VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

XV / 3:1-3

 

1 Sonuç olarak kardeşlerim, Rab'de sevinin[1]. Size aynı şeyleri yazmak bana usanç vermez; hem bu sizin için bir güvencedir.

aynı şeyler: Pavlus’un sözlü ya da yazılı olarak daha önce bildirdiği şeyler (3:18). Kilise yanlış öğretişlere karşı korunsun diye Pavlus bazı konuları tekrarlıyor (3:2-21).

sevinin: 4:4 ayetinde aynı vurgu yeniden yapılır. “Sevinin” derken sevinmemek bir günahmış gibi bir emir verilmiyor (Luka 19:41; 22:44, Yuhanna 11:35). Buradaki “sevinin” ifadesi bir umut ve bir teşviktir. Filipi Kilisesi Mesih’in kendileri için yapmış olduğu iyi işe (1:6) bakarak sevinmelidir.

 

2 Kötülük yapan o adamlardan,[2] o köpeklerden[3] sakının; o sünnet bağnazlarından sakının!

köpeklerden: Pavlus [Galatya’lılar mektubunda olduğu gibi] kurtuluş için sünnetin şart olduğunu düşünen sünnet yanlılarına karşı çıkıyor.[4] “köpek” ifadesini genel olarak Yahudiler diğer uluslar için kullanırdı. Pavlus’un şimdi aynı ifadeyi Yahudiler için kullanması lütfu inkar eden bazı Yahudileri (İşaya 56:10-11) ve putperest ulusları (Matta 15:22-27, Markos 7:26-28) bir tutmaktadır.

 

3 Çünkü gerçek sünnetliler[5], Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla tapınan,[6] Mesih İsa'yla övünen ve benliğe güvenmeyen bizleriz.

gerçek sünnetliler: Yahudi yanlılarına Pavlus karşı çıkıyor. Çünkü Onların savunduğu fiziksel şeylere karşılık zaten Kutsal Kitap bir gün bunların yerini ruhsal olan şeylere bırakacağını söylemektedir.[7] Bu yüzden Hristiyanlar gerçek sünnetlilerdir (Galatyalılar 3:6-4.7).

 

benliğe güvenmeyen: Mesih’e güvenmek dünyasal olan şeylere güvenmenin tersine daha sadedir.

 

benlik (beden): Pavlus benlik ifadesini kullandığında dünyasal olanı, sünnet gibi fiziksel işlere dayalı güveni (3:5) ile Hristiyanlığın lütfa dayalı olan güvenini birbirinden ayırmış oluyor.[8]

 

Mesih İsa’yla övünen: Mesih kurtuluşumuz için her şeyi tamamladığından insanların daha fazla yapabilecekleri bir şey yoktu. Mesih’in yaptığı işe sünnet ya da başka bir ritueli eklemeyi gerekli görmek Mesih’teki lütfun yeterliliğini inkar etmekti.

 

benliğe güvenmeyen: burada “Mesih İsa ile övünenler” ve “benliğe güvenenler” arasındaki farka dikkat ediniz. “Benlik” ifadesi genelde doğal insan eğilimlerini kapsamaktadır. Ancak burada konu genel olarak İsa inancını Yahudi gelenekleri ve Yasa ile birleştirmeye çalışan sünnet yanlıları bahsedilmektedir (Galatyalılar 6:12-15).

 

Yeryüzünde pek çok farklı dini inanç var. Bu inançlara sahip herkes kendisinin en doğru inanca sahip olduğunu iddia etmektedir. Kendi ibadet uygulamalarının en Tanrısal tapınmayı içerdiğini düşünürler ve öyle iddia ederler, öylece öğretmeye çalışırlar. Bu durumda hiçbir inanca sahip olmayan insanların bu farklı inanç ve uygulamalara bakıp karar vermesi oldukça zordur. Ayrıca bir inancın içindeki mezhepler arasındaki yorum farklılıkları bile bazen insanları acaba doğru olan nedir diye düşündürmektedir. İlk kilisenin de günümüzdeki gibi böyle bir sorunu vardı. Burada Pavlus kiliseye sokulmaya çalışılan yabancı öğretişlere karşı bir uyarı yapmaktadır. Kilisenin o dönemde sıkça karşılaştığı saldırılardan bir tanesi kurtuluş için sünnetin gerekli olduğu öğretisiydi. Ancak bunu söylemek kurtuluşun Mesih’te tam olarak tamamlandığı öğretisine aykırı idi. Çünkü Mesih her şeyi tamamlamış olarak artık Baba’nın sağına yükselmişti (2:9-11). Pavlus işler yaparak hiç kimsenin Tanrı önünde doğru olamayacağını vurguluyordu (Romalılar 3:20). Eğer sünnet kurtuluşu tamamlayacak olsa idi Mesih’in yüceliğinden soyunarak çarmıha gerilmesine zaten gerek kalmayacaktı.

 

O dönemde İsrail halkını diğer uluslardan ayıran en belirgin özellik sünnetti. Sünnet Eski Ahitte Tanrı’nın Antlaşmasının bir işareti olduğundan Antlaşma işareti taşımayanların Antlaşmanın dışında olduğu düşüncesine sahip bazı kişiler Hristiyanlığa zorla sünneti sokmaya çalıştılar. Kilise o dönemde henüz yeni olduğundan, bugünün teknolojik imkanları ve matbaa olmadığından doğru öğretişleri çoğaltmak ve yaymak oldukça zordu. Bu iddialarda bulunan kişiler artık Antlaşma işareti olan sünnetin İsa Mesih’ten itibaren vaftiz ile yer değiştirdiğinin farkında değillerdi.

 

Gerçek Hristiyanları ise başkalarından ayıran en belirgin özellik ibadet biçimiydi. İnananlar Rab’be Ruh’ta ve gerçekte tapınanlardır. O dönemde bazı Yahudiler kendi ibadetleri ile adeta gurur duyarlardı. Özel bayramlar, kurban, sünnet, adak gibi uygulamaları görmedikleri sade bir Hristiyan ibadeti onlar için çok bayağı idi. Oysa Tanrı katında ruhsal yönden yaklaşım daha önemliydi.

 

Bizler Tanrı’ya Ruh’ta tapınmaktayız, çünkü Kutsal Yazılardan öğreniyoruz ki Tanrı Ruh’tur.[9] Bu yüzden de Tanrı sınırlanamaz, O her yerdedir, her şeyi bilir, her şeyin üzerindedir. O'na Ruh’ta tapınmak gerekir. Bu yüzden ibadetin yönü, şekli, miktarı ve yeri yoktur. İbadet İsa Mesih’te bu dört ölçü ile ölçülmez, sınırlandırılmaz. Kutsal Ruh her bir kişinin yüreğinde ve hayatında  farklı şekillerde çalışır. Böylelikle bizleri ait olduğumuz yere (kiliseye), paydaşlığa, Ruh’ta ve gerçekte tapınmaya yönlendirir.

 

Gerçek Hristiyanın içinde bir sevinç vardır. Sevinç, Hristiyanları diğer insanlardan ayıran bir özelliktir. Gerçek bir Hristiyanın içinde sevinç vardır çünkü İsa Mesih’in hayatlarımızda yaptığı lütuf işi ile bizlere yeniden doğuşu vermiştir. Yeni yaratılışı İsa Mesih’te giyinmekteyiz. İsa’yı tanımak ve O’nda sahip olduğumuz sonsuz yaşamdan dolayı sevincimiz vardır. Pavlus içinde bulunduğu durumda sevinin diyebiliyordu çünkü onun bahsettiği sevinç dünyanın değişken durumlarına bağlı değildir. Tersine Rab’bin sevincinin kaynağında O’nun değişmezliği ve yaşam veren Kutsal Sözlerinin bereketi vardır (Yuhanna 15:11). Bu yüzden Mesih kendisiyle Hristiyanlar arasındaki birliği asma ve dallar arasındaki ilişkiye benzetir. Mesih’in sözleri sizde kaldıkça Mesih sizde kalacaktır. Dallar bazen budanma acısı (hapishane, ölüm derecesinde hastalık v.s.) yaşarlar ama bu meyve vermek içindir (Yuhanna 15:1-17).

 

Bir sporcu (Billy Sunday) İsa’yı tanıdıktan sonra hayatları değişen insanların hikayelerini duyduğu zaman “yaşam oyununu kim kazanacak” diye sordu ve sporu bırakıp İsa Mesih’e hizmet etmeye karar verdi.

 

Bizler İsa Mesih’te seviniyoruz çünkü yaşayan Rab’bin varlığında bir sevinç vardır. Bizler İsa Mesih’te seviniyoruz çünkü dirilmiş Rab İsa Mesih’in kutsal varlığı bizimledir. Bir şeylerin kötü gittiği zamanlarda bile eminiz ki, Rab bizimledir. Hayatımızda üzüntü ve acı yaşadığımız zamanlarda bile eminiz ki, bizler yaşam oyununu kazanan taraftayız. Her durumda kurtulmuş olma sevincimiz vardır. İsa Mesih’teki bol bağışlanmayı aldığımızdan dolayı sevinç duymaktayız. İsa Mesih kiliseye yüce görevini verirken (Matta 28:18-20) dünyanın sonuna kadar birlikte olma vaadini verdiği için bir sevincimiz vardır. Kutsal Kitap boyunca gördüğümüz gibi, vaatlerine sadık bir Tanrı’ya ait olmaktan duyduğumuz bir sevinç vardır. Müjde karşılıksız aklandığımız ve sadece lütuf ile aklandığımızı öğretmektedir ve bu da Hristiyan sevincinin kaynağıdır (Romalılar 1:1, 2, 3, 11).

 

Gerçek Hristiyanın imanı kesindir. Bir kişinin imanı zayıf olduğu zamanlar olabilir. İman ve itaat işlerini yerine getirmekte başarılı olamayabilir. Ancak gerçek bir Hrisitiyan bir şeyden daima emindir ki, Rab O’nu asla bırakmaz ve bundan dolayı kurtuluşu kesindir. Gerçek bir imana sahip olan kişi bilir ki, İsa Mesih kurtarış işini çarmıhta tamamlamıştır. Yani Tanrı’nın lütfuna ekleyecek bir şeyimiz yoktur. Lütfa eklenecek (ekleyebileceğimiz) hiç birşey yoktur.

 

Bu yüzden Pavlus bedensel başarılara güvenmemeyi, işlere güvenmemeyi öğütlemektedir. Çünkü benlik ne kadar sıkı disiplin altında tutulmaya çalışılırsa çalışılsın, günahlı benlik her zaman düşmeye meyillidir. Bu yüzden Pavlus yalnızca İsa Mesih’te sahip olduğumuz kurtuluş güvencesine bağlanmamızı istemektedir. Romalılar Mektubundan (3:23) öğreniyoruz ki, herkes günah işlediği için Tanrı’nın yüceliğinden ayrı düşmüştür. İsa Mesih’teki lütuf bize kurtuluşu kazandırdığı için sünnetli olmak, yılın önemli günlerini kutlamak, oruç günlerini takip etmek, iyi işler yapmak ile değil (aksi halde kurtuluş insan gücü ile elde edilebilen bir şey olurdu), karşılıksız olarak bize verilen lütuftan dolayı kurtuluşa sahibiz. Artık Ruh’ta ve gerçekte yapılan ibadet önemlidir. Pavlus bu yüzden İsa Mesih’in lütfunun değerini düşüren bu gibi öğretişlere Eski Ahit lisanı[10] ile karşı çıkmaktadır. Kutsal Kitap kültüründe ‘köpek’ ifadesi kutsal değerleri aşağılamak anlamını içerdiğinden ‘zina etmek’ anlamında da kullanılır. Pavlus böyle bir ifade ile Tanrı’nın Yasasını bozanları, Yasanın değerini düşürenleri, böylelikle yasaya karşı gelenleri, farklı öğretişler sokarak Yasayı yanlış gösteren kişileri işaret ederek onların başlarına gelecek yıkıma dikkat çeker. Diğer yandan Pavlus’un bu ifadeyi kullanması Filipi Kilisesini nasıl ayrı tuttuğu, onları ne kadar çok sevdiği, onlara nasıl önem verdiği, onlar için nasıl dua ettiği yani onlar için olan tutkusunu anlamamıza yardım ediyor.

 

Gerçek Hristiyanlar imanlarını Tanrı’nın Kutsal Ruh’undan gelen sevinç dolu bir yaşam ve samimi bir ibadet ile ilan ederler. Özetle ayetler Ruh’ta ve gerçekte tapınma ve bunun sonucu olarak Ruh’ta ve gerçekte bir yaşam, içinde sevinç olan bir yaşam ile tanıklık konusunda teşvik etmektedir. Tanrı ile Ruh’ta ve gerçekte bir ilişki kurmak, insanlık ailesi ile doğru bir ilişki içinde olmamız demektir. Bu durumda Tanrı ve insanlık ailesi ile olan ilişkimizin ne noktada olduğunu düşünmek durumundayız. Tanrı ve insanlık ailesi ile olan ilişkimizin olması gereken noktaya ne kadar yakın olup olmadığına dikkat etmek ve buna göre değişmeye çalışmak durumundayız.

 

Etrafınızdaki dünya size baktığında Ruh’ta ve gerçekte tapınanlara ait olan sevinci, yaşama bağlılığı ve Tanrı sevgisini görebiliyor mu?

 

 



[1] Filipililer 4:4, I.Selanililer 5:16

[2] Mezmur 119:115

[3] Galatyalılar 5:15, Mezmur 22:16, 20. Vahiy 22:15

[4] Elçilerin İşleri 15:1-29

[5] Romalılar 2:28-29, Galatyalılar 6:15, Koloseliler 2:11

[6] Romalılar 7:6

[7] Tesniye 30:6 Sizin ve çocuklarınızın yüreği değişecek (sünnet olacak). Öyleki O’nu bütün canınızla ve yüreğinizle sevesiniz ve yaşayasınız.

[8] Galatyalılar 6:12 Bedende gösterişe önem verenler, sırf Mesih'in çarmıhı uğruna zulüm görmemek için sizi sünnet olmaya zorluyorlar. 13Oysa sünnetli olanların kendileri bile Kutsal Yasa'yı yerine getirmiyorlar. Onlar bedenlerinizle övünebilmek için sünnet olmanızı istiyorlar. 14Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için. 15Sünnetli olup olmamanın önemi yoktur, önemli olan yeni yaratılıştır.

[9] Yuhanna 4:23-24

[10] Mezmur 22:16, 20