VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

XXII / 4:6-7

 

6 Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı'ya dua edip yalvararak şükranla bildirin.

7 O zaman her türlü kavrayışı aşan Tanrı'nın esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.

 

Pavlus 4:4 ayetinde her zaman sevinin derken 4.6 ayetinde bizim için çok zor olan ikinci şeyi söyler: “Hiç kaygılanmayın”. Aslında Her zaman sevinmek ve hiç kaygılanmamak birbirinden ayrı iki şeymiş gibi gözüksede aslında ikisi arasında bir bağlantı vardır. Çünkü yüreğinde sevinç olan bir kişi kaygı tarafından bastırılamaz. Kaygılanmak bir kişiyi sevince değil üzüntüye, paniğe ve karamsarlığa götürür. Kaygının olduğu bir atmosferde şükranla duaya gitmek kolay yapılacak bir şey değildir. Bu yüzden Pavlus sevinç ve şükranla duasını açan biridir. İçinde bulunduğu zor durumlarda bile Tanrı’nın onun için yaptığı ve o anda yaptığı şeyleri anımsayarak şükranla duasını sunar. Aynı şekilde kaygının sizin yüreğinizi ve düşüncenizi karanlığa boğması şükran dolu bir duaya vesile olmaz, olamaz. Dua eden bir Hristiyan bir sır keşfetmektedir, o da anlayışınızın üzerinde bir esenliğin akıl ve yüreklerinizi korumasıdır.

 

İsa Mesih’in, Lazar’ın kızkardeşleri Marta ve Meryem’e yaptığı ziyareti hatırladığımızda kaygılanmak ile ilgili iyi bir örnek gözlerimizin önüne gelir:

Luka 10. 38İsa, öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi. Marta adında bir kadın İsa'yı evinde konuk etti. 39Marta'nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab'bin ayakları dibine oturmuş O'nun konuşmasını dinliyordu. 40Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa'nın yanına gelerek, «Rab» dedi, «kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız bırakmasına aldırmıyor musun? Ona söyle de bana yardım etsin.» 41Rab ona şu karşılığı verdi: «Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun. 42Oysa gerekli olan tek bir şey var. Meryem iyi olanı seçmiştir ve bu kendisinden alınmayacaktır.»

İsa bir eve ziyarete gelmiştir. Ev sahibinden bir kızkardeş, Meryem Rab’bin ayakları dibine oturmuş O’nu dinlemektedir. Meryem’de kaygının tam zıddı bir ruh hali var. Ama Marta hizmet işlerine o kadar çok dalmış ki, telaş içindedir. İsa’nın o evde olmasından dolayı duyması gereken sevinç kaybolmuştur. Kaygı, adeta yüzünden okunmaktadır. İsa Marta’ya “sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun” der. Marta hizmet işlerine o kadar çok dalmıştır ki, İsa Mesih’in orada yaptığı konuşmaların derinliğini bile göremeyecek kadar meşguldür. Marta kaygı içindedir ama Meryem İsa’nın konuşmasını dinlemektedir. İsa kendisini can kulağıyla dinleyen Meryem için ise “iyi olanı seçmiştir” ifadesini kullanır. Meryem’in ruh hali ise Marta’nın halinden çok farklı olarak tam tersidir.

 

Burada kaygı olarak ifade edilen kelime (merimnate) farklı bir yöne yönlendirilme anlamını içermektedir. Yani Kutsal Kitap’ın kaygı kelimesi sizlere olmanız gereken noktadan farklı bir noktaya sapmış olduğunuzu hatırlatır. Oysa olmanız gereken nokta İsa’nın evinize gelmiş ve size öğretiyor, sizinle ilgileniyor olmasından dolayı şükran, sevinç ve esenlik içinde olmak olmalıdır. Yani açık olan bir şey vardır ki, kaygı dikkatinizi dağıtan bir şeydir.

 

Kutsal Kitap lisanında kaygılanmak o kadar ciddi bir durumdur ki, İsa Mesih tohum benzetmesini anlatırken (Luka 8:7, 14) dikenler arasına düşen tohumu “sözü işiten ama zaman geçtikçe yaşamın kaygıları, zenginlikleri ve zevkleri içinde boğulan, dolayısıyla olgun ürün vermeyenler” olarak tanımlar. İsa Mesih’in burada kullandığı kaygı kelimesi Pavlus’un Filipi kilisesine söylediği söz ile aynıdır.

 

Yani kaygı öyle bir şeydir ki, yaşamlarınızı adeta damgalar. Kaygı sizin yüzünüzde hissedilir, kaygı olağan işlerinize bile etki eder, kaygı konuşmalarınızda kendisini belli eder. Oysa bir Hristiyan’ın yüzünde görülmesi gereken sevgi, sevinç ve esenlik değil midir? Bir Hristiyanın işlerinde ve sözlerinde görülmesi gereken Rab’bin hayatınızda yaptığı o harika ve sevinç getiren işi değil midir?

 

Havari burada bizlerin kaygısına cevap verir: Tanrı’ya dua edin, kalbinizi Tanrı’ya açın. Dua edip şükran sunun. Kaygıya vereceğiniz en iyi cevap Tanrı’ya dua etmektir. Tanrı’ya her şeyde, her konuda dua etmektir. Sizin hayatınızla ilgili hiçbir şey Tanrı’nın ilgilenmeyeceği kadar önemsiz değildir. Her türlü kararı ya da her konudaki isteklerinizi Tanrı’ya şükranla sunmalısınız. Çünkü dua etmek Tanrı’ya övgü ve şükran sunmakla başlar. Ve Tanrı’nın insan anlayışını aşan esenliği böylece sizler anlayamasanız da yaşanır. Yani sizler bu esenliği bazen tam olarak anlayamıyorsunuz ama yaşayabiliyorsunuz. Bu esenlik öyle büyük bir esenliktir ki, inananların kalplerini ve düşüncelerini koruyacaktır. Havari esenliği bize anlatırken onu bize kaynağı ile birlikte verir. Bu esenlik Mesih İsa aracılığıyla gelmektedir. Esenliğimizin kaynağı Rab’bin kendisidir.