VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

XXV / 4:14-20

 

14 Yine de sıkıntılarıma ortak[1] olmakla iyi ettiniz.

15 Siz de bilirsiniz, ey Filipililer, Müjde'nin yayılmaya başladığı sıralarda, Makedonya'dan[2] ayrıldığım zaman[3] sizden başka hiçbir topluluk[4] karşılıklı yardımlaşma konusunda benimle işbirliği yapmadı.

16 Ben Selanik'te[5] iken bile, ihtiyacım[6] üzerine birkaç kez bana yardımda bulundunuz.

17 Armağan peşinde değilim; ama ruhsal kazancın hesabınızda[7] birikmesini istiyorum.[8]

18 Benim her şeyim var, bolluktayım. Epafrodit'in[9] eliyle gönderdiğiniz hediyeleri alınca bir eksiğim kalmadı. Bunlar güzel kokulu[10] sunular, Tanrı'nın beğenisini kazanan,[11] O'nu hoşnut eden[12] kurbanlardır.

4:17-18 ayetlerinde Pavlus kendisine gönderilen armağanların yeterliliğini vurguluyor. Pavlus kendisine gönderilen armağanların yeterliliğinden bahsederek kilisenin kaynaklarını bundan sonra kendisine yönlendirmek istemiyor. Pavlus ihtiyaçları karşılandığı için değil Kilisenin onu hatırlamış ve görevini yerine getirmiş (4:10) olmasından dolayı sevinçlidir. Pavlus Filipi kilisesinin armağanlarını Tanrı’yı hoşnut eden kurbanlar[13] olarak tanımlar. Tanrı kendisini hoşnut eden kurbana karşılık olarak kiliseyi bereketleyecektir.[14]

 

19 Tanrım da her ihtiyacınızı[15] kendi zenginliğiyle[16] Mesih İsa'da görkemli bir biçimde karşılayacaktır.

her ihtiyacınızı: Hem ruhsal hem fiziksel ihtiyaçlar (4:6-7) demek isteniyor. Ancak vaatlerin Mesih’te verildiğine dikkat ediniz (1:1; 4:21).

 

20 Babamız[17] Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun. Amin.[18]

 

Pavlus kendi kişisel rahatından önce önceliği Rab’bin işine veren bir kişidir. O’nun ruhsallığı aslında ise çok insanüstü değildir. Pavlus’u diğer insanlardan farklı kılan şey, onun bir şeylerden yoksun kaldığında, ihtiyaçları karşılanmadığında sadece Rab ile hoşnut kalmayı öğrenmiş olmasındandır. Mesih uğruna her şeyi zarar sayıp, Mesih uğruna her şeyi yitirmeyi göze alan Pavlus için gidebileceği en son nokta ölümdür. Sonuç ölüm olsa bile Pavlus Rab’de bundan bile hoşnuttur çünkü Pavlus için yaşamak Mesih, ölmek kazançtır (1:21).

 

Bu bölümde Pavlus Filipi kilisesinden gelen armağanlar için ne kadar memnun olduğunu ve kendisinin bu şekilde bereketlendiğini kilisenin bilmesini ister. Burada Filipi kilisesinin Pavlus için olan ve devam eden, kalıcı sevgisi göze çarpar. Kilise uzakta ya da yakında olsun bazı görevlerini ve sorumluluklarını unutmamaktadır. En önemlisi kilisenin görev ve sorumluluklarını gücünü sevgiden alan bir anlayışla yerine getirdiğini gözlemlemekteyiz. Çünkü maddi bir yardım göndermekten öte Pavlus’un sıkıntılarını paylaşıyorlar (4:14).

 

Bu haliyle Pavlus ile Kilise arasındaki devam eden paydaşlığa baktığımız zaman maddi yardımlaşmanın

1-) aynı Müjde’ye olan iman birliğinden (1:27)

2-) aynı acı ve sıkıntıları paylaşıyor olmaktan (1:29, 4:14)

3-) aynı endişeler için dua birliği içinde olmaktan (1:19)

kaynaklandığını görmekteyiz. Yani İsa Mesih yeryüzündeki ruhsal işi için yalnızca bizleri kendine çekmiyor, aynı şekilde tek tek her Hristiyanı da birbirine bağlamaktadır. Kilise Pavlus ile bir paydaşlığa girdiğinde aslında Pavlus’un taşıdığı yükün altına girmiştir. Kilise kendilerinde olanı Pavlus ile paylaşarak onu rahatlatmaya çalışır. Pavlus tutukluluğundan dolayı özgürlükten mahrum kalmıştır. Kilise de Pavlus’u rahatlatmak için maddi imkanlarından mahrum kalmayı göze almıştır. Burada açıkça görüldüğü üzere imanlılar birbirlerinin imanıyla cesaret bulurken[19] diğer yandan birbirlerinin yüklerini taşımaktadırlar.[20]

 

Bu kilise örneğine baktığımızda şunu söyleyebiliriz:

Sizlerin de kendi kilisenizle aynı hedefler, aynı sorunlar, aynı planlar için bir dua birliği içinde olmanız gerekmektedir. Kilisenin fiziksel ihtiyaçları için aynı kaygıları taşıyor olmamız gerekmektedir. Kilise yalnızca belirli dua günleri gelip gittiğiniz bir yer değildir. Kilisenin dünyasal veya ruhsal sıkıntıları her Hristiyan için başlıca bir dua konusu olmalıdır. Aynı şekilde evinizin kira, elektrik, su gibi ihtiyaçları yanında, ruhsal bir beden olduğunuz kilise işçilerinin ihtiyaçlarını düşünmek, kilisenizin kurumsal varlığının devamı için gereken şeyleri düşünmek ve bunların tedarik edilmesine çalışmak Hristiyan sorumluluğu içindedir. Pavlus ile Filipi kilisesi arasındaki paydaşlıktan öğrendiğimiz gerçek budur. Filipi Kilisesi cömert davranarak kendi fiziksel imkanlarını Pavlus ile paylaşmıştır (4.18). Epafrodit aracılığı ile onun ihtiyaç ve sıkıntılarına destek olmaya çalışırlar (2.25). Bu paydaşlık ara sıra olan ya da olup biten bir paydaşlık değil, Rab ile yaşadıkları o çok özel ilişkinin sonucu olarak bir süreklilik arzetmektedir (4:10, 15, 16). Pavlus’a gelen bu sunular Pavlus’un kiliseye olan ilgisini daha farklı bir açıdan açıklamasına sebep olur. Pavlus Filipi kilisesinin her şeyi olabildiğince Rab’bin isteğine uygun yapıyor olmasına dikkat etmektedir (4:17).

 

Ne Filipi kilisesi Pavlus’un hizmetini, başarılarını ya da elçiliğini kıskanır ne de Pavlus böyle büyük bir hizmetin altında ezilmiş olmaktan veya tek başına bırakılmış olmaktan şikayet eder. Almak ve vermek böyle güçlü bir ortaklık geliştirir. Kilise önderleri ve cemaat arasında böyle bir ilişki olursa, Pavlus gibi farklı bölgelerde hizmet eden görevlilerle kilise arasında da benzeri bir ilişki gelişir. Ve bir takım çalışması ile yapılan iş Tanrı’yı hoşnut eder. Pavlus Tanrı’nın hoşnutluğunu “Bunlar güzel kokulu sunular, Tanrı'nın beğenisini kazanan, O'nu hoşnut eden kurbanlardır”[21] sözleriyle açıklar. Yani yapılan bir hizmetteki bereketi Pavlus ve kilise birlikte paylaşmaktadır. Pavlus kiliseye verdiğiniz ondalık ve sunuları hoş kokulu kurban olarak tanımlarken aslında bunun Mesih’in kilisesi için (sizler) yaptığı kurban sunusu kadar değerli olduğunu bilir. Bu yüzden Efesliler Mektubunda şöyle diyor:

Efesliler 5:2 Mesih bizi nasıl sevdiyse ve kendisini bizim için güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrı'ya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.

İsa Mesih’in kendini hoş kokulu kurban olarak sunması O’nun sevgi ve itaatinin bir ifadesiydi. Hristiyanlar Tanrı’nın emrine olan itaatlerini, Tanrı’ya olan güven ve sevgilerini aynı şekilde dua, hizmet ve paylaşım yanında ondalık kurbanlarıyla ifade ederler.

 

Bu anlamda kiliseye ondalığını veren de, bu ondalığın Pavlus’a destek olarak verilmesine karar veren önderler de, bunu Pavlus’a ulaştıran hizmetçi de, Pavlus’un yaptığı hizmetten dolayı Tanrı’dan aynı hoşnutluğu almaktadır. Yani ondalıklarla kiliseyi bereketleyen kişiler, kilisenin hizmetleri aracılığı ile gerçekleşen bereketten pay alarak bereketlenirler.

 

Pavlus’un 4:19 ayetindeki ifadesi oldukça teşvik edicidir. Tanrı’nın kesin olan bir vaadini görebiliyoruz ki, bizler yoksulluk sınırındaysak bile ondalığımızı verdiğimizde İsa Mesih’te bunların karşılanacağını, adeta ödediklerimizin bir şekilde yeniden bize geri döneceğine dair bir güvence vermektedir (Matta 6:33). Bu güvence İsa Mesih’in büyük şan ve görkem içinde kutsal melekleriyle tekrar gelişini[22] bize hatırlattığından Pavlus bu konuyu bir hamt ve övgü sözüyle kapatır: “Babamız Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun. Amin.” Tanrı’nın böyle büyük sağlayışına ve vaatlerine Pavlus’un verebileceği tek cevap “Babamız Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun. Amin” demek olur. Ne tutukluluğun zincirleri ne de hapishanenin duvarları Pavlus’un daima Rab ile birlikte tuttuğu ruhunu esaret altına alamamıştır. Kendi güçsüzlüğüne rağmen kendisini özgür kılmış Olan’a, Filipi kilisesine de Baba ve Tanrı olan Rab’be Pavlus’un yüreğinden övgü ve tapınma yükselir:

Babamız Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun. Amin.

 



[1] Filipililer 1:7

[2] Pavlus ikinci yolculuğunda Makendon’yadan Ahaya’ya gitmişti (Elçilerin İşleri 16:40-18:18).

[3] Filipililer 1:5

[4] II.Korintliler 11:8-9

[5] Elçilerin İşleri 17:1

[6] I.Selanikliler 2:9

[7] I.Korintliler 9:11-12

[8] Titus 3:14

[9] Filipililer 2:25

[10] II.Korintliler 2:14

[11] İbraniler 13:16

[12] II.Korintliler 9:12

[13] İbraniler 13:15Öyleyse, Tanrı’ya İsa aracılığıyla sunu olarak her an övgü sunalım; yani O’nun adını kutsayan dudakların ürününü getirelim. 16İyilik etmeyi, sahip olduklarınızı başkalarıyla paylaşmayı savsaklamayın. Çünkü Tanrı bu tür kurbanlardan hoşnut olur.

[14] II.Korintliler 9:6 Denecek şudur: Esirgeyerek eken esirgeyerek biçer; bollukla eken bollukla biçer. [Tanrı’yı hoşnut etmek kavramı üzerinde düşününüz; I.Selanikliler 2:4 Tam tersine, Tanrı'nın Sevindirici Haber'i yaymaya yaraşır gördüğü kişiler olarak, O'nun buyurduğu biçimde konuşuyoruz. İnsanların değil, yüreklerimizi deneyen Tanrı'nın beğenisini kazanmaya çalışıyoruz.]

[15] Mezmur 23:1, II.Korintliler 9:8

[16] Romalılar 2:4

[17] Galatyalılar 1:4

[18] Romalılar 11:36; 16:27

[19] Romalılar 1:12

[20] Galatyalılar 6:2

[21] Pavlus’un buradaki sözleri tufandan sonra Nuh’un Tanrı’ya sunduğu sunduğu yakmalık sunulara karşılık Tanrı’nın verdiği cevabı hatırlatmaktadır (Tekvin 8:20-21).

[22] Matta 24:30; 25:31