VAAZ/KELAM ÇALIŞMASI TASLAĞI

Galatyalılar Mektubu Üzerine Bir İnceleme

 

Müjde eşsizdir:

I. (1:1-5)

II. (1:6-10)

III. (1:11-2:21) a. (1:11-17) b. (1:18-2:10) c. (2:11-21)

 

Müjde üstündür:

IV. (3:1-4:31) a. (3:1-5) b. (3:6-4:11) c. (4:12-20) d. (4:21-31)

 

Müjde özgürlüktür:

V. (5:1-6:10) a. (5:1-15) b. (5:16-6:6) c. (6:7-10) VI. (6:11-18)

 

Kısaltmalar:

BİA: Belçika İnanç Açıklaması

Hİ: Heildelberg İlmihali

WİA.: Westminster İnanç Açıklaması

WKİ: Westminster Kısa İlmihal

WUİ: Westminster Uzun İlmihal

 

V.c. (6:7-10)

 

Bu bölümde uyarılar yer almaktadır. Bu uyarılarda Tanrı’nın yargısı yanında bereketlere de dikkat çekilmektedir. Hristiyanlar Rab’de gayretli olmalıdırlar. Galatya’daki imanlıların önlerindeki yarışı koşmak için gevşemeden devam etmeleri gerekmektedir. Dünyanın mayası kiliseye bir daha girmesin diye Galatyalılar’ın gayretli olmaları gerekmektedir.

 

Mesih’teki özgürlükte devam eden bir yaşam, bu açıdan bakıldığında disiplinlidir. Üyeler gevşemeden devam etmek için disiplinli olmak durumundadır. Mesih’in bağışladığı özgürlükte devam etmek için yine Mesih’in yasasında kalmak gerekmektedir. Mesih’in yasası da sevgi ile kardeşlere hizmeti getirmektedir.

 

Bu bölümdeki ayetlere 2:20 ayeti açısından bakınca anlam daha da belirgin oluyor:

Mesih'le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu'na imanla sürdürüyorum.

 

Mesih ile çarmıha gerilmiş bir kimse dünyanın aldatılarına karşı uayanıktır (6:7). “Ben artık dünyaya göre ve dünyadakiler gibi yaşamıyorum” diye düşünen bir kimse Ruh’a ekerek iyi bir hasat için çalışır; ve aldatı veya Ruh’a karşıt olanların içine düştüğü alay (Mezmur1:1) durumundan kendini korumak için Ruh’a ekerek devam eder (6:8). “Mesih bende yaşıyor” diye düşünen biri Mesih gibi iyilik yapmakta gayretlidir (6:9). “Tanrı Oğlu'na imanla yaşıyorum” diyen biri kilise ailesinin iyiliği için dikkat eder (6:10). Bu durumda imanlılar uyarılara kulak vererek Kelami olana sarılmak ve tersi durumlardan kaçınmak için dikkatli olmalıdırlar. Ve yine uyarılar sahte öğretmenleri cevaplarken onları izleyenleri de gerçeğe döndürmek için vardır.

 

6:7 Aldanmayın, Tanrı alaya alınmaz. İnsan ne ekerse onu biçer.

 

Bir kilise içindeki insanların bir araya geldiklerinde Tanrı’yı hafife alan konuşmalar yapmalarını ve Tanrı ile alay etmelerini düşünmek çok zor. Çünkü bu insanlar artık putperest değiller. O zaman bu ayet ne anlama gelmektedir?

 

Mezmur 1. bize bereketlenmiş bir insanı anlatırken, bu kişiyi “kötülerin öğüdüyle yürümeyen, günahkârlar ile aynı yolda gitmeyen” bir kimse olarak tanımlıyor. Galatya’daki kiliselere saldıran sahte kardeşler (2:4) ismen Mesih’ten konuştuklarında Mesih’in yolundan başka bir yolu, Mesih’in Müjdesi’nden başka bir öğretiyi konuşmaktaydılar. Yani dünya değişik öğretiler ile Müjde’ye karşı çıktığı zaman bir anlamda Müjde’nin gücünü önemsemediği için Müjde ile alay etmiş olmaktaydı. Ve dünyanın yalanına inanmak da aldatılmak anlamına gelmekteydi.

 

Bu durumda sahte öğretişi dinlemek “aldanmak” ve bunlara inanarak öyle yaşamaya çalışmak da “Tanrı’yı alaya almak” anlamına gelmektedir. Mesih’ten ve Kutsal Kitap’tan ismen bahsetmek; ama bunları gerçek anlamlarından uzak bir şekilde, içini boşaltarak konuşmak (öğretmek), bir anlamda kişinin kendi kurtuluş yolunu kendisinin belirlemeye kalkışması demek olmaktadır.

 

Bu da kişinin kendisini, kendisine Söz’ünü gönderen Tanrı ile aynı seviyeye çıkarması demekti. Pavlus bu durumu teolojik açıdan “Tanrı ile alay etme” suçuna benzetmektedir. Bu durumda kilisenin, kendisine dünyanın mayasını getiren kimseler ile ilişkisini kesmesi gerekmekteydi:

Mezmur 1:1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez,

Günahkârların yolunda durmaz,

Alaycıların arasında oturmaz

 

Şüphe yok ki, insanlar ne ekerse onu biçecekti. Sahte öğretmenlerin öğretisi kilisenin bütünlüğünü bozmuş; kardeşlerin sevinci yok etmiş, kiliseye çekişme, kıskançlık ve kavga getirmişti. Ortada olan bu kötü ürüne bakarak kilisenin ders çıkarması gerekiyordu. Ancak bir de işin sonsuzluktaki boyutu vardı.

 

Galatya kiliseleri içinde bulunduğu ruhsal karanlığı görmeli, onlar için kendisini feda eden Tanrı Oğlu'na imanla (2:20) yaşamlarını düzeltmeliydi. Öyleyse Galatya kiliseleri “aldanmayın, Tanrı’yla alay etmeyin” şeklindeki emri yaşamına alması için sahte öğretiden uzaklaşıp, dünyanın mayasını üzerinden atıp yeniden Müjde’ye bağlanmalıydı. Müjde’nin “Tanrı’yı bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla sev” şeklindeki emrini görüp kendisini düzeltmeliydi (2:20, Matta 22:37-38).

 

6:8 Kendi benliğine eken, benlikten ölüm biçecektir. Ruh'a eken, Ruh'tan sonsuz yaşam biçecektir.

 

Benliğin işleri (5:19-21) ve Ruh’un ürünü (5:22-23) arasındaki fark bu ayette kendisini ölüm ve yaşam olarak belli eder. Dikkat ederseniz ikisi arasında başka bir yol yoktur. Ekilen şey ya ölüm ya da yaşam üretecektir. Benliğin Ruh'a, Ruh’un da benliğe aykırı olanı arzulaması (5:17) yine bu ayette de belirgindir.

 

Bu durumda 6:7 ayetindeki “aldanmayın” şeklindeki uyarı bu ayet için de bağlayıcıyı olup, ölüm ve yaşam hakkında “dikkatli olun” şeklinde ciddi bir uyarıdır. Çünkü Kutsal Ruh'un yönetiminde yaşayanlar benliğin tutkularından özgür olacaklardır (5:16).

 

Açıktır ki, bu yaşamda Mesih’teki özgürlüğü Kutsal Ruh’un gücü ve Kutsal Ruh’un bizdeki ürünü ile yaşadığımız gibi; sonsuzluktaki yaşamımız da yine Kutsal Ruh sayesindedir. “Ruh'a eken, Ruh'tan sonsuz yaşam biçecek” ise bunun anlamı şudur: sadece Mesih’te olanlar (2:20) “benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germiş” oldukları için (5:24) son yargı Mesih ile birleşmiş olanları aklayacak; ama aynı yargı benliğe ekenlere ölüm getirecektir.

 

O halde kiliseye düşen şey açıktır: Mesih’e sarılmak, Ruh’ta devam etmek. Çünkü “Tanrı’da yaşam için Yasa karşısında ölmüş” olanlar artık benlikte değil Mesih’te yaşıyorlardır (2:19-20).

 

Muhtemelen Yahudi yanlısı öğretinin peşinden gidenler “iyi işler yapalım, iyi hasat biçelim” diye düşünmüşlerdir. Ancak benliğin işleri (5:19-21) listesine bakınca yaptıkları iyi işlerin benliğin işlerini tazmin edemeyeceğini alçakgönüllü bir şekilde kabul etmeliydiler:

3:10 Yasa'nın gereklerini yapmış olmaya güvenenlerin hepsi lanet altındadır. Çünkü şöyle yazılmıştır: "Yasa Kitabı'nda yazılı olan her şeyi sürekli yerine getirmeyen herkes lanetlidir."

 

Böylece Ruh’a ekip sonsuz yaşam biçmek için Galatyalılar kendi yanlışını görüp tövbe etmeliydi. Bu anlamda hata ve günahları Tanrı’ya sunmanın kendisi bile Ruh’a ekmenin başlangıcıdır.

 

Mektup boyunca sahte öğretmenlerin öğretişine getirilen cevap açıktır. Bu durumda Müjde Galatyalılar’ı ölümden ve mezardan diriliş ve sonsuz yaşama davet etmektedir.

 

6:9 İyilik yapmaktan usanmayalım. Gevşemezsek mevsiminde biçeriz.

 

İleri Çalışma Notu

6:9-10

Hİ.111. Tanrı bu emirde sizden ne talep ediyor?

Komşularımın iyiliği için

yapabileceğim her şeyde

başkalarının

bana davranmasını istediğim gibi

onlara davranmalıyım

ve ihtiyacı olanlara paylaşabileyim diye

sadakatle çalışmalıyım.6

 

6 İşaya 58:5-10, Matta 7:12, Galatyalılar 6:9-10, Efesliler 4:28

 

Artık “Tanrı için yaşamak üzere Yasa aracılığıyla Yasa karşısında ölmüş; Mesih'le birlikte çarmıha gerilmiş; Mesih’in kendisinde yaşadığı kişi, çarmıhtaki tek kurbana dayalı iman (2:19-20)” ile ödülüne bakarak, gevşemeden devam etmelidir.

 

Galatya’daki kiliselere düşen şey ise bu teşvike sarılmaktır. Mevsiminde biçeceği şekilde Mesih’in iyi işlerinde kalmak; ve böylece aldatı ve alaydan uzak bir şekilde yoluna devam etmek gerekiyordu. 

 

Ortada gösterilen bunca açıklayıcı ayetlerden sonra kilise kendisine yıkım getirecek olan yolu görecekti. Bu ayetleri okuduktan sonra bazı kimseler mutlaka “kendi yıkımım için mi ekiyorum” diye düşünmüş olmalıydı?

 

Mesih’in Yasa’sı da sevgi ile iyilik yapmayı öğretiyordu. Bu, bir görev ya da bir korku gereği yapılan iyilikten farklıydı. Mesih ile birlikte çarmıha gerilmiş (2:20) olarak yaşayan bir kişi zaten kötü bir iş yapamayacaktı. Aradaki fark ise, benlik kendi işlerine bakarak kurtuluşu hak olarak görüyor; kurtuluşu işler ile satın aldığını iddia ediyordu –yaptığı iyi işlerline bakarak kurtuluşa layık olduğunu düşünenler bu yüzden az değildir…

 

Ancak Mesih insanın yapabileceği bir şey için çarmıha gitmemişti. Mesih insanın satın alabileceği bir şey için çarmıha gitmemişti. Bütün Kutsal Yazılar[1] Mesih’e ve yapacağı işe işaret etmekteydi. Bu şekilde işlere odaklanmak, Kutsal Yazılar’dan Mesih’i hariç tutmak anlamına gelmekteydi. Çünkü Kutsal Yazılar kurtuluşun Mesih’te hak edilmeyen bir armağan (lütuf) olduğunu söylemekteydi.

 

Böylece işlere dayalı kurtuluş arayanlar, “kurtuluş arzulamak” gibi iyi bir şeyi istemelerine ve kurtuluşlarını özlemelerine karşın ölüm biçeceklerdi. Ve Galatya’daki kiliselere düşen şey kurtulmuşluğuna şükran sunmak için Mesih’in yolunda yürümekti; Mesih’in örnek bıraktığı şekilde yaşayarak iyi işleri ile bu dünyaya kurtuluş Müjdesi’ni (Söz’ü) ekmeye devam etmekti.

 

Hİ.63. Bu ve gelecek yaşamda Tanrı’nın ödüllendirmeyi vaat ettiği iyi işlerin bir şey kazanmayacağını nasıl söyleyebilirsiniz?3

Ödül kazanılmamıştır,

o lütfun bir armağanıdır.4

 

3 Matta 5:12, İbraniler 11:6

4 Luka 17:10, II.Timoteyus 4:7-8

 

Hİ.86. Günahlarımızın ıstıraplarından Tanrı’nın lütfuyla yalnızca Mesih aracılığı ile kurtulup bunları kendimiz kazanmadığımız halde neden halâ iyi işler yapmak zorundayız?

Tabi ki, Mesih bizlerin kefaretini kanıyla ödedi.

Biz iyi işler yapıyoruz çünkü

bizim için yaptığı her şey için1

bütün yaşamımızla Tanrı’ya olan şükranımızı gösterebilelim diye

ve bizim aracılığımızla övülsün diye1

Mesih Ruhu’yla bizleri kendi benzerliğine dönüştürmek üzere yeniliyor.2

 

İmanın meyveleriyle imanımızdan emin olabilelim3

ve bizlerin Tanrısal yaşayışı

ile komşularımız Mesih’e kazanılabilsin diye4

bizler iyi işler yapıyoruz

 

1 Matta 5:16, I.Korintliler 6:19-20

2 Romalılar 6:13; 12:1, 2; I.Petrus 2:5-10

3 Matta 7:17-18, Galatyalılar 5:22-24, II.Petrus 1:10-11

4 Matta 5:14-16, Romalılar 14:17-19, I.Petrus 2:12; 3:1, 2

 

6:10 Bunun için fırsatımız varken herkese, özellikle iman ailesinin üyelerine iyilik yapalım.

 

Bu ayet bize Matta 25:31-40 ayetlerini hatırlatmaktadır. Galatya topluluğu kendilerini izleyen inançsız dünya karşısında paylaşımcı ve cömert bir tanıklık içinde yaşamalıydı.

 

Mesih'le çarmıhtaki ölümde birleşmiş olanlar (2:20), Mesih’in uğruna çarmıha gerildiği kilise ile de paydaşlık içinde yaşarlar. Kilise üyeleri Tanrı’ya duydukları sevgi ve bağlılıktan dolayı kendilerinde olan şeyleri sevinçle birbirleriyle de paylaşırlar.

 

Bu paydaşlık ilişkisi sadece bir kişinin kendisinde olan bir armağanı veya yeteneği veya Tanrı’dan bağışlanmış olan bir bereketi diğer ile paylaşması ilişkisi değildir. Bu ilişki aynı zamanda onları bir arada tutmak için gereklidir. Bu ilişki kilisenin bölünme ve dağılma durumundan (5:15, 26) korunması için, Mesih ile birleşmişliklerinde (2:20; 5:24) devam etmesi gereken bir sevgi ilişkisidir:

Efesliler 4:14 Böylece artık insanların kurnazlığıyla, aldatıcı düzenler kurmaktaki becerileriyle, her öğretinin rüzgarıyla çalkalanıp öteye beriye sürüklenen çocuklar olmayacağız.

15 Tersine, sevgiyle gerçeğe uyarak bedenin başı olan Mesih'e doğru her yönden büyüyeceğiz.

16 O'nun önderliğinde bütün beden, her eklemin yardımıyla kenetlenip kaynaşmış olarak her üyesinin düzenli işleyişiyle büyüyüp sevgide gelişiyor.

 

Kutsal Ruh tarafından her bir üyeye “kilisenin ortak yararı için Ruh'u belli eden bir yetenek verilmiştir” (I.Korintliler 12:7). Böylece 6:10 ayetinde üyelerin Kutsal Ruh’a ekme işinde (6:8) tecrübe kazanmalarına, Kutsal Ruh’a dayalı yaşam pratiğinde güçlenerek ilerlemelerine yardımcı olacak yol gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yol kilisenin ruhsal gelişimi için gereklidir: 

Koloseliler 2:19 Oysa eklemler ve bağlantılar aracılığıyla tüm Beden’e Baş’tan besin sağlanmakta, onların arasında bağlantı kurulmakta ve Beden Tanrı’nın sağladığı gelişmeyle gelişmektedir.[2]

 

Ruh’a ekenler (6:8) iyilik yapmaya devam edecekler (6:9); ve böylece Mesih’in iyi olan karakterinde büyüyerek devam edeceklerdir:

Efesliler 4:28 Hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin. Tersine, kendi elleriyle iyi olanı yaparak emek versin; böylece ihtiyacı olanla paylaşacak bir şeyi olsun.

 

İlave Açıklama

1-) Son yargıda sahte öğretişin peşinden gidenler yargılandığında, onlar rüzgar ile savrulan saman çöpü gibi hemen ayrılarak belli olacaktır. Doğru öğreti ile yürüyenler Tanrı’dan zevk alırken sahte öğreti peşinden gidenler yargılanınca aklanmayacaktır. Doğru övgü ile yürüyenlerin yolunu Rab korurken sahte övgü ile yürüyenlerin yolu ise onları ölüme götürecektir (Mezmur 1). 

 

Bu durumda samimi iman sahipleri kimlerle ilişki içinde olduklarına dikkat etmelidir.

 

Mesih'le birlikte çarmıha gerilmiş, Mesih’in kendisinde yaşadığı biri (2:20) gibi yaşamak, dikkatli ve gayretli olmayı gerektirir.

 

2-) Sizce yaşadığınız çağın kültürü Tanrı ile nasıl alay ediyor? Gazete, televizyon, dergi ve sinemada bu konuda örnek göstereceğiniz neler dikkatinizi çekiyor? Ya da bazı şarkı sözlerinin içeriğinin Tanrı’nın arzu ettiği düzene karşı olması sizce nasıl bir kültürü üretiyor veya nasıl bir kültürü destekliyor?

 

Evliliği sıkıcı gösteren komedilere en çok kimler gülüyor dersiniz? Evlilik bağı olmaksızın, kadın ve erkeğin bir mücadele sonundaki zaferlerinin yatakta tamamlandığı filmler Tanrı’nın yarattığı cinselliğin yanlış kullanılmasını desteklemiyor mu? Adaleti kendi doğrularına dayandıran kimselerin adalet dışı yaşamlarını konu eden filmler, adaletsizliklerden şikayet edip de kendi adaletini kendisinin sağlamaya çalıştığı bir kültürü desteklemiş olmuyor mu? 

 

3-) 6:7-9 ayetlerindeki “ekin ekmek ve ekin biçmek” şeklinde ifade edilen “işler” bir yargı ile ilişkilendirilerek anlatılmaktadır. Böylece “Tanrı işleri önemsemez” demek yanlış olacaktır. Tanrı işleri önemsediği için insanın işlerini yargılayacağını söylemektedir.

 

Bu durumda “ne ekersen onu biçersin” şeklindeki yaygın ifadenin ruhsal dünya için de geçerli olduğunu görmekteyiz. Benlik ölüm hasadına Ruh ise yaşam hasadına gebedir.

 

Böylece Ruh’un yönetiminde yaşayanlar (5:16), benlikten yana yaşamazlar (5:17-18). Ancak böyleleri Tanrı’da kutsal yaşam yaşarlar. Öncelikle imanlı kişinin ilk iyi işi budur: Mesih’te kutsal yaşamak, vaftizine sahip çıkarak yaşamak…

 

Ruh’ta ürün vermek de Mesih’te devam etmekle mümkündür. Kiliseye düzenli bir şekilde katılırız; imanın ev halkı ile olan paydaşlığımız bizi toplu ve kişisel dua zamanları için besler. Kelam okuma ve araştırma, dua ve tapınma, sakramentler ve diğer ruhsal disiplinler Mesih’te devam etmemize, Mesih’te büyümemize yardım ederler; yani Ruh’ta ürün vermemiz için bize destek olurlar. Bütün buradaki işler lütufta yaşadığımız için iyi işlerdir. Bütün buradaki işler lütuf altında yapıldığından Ruh’un ürününün bizde görülmesi mümkün olur.

 

Bizler Tanrı’nın övülmesi için, Tanrı’nın krallığının ilerlemesi için her ne yaparsak ya da her ne söylersek, etrafımızı Mesih’teki doğruluk ve kutsallıkta teşvik etmek için gayretli olursak ve inananları sözlerimizle bu yolda bina edersek Ruh’a eken işçiler olmuş oluruz.

 

Ancak her şeyde sevincimiz Rab’de olmalıdır. Sevincimiz Rab’be kul olmaktan kaynaklanırsa “biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık”  diyerek işlerimizle değil, sahibimiz olan Rab ile övünmüş oluruz. 

 

6:7-9 ayetlerine “ekin ekmek ve ekin biçmek” yaklaşımından bakarken, bu dünyadaki işlerimizin meyvesini mutlaka bu dünyada göreceğimiz gibi bir beklenti içinde olmamalıyız. Yapılan iyi şeyler kadar yapılan kötü şeyler en son yargıda mutlaka ödülünü alacaktır:

Matta (12:34-37) 13:39 Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Biçim vakti, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir.

40 "Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır.

41-42 İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.

43 Doğru kişiler o zaman Babaları'nın egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!"

 

4-) Dünyasal hayatta tohum ekmek bir sabır işidir. Tohumu eken çiftçi daha sonra sulama, gübreleme, çapalama gibi işler yapmak zorundadır. Diğer yandan bazen tohum ekmek yağmur mevsimlerinin gelmesini sabırla beklemeyi gerektirir. Yakup mektubu benzer bir yaklaşımla ektiği tohumun ürün vermesi için sabırla bekleyen çiftçiyi örnek göstererek ruhani hayat için bir ders verir:

Yakup 5:7 Öyleyse kardeşler, Rab'bin gelişine dek sabredin. Bakın, çiftçi ilk ve son yağmurları alıncaya dek toprağın değerli ürününü nasıl sabırla bekliyor!

8 Siz de sabredin. Yüreklerinizi güçlendirin. Çünkü Rab'bin gelişi yakındır.

 

Galatyalılar Mektubunda da gördüğümüz ekme-biçme benzetmesi ile verilen öğretişler sabır konusunda da bizleri düşündürmelidir.

 

Öncelikle “sabır” konusunda bakarken Ruh’un ürününü hatırlamalıyız. Yani bu mektuptaki (6:7-9) “ekin ekme ve hasat biçme” benzetmesine bakarken Ruh’un ürününü başka bir konu Ruh’a ekmeyi başka bir konu olarak düşünmek yerine, ‘Ruh’un ürünü için sabırlı olmak, Ruh’a ekme işinde sabırlı olmak’ şeklinde bir öğretiş benimsemek daha doğru olacaktır.

 

Unutmayalım ki, bazen ekilen tohumlar bizim beklediğimiz sürede meyve vermez. Veya bazen müjdeleme ve merhamet hizmeti veya Müjde uğruna yaptığımız başka şeyler bizlerin hedeflediği sonuca ulaşmayabilir. Bize düşen şey Mesih’teki tanıklığa devam etmek, Ruh’ta yürümeye devam etmek ve Kutsal Ruh’a güvenerek sabırla (adanmışlıkla) devam etmektir. İnsanlara karşı sabırlı olmayı başaranlar Tanrı’nın zamanını bekleme konusunda sabırlı olan kimselerdir.

 

5-) Adem’den gelen kötü miras ve Mesih’ten gelen Ruh birbirine karşıt bir şekilde savaşmaktadırlar. Benliğin işleri ve Ruh’un ürünü arasındaki zıtlık ölüm ve yaşam kadar nettir.

 

Kişilerin işleri, bu dünyada her zaman belli olmasa da sonsuzlukta kesin bir sonuç doğuracaktır. Bu durumda kardeşlerin bina edilmesi ve teşvik edilmesi açısından sizin kilisenizin iyi işler öğretisi ve kurtuluş öğretisi tam olarak anlaşılmış mıdır?

 

6-) Dünya benliğin işleri ile o kadar dolu ki, belki yaptığımız bir iyiliğin karşılığını hiç alamayacağız. Ancak Kutsal Yazı burada çok açık bir şekilde “iyilik yapmaya devam et” diyor.

 

Belki yaptığınız bir iyilik başkalarının sizin hakkınızda daha da yanlış düşünmesine sebep olacak; belki de yaptığınız bir iyiliği birilerine yağcılık olsun diye yaptığınızı düşünecekler; belki de yaptığınız bir iyilik, hakkınızda bir karalama kampanyasına dönüşecek. Ancak Kutsal Yazı burada çok açık bir şekilde “iyilik yapmaya devam et” diyor.

 

Belki de etrafınızdaki kötülükler o kadar çok ki, iyilik yapmaya layık kimse görmüyorsunuz. Ancak her şeye karşın siz Mesih’in iyiliğini takip edip sözlerinizle olduğu gibi, işlerinizle de Mesih’te olduğunuzu ilan etmeye çağrılıyorsunuz. Ve ödülünüzü Mesih döndüğünde size kesinlikle ödeyecektir. Müjde “düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin” demekle kalmıyor (Matta 5:44); ancak duadaki samimiyeti işlerle doğrulamayı da emrediyor:

Romalılar 12:17 Kötülüğe kötülükle karşılık vermeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin.

18 Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın.

19 Sevgili kardeşler, kimseden öç almayın; bunu Tanrı'nın gazabına bırakın.

Çünkü şöyle yazılmıştır: "Rab diyor ki, 'Öç benimdir, ben karşılık vereceğim.'"

20 Ama, "Düşmanın acıkmışsa doyur, Susamışsa su ver. Bunu yapmakla onu utanca boğarsın."

21 Kötülüğe yenilme, kötülüğü iyilikle yen.

 

İyilik yapmak, iyi şeyler yapmak bu dünyada beklediğiniz karşılığı bulmayabilir. Ancak ektiği tohum için samimiyetle Rab’be güvenenler, bir teşekkür görmese de hasadı Rab’be teslim etmiş olurlar.

 

7-) Şunu unutmamak lazım; sevgi ektikçe sevgi biçersiniz; ayrılık, çekişme, dedikodu ekerseniz insanları kazanmak yerine kaybedersiniz. Böylece kilisenin dünya önündeki tanıklığına da leke sürmüş olursunuz.

 

Kiliseden birinin bir diğerine üzüntü ya da sıkıntı kaynağı olması kadar kötü bir tanıklık olamaz. Rab ile övünen bir yaşam ekiyorsanız diğerleri için sevinç ve bereket olursunuz. Ama diğerleri için endişe veya korku olmaktan kaçının. Diğerlerinin güvendiği, teşvik olarak gördüğü biri olmanız için ne ektiğinizi denetlemelisiniz. Mesih’teki diğerlerinin iyiliğinden kendinizi sorumlu hissetmelisiniz.

 



[1] Luka 24:44 Sonra onlara şöyle dedi: "Daha sizlerle birlikteyken, 'Musa'nın Yasası'nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar'da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir' demiştim."

[2] Cosmades tercümesi.