Luka
15.11-32
Evdeki Oğul –büyük
kardeş.
Luka 15. mesele neden “kaybolan oğul meseli” demişler acaba? Bu metne verilen bu isimden
dolayı, kayıp olan ama bulunan oğulun babası tarafından tekrar kabul edilişi
hemen aklımıza geliyor. Ancak evdeki oğul düşünmek pek aklımıza gelmiyor? Acaba
evdeki bu büyük kardeş kime benziyor?
Gerçekte bu mesel tam olarak bizi anlatıyor –kayıpken bulunduk… Diğer yandan evdeki
büyük kardeş de tam olarak bizim yüreğimizi simgeliyor –birçok zaman.
Bizim yüreğimiz dindarlığı ve kurallara bağlılığı
seviyor –ve bu aslında çok değerli bir
zenginliktir. Yani Tanrı’nın emir ve yasaklarına dikkatle bakmak,
titizlikle günahtan kaçınmayı aramak hepimizin sorumluluğudur.
Ancak büyük kardeşi konuşmaya değer kılan yönü, bizim
yüreğimizin başkalarını bağışlamayı sevmediğine tanıklık etmektedir. Çünkü bu
evdeki oğul (büyük kardeş) bağışlamayı sevmiyor –bu da çok kötü bir hastalıktır; dünya bu hastalığı, alışkanlık
düzeyinde bir bağımlılığa dönüştürmüştür.
Büyük kardeş Tanrı’nın yasasına bağlı kalmak için
gayret etmiştir; bu yüzden günaha öfke ile bakmasını anlayabiliriz.
Ancak büyük kardeş kurallara bağımlı olmadıkça,
birine lütuf gösterilmesine, birinin tövbe etmesine öfkelenir. Eğer sadece
bizim standartlarımıza uyanlara iyilik yapmasını onaylasaydık bu da lütuf olmazdı.
Büyük kardeşte yadırgamamız gereken şey, onun
günahkara duyduğu öfkedir. Bu öfke onun yüreğini öyle katılaştırmıştır ki,
kendi etinden olan insan kardeşinin kurtuluşuna sevinemez duruma gelmiştir.
Bu meseldeki baba, küçük kardeş dönmezden 15 dakika
önce çiftlikten ayrılmış olsaydı; ve bu küçük kardeş çiftliğe döndüğünde büyük
kardeşi ile karşılaşsaydı, acaba ne olacaktı?
Muhtemelen baba döndüğünde küçük kardeş çiftlikten
gitmiş olurdu?
Size bir ferisinin
iman açıklamasını hatırlatayım (Luka 15:2; 5:30; 7:39; 19:7):
Mesih, günahkârları kabul
ediyor…
Mesih’e inanmayan insanların (Ferisiler) ağzından
dökülen Müjde’ye bakın, onlar Mesih’in kimliğini ve işini çok iyi tanımlıyorlar:
Günahkarların dostu Mesih (Luka 15:1)…
Ama onlar Mesih’in yaptığı işi veya Mesih’in amacını onaylamıyorlar. Bu yüzden
de Mesih’e iman etmek istemiyorlar. Çünkü kendi bağışlama standartlarına
uymadığı için bir başkasının bağışlanmasını onaylayamıyorlar. Çünkü Tanrı’nın
bu kadar merhametli olmasını ve bu kadar lütufkar olmasını kabullenmek
istemiyorlar.
Lütuf
budur; ve Müjde budur: Mesih günahkarlar
için geldi…
Bizler gördüğümüz bir günah karşısında ve bize
yapılan bir haksızlık karşısında nasıl bir tepki verdiğimize dikkat edersek;
yüreğimizin evdeki büyük oğla mı yoksa Tanrı’nın yüreğine mi benzediğini
görebiliriz.
Ferisilerin sorunu kendilerinin günahkar olduğunu
görmemeleriydi (Luka 18:9-11). Böylece onlar günahtan nefret etmek yerine
günahkardan nefret eder hale geldiler. Bu durum ile, evdeki büyük kardeşin
durumu arasında benzer bir paralellik görmekteyiz.
Büyük oğul tövbekar bir günahkara lütuf
gösterilmesine o kadar kızgındır ki, şölene katılmamakla kalmaz, babasını (mal sahibini) bile azarlar.
Büyük oğlun öfkesi, Natan peygamberin sözleri
üzerine alevlenen Davut’un öfkesini hatırlatmaktadır. Bu türden bir öfkenin
arkasında itiraf edilmemiş günahlar vardır. Eğer öfkeniz bir anda parlıyorsa,
yüreğinizi Rab önünde tartmalısınız.
Rab
kilisesini böyle büyük kardeşlerden
korusun…