Vaaz/Kelam Çalışması: İman Açıklaması Üzerine

Presbiteryen Kilisesi, Reform Seminer Notu

Yazan: Rev. Donald Cobb

Editör: Rev. İlhan Keskinöz

 

Elçisel İman Açıklaması…

 

9. “çarmıha gerildi, öldü ve gömüldü, ölüler diyarına indi”

(Galatyalılar 3:13-14; Matta 27:45-50; Romalılar 6:1-14)

 

Mesih İsa üzerimizdeki laneti taşımak için öldü, bizim hak ettiğimiz Baba’dan ayrı kalmayı O tattı ve cezamızı O çektiği için günahın yaşamlarımızdaki gücünden bizi kurtardı.

 

Heidelberg İlmihali 39.

Heidelberg İlmihali 40.

Heidelberg İlmihali 41.

Heidelberg İlmihali 42.

Heidelberg İlmihali 43.

Heidelberg İlmihali 44.

 

B-) BABADAN AYRILMASI

Çarmıhın lateninin derinliğini en açık olarak ifade eden sözler İsa’nın çarmıhta söylediği şu sözlerdedir: “Tanrım, Tanrım, beni niçin terkettin?” (Matta 27:46). Bütün ülkenin üzerine karanlık çökmesiyle belirlenen (Matta 27:45) İsa’nın yargılandığı o an İsa, bütün insanlığıyla günahlı insanın sonsuzluğa dek Tanrı’nın teselli verici huzurundan yoksun kalmasını, O’nun gazabı altında çektiği perişanlığı tattı.[1] Baba’nın Oğlu olma ilişkisine herkesten daha çok sahip olan ve Baba’yla her zaman beraberlik ve yakınlık yaşamış olan İsa, o an Tanrı’nın gazabının O’nun üzerinde olmasından başka bir şey sezmedi. Her zaman Tanrı’yı “Baba” olarak çağıran İsa, ancak o an için O’na “Tanrım” olarak hitap edebildi! Dini alimler bu haliyle çarmıhın Mesih’in “ölüler diyarına inmesi”[2] olduğunu vurguluyor. Kusursuz Kuzu, Golgota’da bizim için ve bizim uğrumuza günahkarların nihai kaderini üzerine aldı![3]

 

Mesih’in ölümü ve gömülmesiyle bu lanet en üst (zirve) noktaya ulaşıyor:

II.Korintliler 5: 21 Tanrı, günahı bilmeyen Mesih'i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı'nın doğruluğu olalım.

Romalılar 6: 23 Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır.

 

“Günahı bilmeyen” diri Tanrı’nın Sonsuz Oğlu İsa, insan olarak “günahın ücreti” olan ölümü tattı. Böylece Mesih, ölüler diyarına ve isyankarlığımızın nihai sonuçlarına teslim edildi. Tanrı Oğlu İsa Mesih’in bizlerin insani varlığımızı tam olarak üzerine alması, bedenini toprakta gömülmek üzere vermesinden ne kadar belli oluyor! Ölmesinde ve gömülmesinde, artık Onu diğer insanlardan (günahlı insanlardan) ayıran hiç birşey yok:

İşaya 53: 9 Şiddete başvurmadığı,

Ağzından hileli söz çıkmadığı halde,

Ona kötülerin yanında bir mezar verildi,

Ama öldüğünde zenginin yanındaydı.

 

Tanrı Oğlu İsa Mesih’in yüceliğinden tamamen soyunarak mezara gömülmesi O’nun alçaltılmasının son öğesiydi.

 

Ama Müjdenin mucizesi şöyle belli oluyor: İsa Mesih, Tanrı’ya artık Baba diyemeyecek kadar alçaldığı için ve bizimle olan birleşmesini nihai kaderimizin en uç sınırına kadar götürdüğü için, bizlerin Tanrı’ya “Babamız” diyebilme hakkımız var! O’nunla iman aracılığıyla birleşmiş olan bizler, hiç birşeyin bizi Baba’nın sevgisinden ayırmayacağına eminiz;[4] günahkarlığımız, asla Tanrı’nın bizi terk etmesine sebep olmayacak. Ölümde bile, ancak O’nun önümüzde çizdiği ve önceden kendisinin izlediği yolunu takip edeceğiz. Tanrı Oğlu, kendini bizimle “cehennem” noktasına kadar bile birleştirdiği için, “O’nunla bir beden”[5] olmuş olan bizler, sonsuza dek O’nunla bir olacağız!

 

 

 



[1] İsa, burada 22. Mezmurdan aktararak tüm Mezmurun düşüncelerini kendisine mal ediyor (7, 8, 16, 18 ayetleri). Şunu dikkat etmek gerek: bu Mezmur, Tanrı tarafından gerçekten terk edilmekten değil, Mezmurcunun terk edilmiş olduğu hissetmesinden söz ediyor. Mezmurun geriye kalan kısmı, Tanrı’nın onu terk etmediği, duasına dinleyerek ona karşılık verdiğini gösteriyor (21-22 ayetlerini 23-26 ayeleriyle kıyaslayınız). Aynı şekilde İsa, çarmıhta insani olan her yönüyle, insanın Tanrı tarafından sonsuza dek ayırıldığı zaman çektiği aynı acıyı kendisi tecrübe etti. Ama Mesih – ne insanlığında ne de tanrılığında – bir an bile Baba’nın Ondan hoşnut olan Oğlu olmaya son vermedi. Bu nedenle Mesih, Babasına aracılık edip O’na konuşmaya devam edebildi (Luka 23:34, 46). Cenevre İlhimali 65-68 sorularına bakınız.

[2] “Ölüler diyarına indi” deyimi, geleneksel olarak “cehenneme indi” olarak çevirilip, Kalvinist din bilimciler tarafından öyle anlaşılıyor.

[3] “Geçmişteki dini inanç, cehennemin işkencesini, Tanrı’nın yakınlığının tamamen farkında olup, O’nun huzurundan dışarı bırakılmak olarak görüyordu. Böylece Luther’in Mesih’in cehenneme inmesinin, Tanrı’nın yakınlığını ilân edenin çektiği bilinçli ve akli işkence olarak yorumlaması, esas olarak haklıdır (...). Tanrı’nın yakınlığını apaçık bir şekilde kavramasına rağmen, O’nun yakınlığından yoksun olmak, gerçek bir cehennem olmalı”; W.Pannenberg, The Apostoles’ Creed, 91. sayfa.

[4] Romalılar 8: 38-39 Eminim ki, ne ölüm, yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yartımış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa'da ola Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir.

[5] Romalılar 12:4-5