg İlmihali 121.
Westminster Uzun İlmihal
189
B-) HALKINA GELEN TANRI
II.Korintliler 6:18 Gücü her şeye yeten
Rab diyor ki,
«Size Baba
olacağım,
siz de
oğullarım ve kızlarım olacaksınız.
Bu
her şeye gücü yeten Tanrı lütfuyla halkı için Baba olan Tanrı’dır. Yani Kutsal Yazılarda Tanrı’ya gidip
kendilerine Baba olmasını isteyen bir halk değil ama halkına gelip onlara Baba
olmak isteyen bir Tanrı görmekteyiz. Bu yüzden İsrail, Tanrı’nın “ilk doğan
oğlu” olarak onurlandırıldı.[1] Tanrı, İsrail’i tüm ulusların arasından oğul
olarak kabul etti, öyle ki oğul O’nun değerli malı, “özel hazinesi” olsun (Çıkış 19:5-6).
Tanrı,
kendini seçmiş olduğu halkına bağladı ve onların arasında yaşamaya karar verdi:[2]
Tesniye 7: 6 Siz Tanrınız RAB için kutsal bir
halksınız. Tanrınız RAB, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların
arasından sizi seçti. 7 RAB'bin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür
halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan
azdınız. 8 RAB size sevgisini göstermek ve atalarınıza ant içerek verdiği sözü
yerine getirmek için güçlü eliyle sizi Mısır'dan çıkardı; köle olduğunuz
ülkeden, Mısır Firavunu'nun elinden sizi kurtardı. 9 Tanrınız RAB'bin Tanrı
olduğunu bilin. O güvenilir Tanrı'dır. Kendisini sevenlerin, buyruklarına
uyanların bininci kuşağına kadar antlaşmasına bağlı kalır.
İşaya
peygamberin kitabında insan için “toprak kurdu” ifadesi kullanılıyor (İşaya
41:14). Yani Kutsal Yazılar bizlerin bir “solucan” olduğunu söylüyor. Bu
noktada kendimizin gerçekte kim olduğunu bilirsek Tanrı’nın bize verdiği
değerin yüceliğini daha iyi anlarız. Bizler bir toprak kurdu olmamıza rağmen Tanrı bizim seviyemize eğilip, bizi
evlat edinip bizimle yaşamak istiyor. Bu da O’nun lütfunun büyüklüğünü
gösteriyor. Tanrı’nın aykırı gibi görünen bu iki yönü, yani yüceliği ve insana
yakınlığı, Mezmur’da (113) çok açık olarak parlamaktadır:
Mezmur 113: 1 Övgüler sunun RAB'be!
Övgüler sunun, ey RAB'bin kulları,
RAB'bin adına övgüler sunun!
2 Şimdiden sonsuza dek
RAB'bin adına şükürler olsun!
3 Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
RAB'bin adına övgüler sunulmalı!
4 RAB bütün uluslara egemendir,
Görkemi gökleri aşar.
5 Var mı Tanrımız RAB gibi,
Yücelerde oturan,
Buraya
kadar olan ayetler Tanrı’nın övgüye değer yüceliğini gösteriyor. Güneşin
doğduğu yerden battığı yere kadar, her zaman ve her yerde yücelerde oturan
Tanrı’nın övgüye layık olduğu pekçok kültürde makul ve kabul edilebilir bir
açıklamadır.
Mezmur 113: 6 Göklerde ve yeryüzünde olanlara
Bakmak için eğilen?
7 Düşkünü yerden kaldırır,
Yoksulu çöplükten çıkarır;
8 Soylularla,
Halkının soylularıyla birlikte oturtsun diye.
9 Kısır kadını evde oturtur,
Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar.
RAB'be övgüler sunun! (İşaya 57:15).
Ama
Kutsal Kitap inancında Tanrı aynı zaman bu denli insana yakın, Kendisine
yaklaşılabilir bir Tanrı olarak karşımıza çıkıyor. O çok yüce olduğu halde
düşükün kimse ile, çöplükte oturan kimse ile ilgileniyor. Kısır kadını
bereketlemesi ise ihtiyaç içindeki kimselere duyduğu baba şefkatini anlamamıza
yardım ediyor. Hristiyan inancının Tanrısı kimsesiz ve düşmüş olana Baba olan
bir Tanrı’dır.[3]
Aynı
şekilde Kutsal Yazılar, defalarca bu ‘herşeye
gücü yeten Baba’nın sınırsız şefkatini, merhametini, iyiliğini ve sevgisini
vurguluyor. 103. Mezmuru hatırlayın: bağışlıyor (3); iyileştiriyor ve fidye
vererek kurtarıyor (4); zulüm görenlere doğruluk ve adaletle davranıyor (6);
şefkatli ve merhametlidir (8), günahlarımızın hak ettiği şeyleri bize
vermeyerek iyilik ve lütufla davranıyor (9-14). Antlaşmasıyla yanına getirdiği
insanlara sonsuz şefkatle davranıyor (17-18):
Mezmur 103: 13Bir baba çocuklarına nasıl sevecen
davranırsa,
RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
Tanrı’nın
yakınlığı, hiçbir şekilde O’nun her şeye yeten gücünü iptal etmiyor ve O’ndan
eksiltmiyor; tam aksine O’nun yakınlığı her şeye yeten gücünü gerektiriyor.[4]
Tanrı’nın
herşeye yeten gücü soyut bir güç değildir; Tanrı’nın gücü yarattıklarıyla olan
ilişkisinde sınırlaması veya bir yana koyması gereken “basit” bir kuvvet
değildir. Bunun aksine Kutsal Yazılar
O’nun halkı olan bizleri Tanrı’nın
amaçlarına hiçbir şeyin engel olamayacağından emin olabilmemiz için,[5] Tanrı’yı “herşeye gücü yeten Baba” olarak
açıklıyor. Kutsal Kitap, Tanrı’nın gücünü imanlılara bir tehdit olarak değil,
onlara güvenilebilecek bir vaat olarak gösterir. Bu nedenle bu bilgi,
denemelerde veya zayıf ve zor anlarımızda bize cesaret verir![6]
[1] Çıkış 4:22, 23; Tesniye 1:31; 14:1; 32:6
İşaya 63:16; 64:8.
[2] Tesniye 10:14-15
[3] İşaya 57: 15 Yüce ve görkemli Olan,
Sonsuzlukta yaşayan, adı Kutsal Olan diyor ki, "Yüksek ve kutsal yerde
yaşadığım halde, Alçakgönüllülerle, ezilenlerle birlikteyim. Yüreklerini
sevindirmek için ezilenlerin yanındayım.
[4] Calvin, Cenevre İlhimalinde bu iki şeyin
arasındaki bağı güzel bir şekilde açıklıyor (23. ve 24. sorular): Hangi anlamla
O’na herşeye gücü yeten adı veriyorsunuz? Kullanmadığı bir güce sahip olduğu
anlamına gelmiyor. Her şey, O’nun hükmü altında ve O’nun elindedir; dünyayı
planlarına göre idare ediyor, her şeye isteğine göre karar veriyor; iyi amaçlarına
uyarak tüm yaratıkları yönetiyor. Yani Tanrı’nın gücünün hareketsiz olduğunu
düşünmemeliyiz; O’nun eli, her zaman çalışıyor, öyleki O’nsuz ve O’nun emri
olmadan hiçbir şey yapılmıyor.
[5] Romalılar 8:28-39; Yuhanna 10:29.
[6] Heidelberg İlmihali 26.