KİLİSE TAKVİMİ
&
Hristiyan İbadeti
İman Açıklaması
(creed)
“İman Açıklaması” ifadesinin bize hatırlattığı ilk şey genelde tarihsel (klasik) bildirgelerdir: Elçilerin İman Açıklaması, İznik İman Açıklaması gibi... Bu bakış açısı yazınsal olarak metinleri ifade etmek açısından doğru sayılabilir. Ancak bu yazıların ya da bildirgelerin ifade ettiği gerçekler açısından aynı şeyi söyleyemeyiz. Gerçekte İman Açıklaması’nın içeriğine dikkatlice bakıp üzerinde düşündüğümüzde bu kısa tarihsel öğretilerin bize bir Hristiyanın Tanrı’ya iman ve güveninde “olmazsa olmaz” esasları bir arada topladığını görürüz. Diğer taraftan Hristiyan imanı Müjdeci bir imandır. Bu iman kendisini dünyaya ilan etmek ister (Matta 16:16). Ayrıca İman Açıklaması bütün Hristiyanların aslında ne denli güçlü ve kopmaz bağlarla birbirine bağlı olduğunu gösterir.
Biri bize “Neye inanıyorsunuz?” sorusunu sorduğu zaman bu kimseye verdiğimiz cevap aslında bizim kendi iman açıklamamız olur. Bu durumda “İman Açıklamasına Gerek Yok” diyemeyiz. Çünkü yaşadığımız süre boyunca pek çok defa imanımızı başkalarına açıklarız. Yani bir şekilde iman açıklaması kullanırız. Kilisenin kendi tecrübeleriyle oluşmuş, Elçisel öğreti ve Elçisel İman üzerinde bina edilmiş olan bu açıklamaları kullandığımız zaman ise Hristiyan imanını oluşturan esasları tam ve doğru bir şekilde sıralamış oluruz.
İmanımızın evrenselliğini, birliğini ve tarihselliğini belirten bu açıklamalar Kutsal Yazıların temel öğretişlerini güvenilir, az ve öz bir biçimde ortaya çıkarıp özetliyorlar. Böylece İsa Mesih, Havarilerine yüce görevi (Matta 28:18-20) verdiği zaman aslında onlardan imanlarını bütün dünyaya açıklamalarını istemiştir. Yani bir İMAN AÇIKLAMASI üzerine kurulan kilise (Matta 16:16-18) varlığını İMANINI AÇIKLAYARAK devam ettirmiş, büyümüş ve İMANINI AÇIKLAYARAK dünyaya yayılmıştır. Böylece İman Açıklamalarına sadece tarihsel birer kaynak olarak bakmak yanlış olur. Çünkü açıklamayı oluşturan her bir esas Kutsal Yazılar’dan kaynaklanır.
Şimdi Kutsal Yazılardaki İman Açıklamalarına bakalım ve bazılarını doğrudan kullanalım, bazılarını da kendi iman açıklamalarımız haline dönüştürelim:
I.Korintliler 15:1 Kardeşler, size bildirdiğim, sizin de kabul edip bağlı kaldığınız müjdeyi hatırlatmak istiyorum. 2Size müjdelediğim söze sımsıkı sarılırsanız, bunun aracılığıyla kurtulursunuz. Aksi halde boşuna iman etmiş olursunuz.
Kabul edilmesi gereken, elçilerin müjdelediği ve sımsıkı sarılmamız gereken müjde budur:
Yuhanna 1: 1Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. 2Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. 3Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı.
Yuhanna 1: 14Söz insan olup aramızda yaşadı. Biz de O'nun yüceliğini, Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul'un yüceliğini gördük.
I.Korintliler 15: 3‑4... Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi.
I.Korintliler 15: 5Kefas'a, sonra Onikilere göründü. 6Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü.
Sonra Elçilere ve pek çok kimseye göründü.
Matta 16: 16Simun Petrus, «Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin» cevabını verdi. 17İsa ona, «Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!» dedi. «Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babamdır. 18Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. 19Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.»
O yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'dir.
Ve kilisesini Kutsal Elçilerin iman açıklaması üzerine kurdu. Kutsal Evrensel ve Elçisel Kilisenin bildirdiği Müjdeye ölüler diyarının kapıları direnemeyecektir.
Bundan başka Kutsal Yazılar boyunca pek çok iman açıklaması görmekteyiz: Vahiy 22: 13, Yuhanna 1:49; 4:29; 6:69; 11:27; 20:28, Efesliler 1:3-10, Koloseliler 1.13-20, Filipililer 2.6-11. Romalılar 1.2-4, Romalılar 8:1, 28, 30, I.Timoteyus 3:16; 6:15-16, I.Petrus 2:21-25.
Pavlus’un Listra’da nasıl tanıklık verdiğine bakın:
Elçilerin İşleri 14: 15 "Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?" diye bağırdılar. "Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, yeri, göğü, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz.
Elçiler o dönemin ve bulundukları yerin dini inanışına karşı çıkarken Tanrı’yı her şeye kadir yaratıcı olarak açıklıyor. Aynı şekilde iman açıklamasının elçiler döneminde dua ve tapınmanın bir parçası olarak kullanıldığını görmekteyiz:
Elçilerin İşleri 4:24 Arkadaşları bunu duyunca hep birlikte Tanrı'ya şöyle seslendiler: "Ey Efendimiz! Yeri göğü, denizi ve onların içindekilerin tümünü yaratan sensin...
İman Açıklamasının değerine bu açıdan baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Kilise Takvimi imanımızı bir düzen içinde açıklamamıza yardımcı olan, imanımızı Kutsal Yazılarla açıklamamıza yardımcı olan başka bir tarihsel birikimdir. Böylece bizler Kilise Takvimindeki her gün için ya da günün değişik vakitleri için belirlenmiş olan Kutsal Yazıları ibadet içinde sıra ile okuduğumuzda İsa’dan Önce ve İsa’dan Sonra olmak üzere Tanrı’nın ne dediğine tanık olur, yaratılıştan bu yana Tanrı’nın, kendi halkı ile olan ilişkisine tanık olur, emirleri, yasakları ve vaatleriyle birlikte Tanrı’nın Antlaşmasını ve dolayısıyla imanımızı yeniden ilan etmiş oluruz.
Eğer İman Açıklaması Rabbin Sofrasında kullanılacak ise ekmek ve şarap unsurlarının bereketlenmesinden önce kullanılması uygundur. Eğer Rabbin Sofrası yapılmayan bir ibadette iman açıklaması kullanılacak ise duaların sonunda, bereketleme yapılmadan önce kullanılması uygundur.
ÖRNEK – A:
İZNİK İMAN AÇIKLAMASI
Yeri ve göğü,
görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısı,
her şeye kadir tek Baba Tanrı’ya inanıyoruz.
Bütün çağlardan önce Baba’da olan
Tanrı’dan Tanrı,
Işıktan Işık,
Gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı,
kendiliğinden var olan, yaratılmamış,
Baba ile aynı özden olan,
Tanrı’nın Oğlu tek Rab İsa Mesih’e inanıyoruz.
Her şey O’nun aracılığı ile yaratıldı.
Biz insanlar ve kurtuluşumuz için göklerden geldi.
Kutsal Ruh ve Bakire Meryem’den vücut buldu ve insan oldu. Pontius Platus zamanında çarmıha gerildi, acı çekti ve gömüldü,
Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün dirildi,
göğe yükseldi ve Baba’nın sağında oturdu.
Dirileri ve ölüleri yargılamak için görkem içinde tekrar gelecek
ve O’nun krallığına hiç son olmayacaktır.
Baba ve Oğul’dan gelen, Rab olan, hayat veren,
Baba ve Oğul’la birlikte tapınılıp yüceltilen,
peygamberler aracılığı ile konuşmuş Kutsal Ruh’a inanıyoruz.
Tek kutsal evrensel ve elçisel kiliseye inanıyoruz.
Günahların affı için tek bir vaftiz tanıyoruz.
Ölülerin dirilişini ve sonsuz yaşamı bekliyoruz. Amin.
ÖRNEK – B:
ELÇİLERİN İMAN AÇIKLAMASI
Göğün ve yerin Yaratanı, her şeye gücü yeten Baba, Tek Tanrı’ya ve O’nun biricik Oğlu Rabbimiz Mesih İsa’ya inanıyorum. O, Kutsal Ruh’tan vücut buldu ve bakire Meryem’den doğdu. Pontius Platus zamanında acı çekerek çarmıha gerildi; öldü ve gömüldü; ölüler diyarına indi, üçüncü gün ölüler arasından dirildi, göğe çıktı, her şeye gücü yeten Baba’nın sağında oturdu; oradan dirileri ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecektir. Kutsal Ruh’a, Kutsal evrensel kiliseye, kutsalların birliğine, günahların affına, ölülerin dirilişine ve sonsuz yaşama inanıyorum. Amin.
veya
İNANIYORUM;
Göğün ve yerin Yaratanı,
her şeye gücü yeten Baba,
Tanrı’ya;
ve
Kutsal Ruh’tan gebe kalan Bakire Meryem’den doğan,
Pontiyus Pilatus zamanında acı çekerek çarmıha gerilen,
ölüp gömülerek ölüler diyarına inen,
üçüncü gün ölüler arasından dirilen,
göğe çıkıp,
her şeye gücü yeten Baba Tanrı’nın sağında oturan,
oradan dirileri ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecek olan
O’nun biricik oğlu Rabbimiz Mesih İsa’ya.
İNANIYORUM;
Kutsal Ruh’a,
kutsal evrensel kiliseye,
azizlerin paydaşlığına,
günahların affına,
ölülerin dirilişine
ve sonsuz yaşama. AMİN.
ÖRNEK – C:
ATANASIAN İMAN AÇIKLAMASI
(1) Her kim kurtulacak ise, her şeyden önce, katolik inancı kabul etmelidir;
(2) Bu inancı bütünüyle ve yozlaştırmadan tutanlar dışında herkes şüphesiz ki, sonsuza dek yok olacaktır.
(3) ve Katolik İnanç şudur: Üçlübirlikte tek bir Tanrı’ya ve birlik içindeki Üçlüğe tapınırız;
(4) bu kişileri ne birbirine karıştır ne de özünü böleriz.
(5) çünkü Baba tek bir Kişidir, Oğul başka, Kutsal Ruh ise başka bir Kişidir.
(6) Ancak Baba’nın, Oğul'un ve Kutsal Ruh'un Tanrısal özyapısı birdir görkemde eşit, yücelikte sonsuzdur.
(7) Baba nasıl ise, Oğul ve Kutsal Ruh da öyledir.
(8) Baba yaratılmamıştır, Oğul yaratılmamıştır, Kutsal Ruh yaratılmamıştır.
(9) Baba anlaşılmaz, Oğul anlaşılmaz, Kutsal Ruh anlaşılmazdır.
(10) Baba ebedi, Oğul ebedi, Kutsal Ruh ebedidir.
(11) Buna rağmen hepsi üç farklı ebedi değil, fakat tek bir ebedidir.
(12) Ne üç farklı "yaratılmamış" ne de üç farklı "anlaşılmaz" vardır, fakat tek bir "yaratılmamış" ve tek bir "anlaşılmaz" vardır.
(13) Aynı şekilde Baba her şeye kadir, Oğul her şeye kadir ve Kutsal Ruh her şeye kadirdir;
(14) Buna rağmen hepsi üç farklı "her şeye kadir" değil, tek bir ‘her şeye kadir’dir.
(15) Baba nasıl Tanrı ise, Oğul da Tanrı’dır ve Kutsal Ruh da Tanrı’dır;
(16) Buna rağmen bunlar üç farklı Tanrı değil, tek bir Tanrı’dır.
(17) Baba nasıl Rab ise, Oğul da Rab'dir, Kutsal Ruh da Rab'dir;
(18) Buna rağmen bunlar üç farklı Rab değil, tek bir Rab'dir.
(19) Hristiyan gerçeği uyarınca her kişinin ayrı ayrı Tanrı ve Rab olduğunu ikrar etme yükümlülüğü altında olmamızla birlikte;
(20) Katolik iman “üç farklı Tanrı ya da üç farklı Rab vardır” gibi bir ifadeyi kullanmamızı yasaklar.
(21) Baba hiçbir şeyden gelmemiştir; ne yaratılmış ne de doğurulmuştur.
(22) Oğul yalnızca Baba’dandır; ne oluşturulmuş, ne yaratılmıştır, fakat biricik Oğuldur.[1]
(23) Kutsal Ruh, Baba’dan ve Oğul’dandır; ne oluşturulmuş ne yaratılmış ne de doğurulmuştur[2] fakat Baba’dan ve Oğul’dan çıkmıştır.
(24) Böylece, üç tane değil, tek bir Baba vardır; üç Oğul değil tek bir Oğul, üç Kutsal Ruh değil, tek bir Kutsal Ruh vardır.
(25) Üçlübirlik’te hiç bir kişi diğerinden önce ya da sonra gelmez; hiç bir kişi diğerinden üstün ya da aşağı değildir.
(26) Ancak tüm üç kişi de aynı derecede sonsuz ve aynı derecede eşittir.
(27) Öyle ki, her şeyde, daha önce de söylendiği gibi, Üçlük’teki Birliğe ve Birlik’teki Üçlüğe tapınılmalıdır.
(28) Bu nedenle, kurtulacak olan kişi Üçlübirliği böyle düşünmelidir.
(29) Bundan başka, kişinin sonsuz kurtuluşu alması için Rabbimiz İsa Mesih’in beden almasına doğrudan inanması şarttır.
(30) Çünkü inandığımız ve ikrar ettiğimiz doğru iman Tanrı Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’in hem Tanrı hem de insan olduğudur.
(31) [Oğul] Baba’nın özünden,
zamanın öncesinde Tanrı olarak var olan;
annesinin özünden insan olarak zaman içinde (bu dünyada) doğmuştur.
(32) Mükemmel Tanrı ve mükemmel insandır, düşünen bir cana ve gerçek bir insan bedenine sahiptir.
(33) Tanrısal özyapıya ait olması açısından Baba ile eşit, insan olması açısından O’ndan aşağıdadır.
(34) Tanrı ve insan olmasına karşın, iki farklı Mesih değil, fakat tek bir Mesih’tir.
(35) Tanrısal özyapının ete ve kemiğe dönüşmesi ile değil, fakat Tanrı’nın insanlığı giyinmesiyle tekdir [tek bir Mesih’tir].
(36) Tümüyle tektir, [Tanrısal] özlerin karışmasıyla değil, tek bir kişinin birliğiyledir.
(37) düşünebilen can ve beden olarak tek bir insandır, bu yüzden de Tanrı ve İnsan olarak tek bir Mesih’tir.
(38) Bizim kurtuluşumuz için acı çekmiş, cehenneme inmiş, üçüncü gün ölümden tekrar dirilmiş,
(39) göğe yükselmiş, her şeye kadir Baba Tanrı’nın sağında oturmuş
(40) oradan ölüleri ve dirileri yargılamak için gelecektir.
(41) O geldiğinde bütün insanlar [ölümden] bedenleri ile tekrar dirilecek
(42) ve yaptıkları [işler] için hesap verecektir.
(43) İyilik edenler sonsuz yasamı kazanacak, kötülük edenler ise sonsuz ateşe düşecekler
(44) Bu Katolik imana sağlam bir şekilde inanmayan bir kişi kurtulamayacaktır.
[1] Orijinal metin Latince olarak yazılmış olup buradaki ifade tam olarak şudur: Filius a Patre solo est non factus, nec creatus, sed genitus. “Genitus” kelimesi Eski Ahit’in Septuagint (YETMİŞLER) tercümesinde ve Yeni Ahit’te “γενους” (genous) olarak geçer. Aziz Yuhanna bu kelimeyi kullanırken “mono” önekini kullanarak Mesih’in eşsizliğini ve tekliğini güçlü bir şekilde vurguladı (Yuhanna 1:14, 18). Eski Ahitte İsa Mesih’i tipleyen bir kişilik olan İshak “İbrahimin biricik Oğlu” olarak geçer. Ancak İbrahim’in Ketura’dan 6, Hacer’den 1 oğlu vardır. Yani İshak, İbrahimin tek oğlu değildir. Tanrı ve İbrahim arasındaki antlaşma İshak soyu ile devam edeceğinden, İshak da sembolik olarak kurban edilen tek oğul olduğundan eşsizdir (Tekvin 22:2). “Seçilmiş Olma, Yüksek Bir Pozisyona Sahip Olma, Ayrıcalıklı Olma” anlamında bu kelime kullanıldığı için Antlaşmasal Kişilikler “Genitus” kelimesi ile ifade edilir (Mezmur 89:27 [Davut için] ). Çıkış 4:21-23 ayetlerinde ise Tanrı bütün İsrail halkını tek bir kişi gibi görür, çünkü hepsi de İbrahim’le yapılan antlaşmanın çocuklarıdır ve İsrail halkının tamamından Tanrı’nın “ilk oğlu” olarak bahsedilir.
[2] Orijinal Latince metindeki “nec genitus” kelimesi “doğurulmamış” anlamında tercüme edilmiştir. Bu kelime “doğmak” filinden gelmektedir. Böylece “doğurulmamış” yani “yaratılmamış” anlamı çıkmaktadır. Bu konuda daha fazla bilgi için Kutsal Üçlü birlik sırrını anlatan kitaplara bakınız. Kutsal Kitap’ın Kutsal Üçlübirlik doktrini bir sır olup bu şekilde kabul edilmelidir (Yuhanna 14:26; 16:7).