KÜTÜPHANE
KUTSAL RUH-I
Rev. Robert Lynn
İÇİNDEKİLER
I. Bölüm
Kutsal Ruh Hakkında ................................
İsa Mesih’in Kişiliği ...................................
Kutsal Ruh İle Yürümek .............................
Kutsal Ruh’un Armağanları ve Pentikost .....
Kutsal Ruh’un Hizmeti .................................
Tanrı'nın zenginliği ne büyük, bilgeliği ve bilgisi ne
derindir! O'nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır!
(Romalılar 11:33)
Bu kitap Kutsal Ruh konusuna bir giriş kitabı niteliğindedir.
Saygıdeğer İlahiyatçı ve Pastör Robert Lynn tarafından düzenlenen bir seminerin
notları bir araya getirilerek oluşturulmuştur.
Kutsal Ruh konusunu çok geniş olduğu halde Pastör Lynn uzun
paragraflar ile büyük bir kitap oluşturmak yerine bir solukta okuyabileceğiniz
bir eser olmasına çalışaraktan kısa paragraflarda araştırmacılara daha büyük
paragraflar yazılabilecek bir bakış açısı verebilmeyi amaçlamıştır. Pastör
Lynn’in Türkçeye çevrilen ikinci kitabı olan ‘Kutsal Ruh Üzerine-I’ adlı
bu eser tüm kısalığına rağmen size üzerinde uzun uzun düşünebilmeniz bir bakış
açısı vercektir.
“Rab beni kurtardı, Halleluya!” diyen her
bir Hristiyan İsa Mesih’in çarmıhta gerçekleştirdiği bu kurtuluşu Kutsal Ruh’un
yaşamlarımıza nasıl uyguladığı üzerinde de düşünmeli, araştırmalı ve
bilgilenmelidir. Kutsal Ruh’un varlığının ve işlevinin yaşamlarımıza olan
etkisi üzerinde fikir sahibi olmak; bizleri Tanrı’yı ve günahkarların
kurtarıcısı İsa Mesih’i tanımaya ve anlamaya götürecektir.
Bu kitap, Tanrı
bilgisinin yüceliği ve erişilemez gizeminde okuyucuları okyanuslardan da
derin bir konuya dalmaya davet ediyor.
Gerçek mutluluğu Tanrı’da, Tanrı’nın Sözlerinde bulup onu
yaşamının rehberi ve amacı yapanlara ne mutlu!
Yaratıcı
Baba’ya, Kurtarıcı Oğul’a, kutsayan Kutsal Ruh’a övgüler hamtlar olsun!
Saygılarımla,
Rev. İlhan Keskinöz
Kutsal Ruh Hakkında
Bu bölümde önce Kutsal Ruh hakkındaki bilgilerimizi kısa
kısa gözden geçirelim.
Heidelberg
İlmihali 53. Kutsal Ruh’la ilgili olarak neye inanıyorsunuz?
İlk olarak O, Baba
ve Oğul gibi sonsuz Tanrı’dır.1
İkinci olarak O
bana, gerçek iman aracılığı ile beni Mesih’e ve O’nun bütün bereketlerine
paydaş kılsın,3 beni teselli etsin4 ve sonsuza dek
benimle kalsın diye5 kişisel olarak verilmiştir.2
1 Tekvin 1:1, 2; Matta 28:19;
Elçilerin İşleri 5:3, 4; (I.Korintliler 3:16)
2 Galatyalılar 3:14, (I.Petrus 1:2)
3 Yuhanna 15:26; Elçilerin İşleri
9:31
4 Yuhanna 14:16-17, I.Petrus 4:14
5 I.Korintliler 6:19;
II.Korintliler 1:21-22; Galatyalılar 4:6, (Efesliler 1:13)
25. Tek bir Tanrı1 olduğu halde neden Baba, Oğul
ve Kutsal Ruh
üçlüğünden söz ediyoruz?
Çünkü Tanrı kendi Sözünde öyle açıkladı.2 Bu
farklı Üç Kişi tek, gerçek ve sonsuz Tanrı’dır.
1 Tesniye
6.4, I.Korintliler 8.4, 6
2 Matta
3.16-17; 28.18-19, Luka 4.18 (İşaya 61.1), Yuhanna 14.26; 15.26, II.Korintliler
13.14, Galatyalılar 6.4, Titus 3.5-6
24. Bu iman esasları kaça ayrılır?
Üçe ayrılır.
Baba Tanrı ve yaratılışımız;
Oğul Tanrı ve kurtarılışımız;
Kutsal Ruh Tanrı ve kutsallaşmamız.
Westminter Uzun İlmihal 11. Oğul’un ve
Kutsal Ruh’un, Baba ile eşit derecede Tanrı oldukları ne şekilde belirgindir?
C. Kutsal Yazılar, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a yalnızca Tanrı’ya
atfedilebilecek isimler,[1] özellikler,[2]
eylemler,[3] ve
tapınış[4]
vererek Baba ile eşit derecede Tanrı olduklarını ortaya koyarlar.
Romalılar 8: 14Tanrı'nın Ruhuyla
yönetilenlerin hepsi Tanrı'nın oğullarıdır. 15Çünkü sizi tekrar korkuya götüren
kölelik ruhunu almadınız, oğulluk ruhunu aldınız. Bu ruhla, «Abba, Baba!» diye
sesleniriz. 16Ruh'un kendisi, bizim ruhumuzla birlikte, Tanrı'nın çocukları
olduğumuza tanıklık eder. 17Eğer Tanrı'nın çocuklarıysak, aynı zamanda
mirasçıyız. Mesih'le birlikte yüceltilmek üzere Mesih'le birlikte acı
çekiyorsak, Tanrı'nın mirasçılarıyız, Mesih'le ortak mirasçılarız.
Bizler tamamıyla bozulmuş bir
şekilde günaha bağımlıyken[5]
Kutsal Ruh bize yeniden doğuşu vererek[6]
bizleri sonsuz yaşamımızdan emin kılar.[7]
Bizleri şimdiden itibaren Mesih için yaşamaya hazır ve istekli olmaya
yönlendirir.
Luka 3: 21‑22Bütün halk vaftiz
olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. İsa dua ederken gök açıldı ve Kutsal Ruh,
bedensel bir görünüm alarak güvercin biçiminde O'nun üzerine indi. Gökten gelen
bir ses de, «Sen benim sevgili Oğlumsun, senden hoşnudum» dedi.
İsa Mesih’i mesh eden Kutsal Ruh ile[8]
bizi mesh eden aynı Kutsal Ruh’tur:[9]
I.Yuhanna 2:27Size gelince, O'ndan aldığınız Ruh
sizde kalır ve kimsenin size bir şey öğretmesine gerek yoktur. O'nun size her
şeyi öğreten Ruhu gerçektir, sahte değildir. Size öğrettiği gibi, Mesih'te
yaşayın.
İsa Mesih’in beden almasını sağlayan Kutsal Ruh[10]
bizlere armağanlar gönderip yeryüzündeki Kiliseyi Mesih’in ruhani bedenini
oluşturacak şekilde bina eder[11]
Elçilerin İşleri 2: 33O, Tanrı'nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen
Kutsal Ruh'u Baba'dan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh'u
üzerimize dökmüştür.
Efesliler 4:
7Ama lütuf her birimize Mesih'in armağanı ölçüsünde bağışlandı. 8Bunun için
Kutsal Yazı şöyle der:
«Yükseğe
çıktı ve tutsakları tutsak aldı.
İnsanlara
armağanlar verdi.»
9Şimdi bu `çıktı' sözcüğü, Mesih önce aşağılara,
yeryüzüne indi demek değil de nedir? 10İnmiş olan ve her şeyi doldurmak üzere
tüm göklerden çok yukarı çıkmış olan Kişi aynıdır. 11Kendisi bazılarını elçi,
bazılarını peygamber, bazılarını müjdeci ve bazılarını önder ve öğretmen olmak
üzere atadı. 12Öyle ki kutsallar, hizmet görevini yapmak ve Mesih'in bedenini
geliştirmek için donatılsın. 13Sonunda hepimiz imanda ve Tanrı'nın Oğlunu
tanımada birliğe, yetkinliğe ve Mesih'in doluluğundaki olgunluk düzeyine
erişeceğiz. 14Böylece artık insanların kurnazlığıyla, aldatıcı düzenler
kurmaktaki hünerleriyle, her öğretinin yeliyle çalkalanan ve öteye beriye
sürüklenen çocuklar olmayacağız. 15Tersine, sevgiyle gerçeğe uyarak bedenin
başı olan Mesih'e doğru her yönden büyüyeceğiz. 16O'nun önderliğinde bütün
beden, her eklemin yardımıyla kenetlenmiş ve kaynaşmış olarak, her üyesinin
düzenli işleyişiyle büyüyüp sevgide gelişiyor.
Kutsal Ruh, Kutsal Yazılar aracılığı ile çalışır ve
Müjde’nin vaaz edilmesi[12]
ile bizlerin iç varlığında iman üretir.[13]
Zaten Kutsal Yazılar Kutsal Ruh aracılığı meydana çıkmıştır.[14]
Kutsal Ruh
günahımızı paklayarak bizi kutsal kılar ve Mesih’in benzeyişinde büyümemiz için
bizi yeniler:
Hezekiel 36: 26 Size yeni bir
yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği
çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. 27 Ruhumu içinize koyacağım;
kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
I.Korintliler
6:11 Bazılarınız böyleydiniz; ama
yıkandınız, kutsal kılındınız, Rab İsa Mesih'in adıyla ve Tanrımızın Ruhu
aracılığıyla aklandınız.
Bizde yaşayan Kutsal
Ruh aracılığı ile Mesih’in kutsal bedeni birleşiyoruz. Böylece Kutsal Ruh
sayesinde sonsuzluklar boyunca yaşayacağız
Yuhanna 6: 56Bedenimi yiyip
kanımı içen bende yaşar, ben de onda. 57Yaşayan Baba beni gönderdiği
ve ben Baba'nın aracılığıyla yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim
aracılığımla yaşayacak. 58İşte gökten inmiş olan ekmek budur. Atalarınızın
yedikleri man gibi değildir. Atalarınız öldüler. Oysa bu ekmeği yiyen
sonsuza dek yaşar.
Yuhanna 15: «Ben gerçek
asmayım ve Babam bağcıdır. 2Bende olup meyve vermeyen her çubuğu kesip atar,
her meyve vereni de daha çok versin diye budayıp temizler. 3Size söylediğim
sözle siz şimdiden temizsiniz. 4Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada
kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız
meyve veremezsiniz. 5Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim
kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. 6Bir
kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar,
ateşe atıp yakarlar.
Efesliler 4: 15Tersine,
sevgiyle gerçeğe uyarak bedenin başı olan Mesih'e doğru her yönden büyüyeceğiz.
16O'nun önderliğinde bütün beden, her eklemin yardımıyla kenetlenmiş ve kaynaşmış
olarak, her üyesinin düzenli işleyişiyle büyüyüp sevgide gelişiyor.
I.Yuhanna 3: 24Tanrı'nın
buyruklarını yerine getiren Tanrı'da yaşar, Tanrı da o kişide yaşar. İçimizde
yaşadığını, bize verdiği Ruh sayesinde biliriz.
I.Korintliler
12: 13İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden
olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz olduk ve hepimizin aynı Ruh'tan içmesi sağlandı.
Kutsal Ruh’un
bizleri sonsuzluklar boyunca yaşayan İsa Mesih’e bağlar. Böylece bizler Ruh
olan Tanrı ile birleştiğimizde Tanrısallıkta var olan sonsuz yaşamı alırız:
Yuhanna 4: 21İsa ona şöyle dedi: «Kadın, bana inan, öyle bir saat
geliyor ki, Baba'ya ne bu dağda, ne de Kudüs'te tapınacaksınız! 22Siz
bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş
Yahudilerdendir. 23Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte
tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle
tapınanları arıyor. 24Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte
tapınmalıdırlar.»
Filipililer
3: 20Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Ve
oradan, Kurtarıcı olan Rab İsa Mesih'i bekliyoruz.
Koloseliler 3: Mesih'le birlikte dirildiğinize göre,
gökteki değerlerin ardından gidin. Mesih orada, Tanrı'nın sağında oturuyor.
2Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün. 3Çünkü siz öldünüz,
yaşamınız da Mesih'le birlikte Tanrı'da saklıdır. 4Yaşamınız olan Mesih göründüğü
zaman, siz de O'nunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz.
Mesih ile
birleşmemiz ve olan ait olmamız bizleri Kutsal Ruh’un tapınağı yapar:
Efesliler 2: 19Buna göre artık
yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrı'nın ev
halkısınız. 20Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine bina edildiniz.
Köşe taşı Mesih İsa'nın kendisidir. 21Bütün yapı, Rab'be ait kutsal bir tapınak
olmak üzere O'nda kenetlenip yükseliyor. 22Siz de Ruh aracılığıyla, Tanrı'nın
konutu olmak üzere hep birlikte Mesih'te bina ediliyorsunuz.
I.Korintliler 3: 16Tanrı'nın
tapınağı olduğunuzu, Tanrı'nın Ruhunun sizde yaşadığını bilmez misiniz?
17Eğer bir kimse Tanrı'nın tapınağını yıkarsa, Tanrı da onu yıkacak. Çünkü Tanrı'nın
tapınağı kutsaldır ve o tapınak sizsiniz.
Zayıf olan bizler
şeytan, dünya ve günahlı benliğimizin saldırısı altındayız. İçinde bulunğumuz
ruhsal savaşta ancak Kutsal Ruh’un gücüyle güçlenip ve Kutsal Ruh’un
silahlarıyla kuşanarak ayakta durabiliriz:
Efesliler 6: 10Son olarak Rab'de ve O'nun üstün gücüyle
güçlenin. 11İblis'in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı'nın sağladığı
bütün silahları kuşanın. 12Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere,
hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki
ruhsal ordularına karşıdır. 13Bundan dolayı, kötü günde dayanabilmek, gerekli
olan her şeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Tanrı'nın bütün silahlarını
kuşanın. 14‑15Böylece, belinizi
gerçekle kuşatmış, göğsünüze doğruluk zırhını takmış ve ayaklarınıza esenlik
müjdesini yayma hazırlığını giymiş olarak yerinizde durun. 16Bunların hepsine
ek olarak, Şeytan'ın bütün ateşli oklarını söndürebileceğiniz iman kalkanını
elinize alın. 17Kurtuluş miğferini ve Tanrı sözü olan Ruh'un kılıcını alın.
18Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh'un yönetiminde dua edin. Bu
amaçla, tüm kutsallar için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla uyanık
durun.
Matta 10: 19Sizleri mahkemeye verdikleri zaman, neyi nasıl
söyleyeceğinizi düşünerek kaygılanmayın. Ne söyleyeceğiniz o anda size
bildirilecek. 20Çünkü konuşacak olan siz olmayacaksınız, Babanızın Ruhu
sizin aracılığınızla konuşacaktır.
Romalılar 5: 3‑4Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla bile
övünürüz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı'nın
beğenisini ve Tanrı'nın beğenisi ümidi yaratır. 5Ümit de düş kırıklığına
uğratmaz. Çünkü bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı'nın sevgisi
yüreklerimize dökülmüştür.
I.Korintliler
10: 13Her insanın karşılaştığı
denemelerden başka türlü denemelerle karşılaşmadınız. Tanrı güvenilirdir,
gücünüzü aşan biçimde denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle
birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır.
Tanrı’nın Kutsal Ruh’u ve İşi
Öncelikle
Kutsal Ruh kimdir sorusunu cevaplayarak başlayalım:
Bu
ismindeki ilk söz ‘Kutsal’dır. Kutsal Yazılar bu kelimeye ‘ayrılmış’
anlamını yüklemektedir.
I.Petrus 1:15-16: Sizi
çağıran Tanrı Kutsal olduğuna göre, siz de her davranışınızda kutsal
olun. Nitekim şöyle yazılmıştır: “Kutsal olun, çünkü ben kutsalım.
Dikkat
edin! Petrus burada Tanrı hakkında bir gerçeği açıklarken Levililer kitabından
alıntı yapıyor ve bizlere Tanrı’nın ne kadar kutsal olduğunu hatırlatıyor.
Tanrı ayrıdır. Ama neden Tanrı’nın ayrı oluşuna dikkat edin!
I.Petrus 1:14: Söz
dinleyen çocuklar olarak, bilgisiz olduğunuz geçmiş zamandaki tutkularınıza
uymayın.
Dünya
günah içersine düşmüştür. Tüm insanların davranışları günahla lekelenmiştir, bu
yüzden Tanrı dünyadan ayrıdır: Tanrı Kutsal olduğundan; günahtan ayrıdır.
İşte bu yüzden Tanrı, Petrus aracılığıyla diyor ki: “Ben dünyadan ayrı olduğum için; siz de dünyadan ayrı olun”
Tanrı Kutsal olduğu için, dünyadan ayrıdır;
aynı zamanda Tanrı’nın Ruh’u da Kutsaldır ve O da günahtan ve
dünyadan ayrıdır.
İşaya
6: 1 Kral Uzziya'nın öldüğü yıl yüce
ve görkemli Rab'bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı
dolduruyordu. 2 Üzerinde Seraflar* duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle
yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı. 3
Birbirlerine şöyle sesleniyorlardı:
Kutsal,
kutsal, kutsaldır.
Yüceliği
bütün dünyayı dolduruyor." 4
Seraflar'ın sesinden kapı söveleriyle eşikler sarsıldı, tapınak dumanla doldu.
5 "Vay başıma! Mahvoldum" dedim, "Çünkü dudakları
murdar bir adamım, dudakları murdar bir halkın arasında yaşıyorum. Buna
karşın Kral'ı, Her Şeye Egemen RAB'bi gözlerimle gördüm." 6 Seraflar'dan
biri bana doğru uçtu, elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı; 7 onunla
ağzıma dokunarak, "İşte bu kor dudaklarına değdi, suçun
silindi, günahın bağışlandı" dedi.;
Yine bu bölümde
Kutsallık kavramının nasıl kullanıldığına dikkat edin! Tanrı o kadar yüce ki;
O’dan sadece Kutsal olarak bahsedilmiyor; O “Kutsal, kutsal, kutsaldır”
Bu bölümde iki kişi görüyoruz. Tanrı ve
İşaya. Tanrı Kutsal olduğundan; yükseltilmiş ve yüceltilmiş durumdadır. Tanrı
saf ve görkemliyken İşaya kendi günahlılığını anlıyor ve Rab’bin karşısında
alçaltılıyor. İşaya kendi günahkarlığını ve kirliliğini fark ediyor. Bu yüzden “Vay
başıma! Çünkü helak oldum” diyor. Tanrı’nın Kutsallığı; insanın
günahlılığını ortaya çıkarıyor.
Üçlü
Birliğin üçüncü kişisi olan Kutsal Ruh ile işte bu noktada karşılaşıyoruz. Ayrı
ve görkemli olan Kişi… Ruh kelimesinin temel anlamı ‘rüzgar’ ya da ‘nefes’tir.
Eyüp 1: 19 ansızın çölden şiddetli
bir rüzgar esti" dedi, "Evin dört köşesine çarptı;
ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnız ben kurtuldum durumu sana
bildirmek için.
Burada ‘çok
kuvvetli bir rüzgar’dan bahsediliyor. Burada sözü edilen ‘yel, rüzgar’
kelimesi, Tanrı’nın Ruh’u ile aynı kelimedir. Bu rüzgarın nasıl bir rüzgar
olduğuna dikkat edin. Bu rüzgar, bir meltem ya da hafif serinlik veren bir
rüzgar değildir. Büyük bir rüzgar, büyük bir yel… Yani güç patlaması şeklinde
gelen bir rüzgar. Bu yel o kadar güçlü ki; bütün bir evi yok ediyor. Rüzgar,
burada Tanrı’nın Ruh’unun gücünü tanımlamaktadır.
Eyüp 4: 9 Tanrı'nın soluğuyla yok oluyor,
Öfkesinin
rüzgarıyla tükeniyorlar.
Bu ayette yine gördüğümüz şey Tanrı’nın soluğunun
(yelinin) gücüdür. Tanrı’nın soluğu o kadar güçlü ki; O’nun önünde yok
oluyorlar. Burada yine bahsedilen şey; güçlü bir rüzgardır.
Mika 3:8 Ama Yakupoğulları'na başkaldırılarını,
Ben RAB'bin Ruhu'yla, güçle,
Adalet
ve cesaretle
donatıldım.
Burada
konuşan Mika peygamber kuvvetle dolu olduğunu söylüyor. Çünkü Rab’bin Ruh’u ile
doludur. Kendi peygamberlik görevini yerine getirmesini sağlayan Rab’bin
Ruhu’nun verdiği güçtür. Tanrı’nın Ruhu’nun gücünden bahseden başka bir bölüme
bakalım:
Yuhanna 3: 5İsa şöyle cevap verdi:
«Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın
Egemenliğine giremez. 6Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7Sana,
`Yeniden doğmalısınız' dediğime şaşma. 8Yel dilediği yerde eser; sesini
işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan her
adam da böyledir.
Burada İsa, Nikodim’e yeniden doğmak
hakkında bir şeylerden bahsediyor. Karşımıza çıkan şey Ruh’un iki özelliğidir:
Tanrı’nın Ruh’u yine bir rüzgara benzetiliyor. 8. ayette karşımıza çıkan
yine bu yelin çok güçlü oluşuna dair olan özelliğidir. Tanrı’nın Ruh’u
bizlerin kontrol altına alabileceği bir güç değildir. O, Kadir bir Ruh’tur. O,
Kendi istediği yerde çalışır; bizim istediğimiz yerde değil. İsa Mesih’in de
burada vurguladığı; Tanrı’nın gücünün insanlar tarafından kontrol edilemeyecek
tarzda bir güç olduğudur.
Kutsal Ruh’un hizmeti de oldukça gizemlidir.
8. ayetin son kısmından anladığımız şey; Tanrı’nın Ruhu’nun kuşatan vahşi bir
güç olduğudur. Tanrı’nın Ruh’u dokunduğu her şeyi değiştiren rüzgardır. Bir
hortumun oluştuğu ve geçtiği andan sonra o şehrin durumuna ilişik bir resmi hiç
gördüğünüz oldu mu? Gerçekten de hortumun geçtiği her şey yerle bir olur.
Rüzgarı görememiş olsanız da; o şehirde bıraktığı etkileri görebilmeniz
mümkündür. Yani rüzgarın işleyişi, gizemli ve güçlüdür. O fırtına da bir
şehirden gelip geçtiğinde her şeyi değiştirebiliyor. Açıkçası Kutsal Ruh da
bizim hayatlarımızda da bu şekilde çalışmaktadır. Kutsal Ruh bizim
hayatlarımıza girip bizi değiştirmeye başladığı veya güçle hayatımıza girdiği
zaman sanki hortumun geçişine benzer bir alt-üst olmuş intibası belirir. Tüm
varlığımızı değiştirir. Tüm düzen kavramımızı, duygularımızı değiştirir. Tüm
varlığımızla bize ait hissettiğimiz, değer verdiğimiz herşeyi alt-üst eder.
Rüzgarı nasıl kontrol altına alıp dizginleyemezsek Kutsal Ruh’u da
dizginleyemeyiz. Tevrat’da geçen Samson’un hikayesini hatırlamakta yarar
vardır. Çok güçlü bir aslan Samson’a saldırmak üzereydi. Hakimler 14. bölümde görebildiğimiz şey Tanrı’nın Ruhu’nun
Samson’un üzerine gelişidir. Ve Samson Tanrı’nın gücü ile dolar. Bu güçle
aslanı ikiye ayırır. Aynı hikayede başka bir örneği hatırlayın Rab’bin Ruh’u yine
Samson’un üzerine tüm güç ve kudreti ile gelir. Samson Filistinliler tarafından
hapsedilmiştir. Bütün bağlarını Rab’bin gücü ile çözer ve bin kadar
Filistinliyi öldürür.
Ya da İsa’nın çöle gidip denenmeden önceki
gücünü anlatan hikayeyi bir düşünün! Tanrı’nın Ruhu ile İsa çöle doğru
yönlendirilir Ve kötü olanla savaşarak sonunda kazanır.
Elçi
Pavlus’un, Kutsal Ruh hayatına geldiğinde neler olduğunu hatırlayın. Kiliseye
zulüm eden bir kişiyken hizmet eden bir şahıs haline geldi. İşte bu da Kutsal
Ruh’un doğasının gücünü bizlere açıklar. Tanrı’nın yeli, Pavlus’un
hayatına girdi ve herşeyi alt-üst etti.
Kutsal
Ruh’un, bizleri bir başkasını bağışlayabilmemiz için nasıl güçlendirdiği
konusunda biraz düşünün. Ya da bizlere eziyet eden kişilere dua edebilme gücünü
veren Kutsal Ruh’u şöyle bir düşünün! Bencil olan kişilerin hayatlarına Kutsal
Ruh girdikten sonra tüm insanları sevip, onlara hizmet edebilecek kadar değişen
insanları hatırlayın...
Bu nedenle hayatlarımızı Rab’bin Ruhu’na
açmak hem harika hem de güçlü bir olaydır. Çünkü bizler hayatlarımızı Rab’be
açtığımızda O bizleri hiç beklemediğimiz şeyleri yapmaya, Krallığına
girebilmemiz için bazı riskler almaya yönlendirebilir. Hayatımızın gidişini
değiştirecektir. Yeni bir cesaret verecek, hayat değiştiren Kendi gücü ile
bizim hayatlarımızı dolduracaktır. Kutsal Ruh’un kim olduğunu iyi bilirsek
bütün bu radikal değişiklilerin oluşumunu bekleyebiliriz. Hayatlarımızı güçle
ve kudretle istila eden Tanrı’nın gücü hakkında biraz daha derin düşünelim:
Tekvin 1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü
ve yeri yarattı. 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla
kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu
Yaradılışın en başında Tanrı’nın
Kutsal Ruh’unun çok aktif olduğunu görüyoruz:
Mezmur
33:6 Gökler RABBİN sözü ile,
nefesi
ile yaratıldı.
Burada Tanrı’nın nefesi ile evrenin
yaradılışı arasındaki ilişkiyi anlamamız gerekir. Bizler için neredeyse
Tanrı’nın nefesinin gücünü kavrayabilmek imkansız. Bir akşam dışarı
çıktığınızda, gökyüzüne bakın, Tanrı’nın yarattığı dünyanın mükemmeliğini
görün. Tanrı o kadar yüce ve güçlüdür ki, yapması gereken tek şey yaratmak için
bir söz söylemesi yeterlidir. Ve tüm yaradılış bu Söz aracılığı ile
yaratılmıştı. Tanrı’nın nefesi ile tüm evren var edildi. Bu nefes
Tanrı’nın Ruh’udur. Kutsal Ruh’un hayatlarımızı bu denli güçlü bir şekilde
kontrolüne alıp, değiştirmesini şimdi daha iyi anlıyabiliyor muyuz? Evrenin
yaradılışının en başında suların üzerinde gezinen ve tüm evreni yaratan O Ruh,
artık bizim hayatımızdadır. Hayatlarımızı değiştirmektedir. İsa Mesih aracılığı
ile Kutsal Ruh yüreklerimize geldiğinde yaratılışın en başondaki aynı güç bizim
içimizde yaşamaya başlıyor.
Evreni yaratan aynı Kutsal Ruh, peygamberler
aracılığı ile konuşan aynı Ruh’tur.
II. Samuel 23: 1 Davut'un son sözleri şunlardır:
"Yişay oğlu Davut
Tanrı'nın yükselttiği adam,
Yakup'un Tanrısı'nın meshettiği,
İsrail'in sevilen ezgi okuyucusu şöyle diyor:
2 RAB'bin Ruhu benim aracılığımla konuşuyor,
Sözü dilimin ucundadır.
Burada
Davudun ne dediğine dikkat ediniz: “RAB'bin
Ruhu benim aracılığımla konuşuyor” Kutsal
Kitap’ta peygamberlerin yazılı dökümanlarına baktığımızda onlar aracılığı ile
konuşan ve vahiy veren Kutsal Ruh’tur.
1. Petrus 1:10-11 Size
bağışlanacak lütuftan söz etmiş olan peygamberler, bu kurtuluşla ilgili
dikkatli incelemeler ve araştırmalar yaptılar. İçlerinde olan Mesih’in Ruhu,
Mesih’in çekeceği acılara ve bu acıların ardından gelecek yüceliklere tanıklık
ettiğinde, Ruh’un hangi zamanı ya da nasıl bir dönemi belirttiğini
araştırdılar.
İşte burada da görüldüğü gibi, peygamberler
aracılığı ile konuşan Kutsal Ruh’tu. Yani bu dünyayı ve hayatlarımızı
değiştiren Sözü bizlere veren Kişi, bizim içimizde olan Kutsal Ruh’tu. O gün
peygamberler vasıtası ile konuşan Ruh’la; bugün vaizler aracılığıyle konuşan
Ruh aynı Ruh’tur. Dikkat etmemiz gereken bir başka şey de şudur: Tanrı Sözünün
vaaz edildiğini duyduğumuzda; Kutsal Ruh’un çalışmasına tanıklık etmiş oluruz.
Pazar günleri Pastör kürsüye çıkıp Tanrı Sözünü sizlere bildirdiğinde onda
işleyen Kutsal Ruh ile; eski zamanlarda peygamberler aracılığıyle konuşan
Kutsal Ruh aynı varlıktır. Ancak Kutsal Ruh’un hizmetini ve gücünü kilise
duvarları arasına sıkıştırıp; kısıtlayamayız. Ve burada farkına varmamız
gereken şey bizler işyerimizde, okullarımızda ya da yaşadığımız çevrede
insanlara Müjde’yi duyurup paylaşırken bizde çalışan Kutsal Ruh’un ta
kendisidir.
Kutsal Ruh’un işleyişi konusunda birçok
farklı görüşler ve iddialar vardır. Burada açıklamaya çalıştığımız şey,
yaratılışın en başında herşeyi yaratan Kutsal Ruh ile bizim içimizde olan ve
Müjde’yi paylaşırken de bizde işleyen Ruh’un aynı olduğudur. İşte bu yüzden
arkadaşlarımıza ve komşularımıza Müjde’yi duyururken bizde işleyen, kurtuluşa
götüren Kutsal Ruh’tun ta Kendisidir.
Eğer Kutsal Ruh’un işleyişini görmek
istiyorsak, yapmamız gereken tek şey; Tanrı Söz’ünü vaaz eden ve duyuran
imanlıları aramaktır. Topluluklarına Tanrı Sözü’nü duyuran sadık önderlere ya
da evlerinin sessizliğinde Tanrı Sözü’nü çalışan inanlıların varlığına bakmamız
gereklidir. Bu durumlarda Tanrı’nın Kutsal ve Güçlü Ruhu’nun hayatları
değiştirmek üzere çalıştığından emin oluruz. Bugün hayatlarımızı kontrolü
altında tutan Kutsal Ruh, yaradılışta etkin olan Ruh idi. Aynı Ruh peygamberler
aracılığı ile konuştu. Bir sonraki şey ise Tanrı’nın Sözü’nü vahiy etti.
II.Petrus 5:21 Çünkü hiçbir
peygamberlik sözü insanın isteğinden kaynaklanmadı. İnsanlar Kutsal Ruh
tarafından yöneltilerek Tanrı’nın sözlerini ilettiler.
Burada
Petrus’un vurguladığı, Tanrı’nın Sözü’nün peygamberlerin kendi istemiyle değil
ama Kutsal Ruh aracılığıyla peygamberlerin kullanılarak vahiy edildiğidir.
II.Timoteyus 3:16 Kutsal
Yazıların tümü Tanrı esinidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek ve doğruluk
konusunda eğitmek için yararlıdır.
Bütün
vahyin Tanrı tarafından başlatılması, gönderilmesi ve Tanrı’nın gücüyle
verilmesinden dolayı Kutsal Yazıların tümü de Kutsal Ruh’un esinidir. Bu
nedenle Tanrı, Kutsal Ruhu aracılığı ile, nefesiyle tüm Sözü bize verdiğinde bu
Söz bizlerin her iyi şeyi yapabilmemiz için bizleri donatacaktır. Mesih İsa
işte bu nedenle “insan sadece ekmekle yaşamaz ama Tanrı’nın ağzından çıkan
her sözle yaşar” diyor.
Tanrı’nın
Sözü ile nefesi ve Ruh’u arasındaki ilişkiyi görebiliyor musunuz?
İşaya 59: 21 Bana gelince, onlarla
yapacağım antlaşma şudur: Üzerindeki Ruhum, ağzına koyduğum sözler Şimdiden
sonsuza dek senin, çocuklarının, Torunlarının ağzından düşmeyecek.
Daha önceden
Yeremya peygambere Tanrı tarafından şöyle denilmişti: “Senin ağzına Ben,
Kendi Sözlerimi koydum” Tanrı elçilerin ve peygamberlerin ağzına Kendi
Sözünü nasıl koyuyor? Aslında daha da önemlisi bizlerin ağzına Tanrı Kendi
Sözlerini nasıl koyuyor?
Öyle ki
bizler O’nun elçileri oluyoruz. İşte 21. ayette Tanrı bunu açıkça söylüyor.
Burada dikkat edin! Tanrı halkıyla bir antlaşma yaparak, Kutsal Ruh’u
aracılığıyla Sözlerini ağızlarımıza koyuyor. Ve daha sonra Yeni Antlaşma’da da
görüyoruz ki; bu Sözler yanlızca ağızlarımıza konulmakla kalmayıp,
yüreklerimize de yazılacak. Ve işte Tanrı, Kutsal Ruh’u aracılığıyla Kutsal
Yazıları esinleyen Kişidir. Bu Kutsal Yazılar güç ve kudretle gelen,
hayatlarımızı değiştiren yazılardır.
Kutsal Ruh
ile ilgili gözlem yapabileceğimiz bir başka bölüme bakalım:
Kutsal
Kitap’ta İsa’nın hizmetlerini okuduğumuzda Kutsal Ruh’un gücünün ne kadar
harika bir şey olduğunu anlayabiliyoruz. Ama eğer Kutsal Ruh’un görevini ve
rolünü anlamazsak ne kadar güçlü olduğunu tam olarak kavrayamayız. Bizim
hayatlarımızı güçle ve kudretle istila eden ve yönetimi altına alan Kutsal
Ruh’la, İsa Mesih’i mesheden ve güçlendiren aynı Ruh’tur. Kutsal Ruh
İsa’nın bizim günahlarımız için yaşayıp ölmesini tamamlayarak O’na güç vermiş
ve aynı güçle O’nu meshetmiştir. Yeşaya peygamberin kitabından alınan bir bölüm
İsa Mesih’e veriliyor. Ve İsa Mesih hizmetinin başlangıcında havrada ayağa
kalkıp bu yazıyı okumaya başlıyor:
Luka
4:18-19 “Rab’bin Ruhu benim üzerimdedir.
Çünkü O beni, müjde’yi yoksullara
iletmek için meshetti.
Tutsaklara serbest
bırakılacaklarını,
körlere gözlerinin açılacağını
duyurmak için,
ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak
ve Rab’bin lütuf yılını ilan etmek
için
beni gönderdi.”
Sinagog’taki
herkesin dikkati o anda İsa’nın üzerinde yoğunlaşmıştı. Ve İsa vaazına şu
sözlerle başladı: “Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir” İsa’nın
burada okuduğu bölüm İşaya peygamberin kitabından Rab’bin hizmetkarını (kulunu)
Ruh’u aracılığıyla meshedişinden bahsediyordu. İsa şöyle diyor: “Meshedilen
o kişi BEN’im. Rabbin Ruh’u Ben’im üzerime geldi” Dikkat ederseniz, Kutsal
Ruh burada İsa’yı öngörülen hizmeti yerine getirmesi için meshediyor.
Yoksullara Müjde’yi ilan etmesi, tutsakların serbest kalmaları ve körlerin
gözlerinin açılması için meshediyor. Kutsal Ruh’un meshedişi ve gücü
aracılığıyla tüm ezilenler özgürlüğe kavuşturuluyor. Böylece Rab’bin lütuf yılı
ilan ediliyor.
Tüm bu anlatılanların doğrultusunda bir
sonuç çıkarmamız gerekirse; yaratılışta aracı olarak kullanılan kişi, yani
peygamberler aracılığıyla konuşan ve Tanrı Söz’ünü esinleyen, gücünün tümüyle
İsa’yı mesheden kişi Tanrı’nın kendi gücünden başka hiç birşey değildir. Her
zaman hatırlamamız gereken şey şudur: Tanrı’nın Ruh’u, Üçlü Birliğin üçüncü
kişisidir. Baba ile aynı güce ve aynı derecede yüceliğe sahiptir:
İbraniler
9:14 Öyleyse sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı’ya sunmuş
olan Mesih’in kanının, diri Tanrı’ya kulluk edebilmeniz için vicdanınızı ölü
işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!
Burada İsa’nın kendisini lekesiz bir sunu
olarak Tanrı’ya sunmasında, O’nu güçlendiren şeyin Tanrı’nın ebedi Ruh’u
olduğunu söylüyor. Bu bölümde anlatılan şey; Tanrı’nın Ruh’unun Tanrı’nın
özelliklerine sahip olduğu gerçeğidir. Tanrı’nın Ruh’u sonsuz olarak tasvir
ediliyor. Ve yanlızca Tanrı ebedidir, sonsuzdur. I.Korintliler Mektubu
da (2:9-11) şöyle diyor:
9Yazılmış
olduğu gibi,
Tanrı'nın,
kendisini sevenler için hazırladıklarını
hiçbir göz görmemiş,
hiçbir kulak işitmemiş,
hiçbir insan yüreği kavramamıştır.
10Oysa
Tanrı bunları bize Ruh aracılığıyla açıkladı. Ruh her şeyi, Tanrı'nın derin
düşüncelerini bile araştırır. 11İnsanın düşüncelerini, insanın içinde olan
kendi ruhundan başka kim bilebilir? Bunun gibi, Tanrı'nın düşüncelerini de
Tanrı'nın Ruhundan başkası bilemez.
Bu örnekte de Kutsal Ruh’un, yanlızca
Tanrı’da var olabilecek bir özelliği taşıdığını görebiliyor muyuz? Sadece
Tanrı’nın bilebileceği şeyleri Kutsal Ruh’un da bilebildiği bildiriliyor. Yeni
Antlaşma’ya baktığımızda Kutsal Ruh’un tanrısal özelliklere sahip; açıkçası
Tanrı olduğunun açıklanışını görüyoruz. Yunus peygamber kurtuluşun Rab’den
geldiğini söyler. Kurtuluş Tanrı’dan gelir. Yeni Antlaşmaya geldiğimizde
karşımıza çıkan ilginç şey şudur: Kurtuluş; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’a
atfedilmiştir:
II.Korintliler
1: 21Bizi sizinle birlikte Mesih'te
pekiştiren ve bizi meshetmiş olan Tanrı'dır. 22O bizi mühürledi
ve güvence olarak yüreklerimize Kutsal Ruh'u yerleştirdi.
Ayet kurtuluşumuzu tanımlarken Mesih’in
Kutsal Ruh’un ve Baba’nın ‘Bir’ ve aynı derecede etkin oluşuna dikkat
çekiyor. Burada bahsedilen bu Kutsal Üçlü’nün, hiç birinin diğerine oranla daha
fazla güçlü ya da üstün olduğu söylenmiyor.
Efesliler
2:
19Buna göre artık yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve
Tanrı'nın ev halkısınız. 20Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine bina
edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa'nın kendisidir. 21Bütün yapı, Rab'be ait kutsal
bir tapınak olmak üzere O'nda kenetlenip yükseliyor. 22Siz de Ruh aracılığıyla,
Tanrı'nın konutu olmak üzere hep birlikte Mesih'te bina ediliyorsunuz.
Bu örnekte
de fark edebildiğimiz şey Baba, Oğul ve Kutsal Ruh bizi Tanrı ile barıştırmak
ve birbirimizle sevgi ilişkisi içine girip Tanrı’nın yüceliğine yönelik bina
olmamıza çalışmasıdır. İşte Ruh hem yaratan, hem kurtarandır. Tarihin en
başında ve en sonunda işleyen güç, aynı güçtür. Ve O da kişisel olmayan bir güç
değildir. O güç, Kutsal Yazıların kurtaran kişisel ve yaratan gücü; Ruh’udur.
Üçlü Birliğin, üçüncü kişisidir. Kutsal Ruh’un hayatımıza girişiyle oluşan
harika şeylere neden şaşırmamamız gerektiğini anlayabiliyor musunuz? Hem
dünyaya hem de bize kurtuluşu veren bu güç şu an bizlerin içinde yaşayandır.
Bu nedenle her birimizin karşı karşıya
kalabileceğimiz soru şudur: Rabbin Ruh’unun karşısında alçakgönüllülükle diz
çöküp çökemeyeceğimiz ya da kendi gücüyle bizim hayatlarımızda yapmak istediği
şeyi (hayatlarımızı değiştirmek gibi) kabul edip etmeyeceğimizdir.
II.Korintliler 13:14 Rab
İsa Mesih’in lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle
birlikte olsun.
Genelde
kilisede ayrılış ilahisinden önce topluluğa bu ayet ya da Kutsal Kitap’tan buna
benzer bir bereketleme ayeti söyleyerek ayin sona erdirilir. Bu ayet şu açıdan
çok önemlidir: Çünkü Tanrı halkı üzerinde üç kişiliğin bir olan tek
Tanrı’daki etkinliğini ve Rab’bin bereketini onlara sunuşunu kanıtlar. Bu
ayet Üçlü Birliğin üç kişiliğinden de tam bir eşitlikle bahsedişinin derin
manasını kavramamız çok önemlidir. Eğer İsa Mesih ve Kutsal Ruh, eşit
olmasaydı, eğer İsa Mesih Tanrı olmasaydı; bu ayet Tanrı’ya karşı kullanılan
bir küfür olacaktı. Şayet Kutsal Üçlük’teki her üç Kişilik birbirine eşit
değillerse [Pavlus’un] Tanrı’nın ismini kullanarak insanları Baba-Oğul ve
Kutsal Ruh adıyla bereketlemesi Tanrı’nın Kutsallığına yapılan bir hakaret
olacaktı. Ama Pavlus burada insanları Tanrı’nın ve bir insanın ve kişisel
olmayan bir herhangi bir gücün adında değil; üç kişilikte bir olan Tanrı’nın
isminde bereketliyor.
Matta
28:18-20 İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: gidin, bütün ulusları
öğrenciklerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla
vaftiz edin. Size buyurduğum herşeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın
sonuna dek her an sizinle birlikteyim.
Tanrı’nın Üçlü Birlik olarak var olan doğası
burada da karşımıza çıkıyor. Tüm ulusları O’nun öğrencileri olarak yetiştirirken,
onları bir isim altında vaftiz etmeye de çağırıldık. Ama bu ismin kim ve ne
olduğuna bakmadan önce biraz Eski Antlaşma’ya dönmemiz gerekiyor.
Çıkış 20:7 Allahın RABBİN
ismini boş yere ağza almayacaksın; çünkü Rab kendi ismini boş yere ağza alanı
suçsuz tutmayacaktır.
Tanrı’nın
emri O’nun ismini boş yere kullanmamamız gerektiğini vurguluyor. Çünkü
Tanrı’nın ismi O’nu bize belirten, O’nu açıklayan bir ifadedir. Bu yüzden O’nun
ismini boş yere ağzına alan suçlanacaktır. Matta 28. bölüme tekrar dönersek görüyoruz
ki, belirli ve özel bir isimle vaftiz etmemiz gerekiyor: yani Tanrı’nın
isminde. Yargılanmak istemiyorsak bu ismi boş yere ağzımıza alıp
kullanmamalıyız. Ayrıca dikkate değer bir başka şey de tekil olarak kullanılan
isim üç kişilikten oluşmaktadır. Baba-Oğul-Kutsal
Ruh. Tanrı’nın ismi budur. Tanrı’nın ‘Bir’liğindeki ‘Üç’lüğe
dikkat edin.[15]
İsa
Mesih’le Kutsal Ruh arasındaki ilişkiyi anlayabilmek çok büyük önem taşır.
İncil’in hangi bölümüne bakarsak bakalım; İsa Mesih’in yaşamında ve hizmetinde
Kutsal Ruh’un gücünü ve hizmetini görmemek imkansızdır. Aslında aralarındaki bu
ilişkiyi İsa Mesih henüz doğmadan önce bile kavramak mümkündür.
Luka
1:35 Melek ona şöyle cevap verdi: ‘Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, en yüce
Olan’ın gücü senin üstüne gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı
Oğlu denecek.
Meryem’e
ne söylendiğini anlamak çok önemlidir. İsa Mesih henüz Meryem’in rahminde
iken Kutsal Ruh’un gücünü görebiliyor musunuz?
Luka
2: 39Yusuf'la Meryem, Rab'bin Yasasında
öngörülen her şeyi yerine getirdikten sonra Celile'ye, kendi kentleri olan
Nasıra'ya döndüler. 40Çocuk büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte yetkinleşiyordu.
Tanrı'nın lütfu O'nun üzerindeydi.
Bu ayet
İsa Mesih’in çocukluk yılları anlatılırken, O’nun büyüyen, güçlenen ve
bilgelikle yetkinleşen biri olduğunu vurguluyor. Peki böylesi bir tasvirin
sebebi sizce ne olabilir?
Cevap
açıktır; İşaya bölümünde okuduğumuz gibi ‘Rab’bin
Ruh’unun O’nun üzerinde olması’... İşaya bu kişiyi, bu hizmetkarı Tanrı’nın
ve Rab’bin seçilmiş Kişisi olarak tanımlıyor. Ve RAB, seçtiği Kişi
üzerine de Ruh’unu koyacaktır. Bu sebeple İsa Mesih daha çocuk yaşta olmasına
rağmen bilgeliğinin görülebilmesi, Tanrı’nın lütfu aracılığıylaydı. Bunlar da
Kutsal Ruh’un işleyişinin sonucunda oldu.
Mesih’in vaftizini hatırlayın:
Luka 3: 21‑22Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. İsa dua
ederken gök açıldı ve Kutsal Ruh, bedensel bir görünüm alarak güvercin
biçiminde O'nun üzerine indi. Gökten gelen bir ses de, «Sen benim sevgili
Oğlumsun, senden hoşnudum» dedi.
İsa Mesih’in vaftizinde Kutsal Ruh’un O’nun
hayatına giriş sebebini, özelliğini anlamak çok önemlidir. Burada İsa Mesih
hizmetine başlamadan önce, Kutsal Ruh tarafından meshediliyor. İsa Mesih artık
herkesin önünde açıkça peygamberlik görevini sürdürebilecek ve Tanrı’nın
Krallığı’nın İyi Haberini her yere ulaştırmak için dolaşıp konuşacaktır. Bir
sonraki bölüme baktığımızda İsa Mesih’in vaaz verişine şaşırmamak gerekir.
Artık açıkca bir kahin olarak görev üstlendiğinden Kutsal Ruh tarafından
meshediliyor. Kefaret gününde kurban sunacak olan kahinler kendilerini
yıkayarak ve meshederek temizliyorlardı. Hizmetinin bu erken safhasında bile
İsa Mesih, Yeruşalim’e giderek kendisini bir kurban olarak sunmaya
hazırlanıyordu. Bu noktada bir Kral olarak da görevine başlıyordu. Bu bölümde
ilginç olan şey gökten gelen sestir. O’ndan hoşnut olduğunu söyleyen Baba, O’na
‘Oğlum’ diye sesleniyor. Bu bölümde duyduğumuz şey adeta 2. Mezmur’un
yankılarıdır:
1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa,
Neden boş planlar yapar bu
halklar?
2 Yeryüzü kralları ayaklanıyor,
Önderler birleşiyor
RAB'be ve meshettiğ krala karşı.
6 Ve, "Ben kralımı
Kutsal dağım Siyon'a oturttum"
diyor.
7 RAB'bin fermanını ilan edeceğim:
Bana, "Sen benim
oğlumsun" dedi,
"Sana bugün baba oldum.
8 Dile benden, miras olarak
sana ulusları,
Mülk olarak yeryüzünün dört
bucağını vereyim.
10 Ey krallar, akıllı olun!
Ey dünya önderleri, ders alın!
11 RAB'be korkuyla hizmet edin,
Titreyerek sevinin.
12 Oğulu öpün ki öfkelenmesin,
Yoksa izlediğiniz yolda
mahvolursunuz.
Çünkü öfkesi bir anda
alevleniverir.
Ne mutlu O'na sığınanlara!
Mezmur şunu açıkça söylüyor: Oğul hükmedecek ve tüm uluslar da O’nun
mirası olacaktır. İsa Mesih, bu durumda Kutsal Ruh’un meshedişiyle bizim
kurtarıcımız olmak üzere hizmetine başlıyor.
Eski Ahit’te Davut ve Golyat’ın (I.Samuel
17) hikayesini hatırlayın: Davut’un kendi halkı uğruna nasıl savaştığını
düşünün. Güçlü Golyatı öldürmek için Tanrı’nın Ruh’unun onu nasıl
güçlendirdiğini hatırlıyor musunuz? İsa Mesih vaftizinde Kutsal Ruh ile
güçlendirilip bizim adımıza seçilmiş Kişi olarak savaşa hazırlanıyor ve
meshediliyor. Mesih’in insan yönü Kutsal Ruh’un dökülmesiyle; bizim uğrumuza
yapacağı iş için daha da güçlendiriliyor. Vaftizden hemen sonra da İsa Mesih’in
tüm soyu Adem’e dayandırılıyor.
Luka 4: 1‑2Kutsal Ruh'la dolu olarak
Şeria nehrinden dönen İsa, Ruh'un yönlendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk
gün süreyle İblis tarafından sınandı. O günlerde hiçbir şey yemedi. Dolayısıyla
bu sürenin sonunda acıktı. 3Bunun üzerine İblis O'na, «Tanrı'nın Oğluysan, şu
taşa söyle de ekmek olsun» dedi. 4İsa ona
şöyle karşılık verdi: «`İnsan yalnız ekmekle yaşamaz' diye yazılmıştır.» 5Sonra
İblis İsa'yı yükseklere çıkararak bir anda O'na dünyanın bütün ülkelerini
gösterdi. 6O'na, «Tüm egemenlik ve görkemleriyle bunları sana vereceğim» dedi.
«Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm. 7Bana taparsan,
hepsi senin olacak.» 8İsa ona şu karşılığı verdi: «`Tanrın olan Rab'be tap,
yalnız O'na kulluk et' diye yazılmıştır.» 9İblis O'nu Kudüs'e götürüp tapınağın
tepesine çıkardı. «Tanrı'nın Oğluysan, kendini buradan aşağı at» dedi. 10«Çünkü
şöyle yazılmıştır:
`Tanrı,
seni korumaları için
meleklerine
buyruk verecek.'
11`Ayağın
bir taşa çarpmasın diye
seni
elleri üzerinde taşıyacaklar.'»
12İsa ona şöyle karşılık verdi: «`Tanrın olan
Rab'bi sınama!' diye buyrulmuştur.» 13İblis, İsa'yı her bakımdan sınadıktan
sonra bir süre için O'nun yanından ayrıldı.
Burada
gösterilen şey, sadece Tanrı’ya olan sadakatten çok daha fazla bir şeydir. İlk
ayette gördüğünüz gibi, İsa çölde dolaştırılırken Kutsal Ruh tarafından bir
sınanmayla karşı karşıya olmak üzere [Kutsal Ruh ile dolu olarak] gidiyor. Bu
olaydan bizlerin çıkaracağı şey, ‘bizlerin
de sadık olması’ gerektiği konusunda anlam taşır.
Luka 3.
bölümün sonuna dönerek bir düşünün: Adem sınanmayı geçip başarılı oldu mu?
Tabi ki hayır... Savaş alanına girmiş ve yenilmişti. Kötü olan dedi ki: “Yediğin gün sen de Tanrı gibi olacaksın”.Ve
o da bu ayatmaya kanarak yedi… Bu yüzden Adem aracılığı ile tüm insanlık günaha
yenik düştü. Luka 3. bölümün son
ayetinde başarısız olan ilk adamın[16]
ismini görüyoruz.
Peki Luka 4. bölümde ihtiyacımız olan şey nedir? Yani
ikinci Adem olan İsa. Yeni insanlığın, yeni bir ırkın başı olan yeni bir insan...
Kendi halkı uğruna savaş alanına giren Kişi, Kutsal Ruh ile dolu olarak Kutsal
tarafından yönlendirilerek sınanıyor ve kazanıyor. Luka 4:13 ayetine
baktığımızda şeytanın yaralı bir hayvan gibi O’nun yanından ayrıldığına tanık
oluyoruz. Şeytan elinden gelen tüm güçleriyle Mesih’i sınamaya çalıştıysa da,
şeytan kaybeden taraf oldu. Çünkü ikinci Adem hepimiz için bu savaşı
kazandı. Luka 4:14. ayetine baktığımızda İsa Mesih’in Celile’ye Kutsal Ruh’un
gücüyle donatılmış olarak döndüğünü görmekteyiz.
Luka
4: 31Sonra
İsa Celile'nin Kefernahum kentine gitti. Sept günü halka ders veriyordu.
32Yetkiyle konuştuğu için O'nun öğretişine şaşıp kaldılar.
İsa
Kefernahum’a gidip orada insanlara ders vermeye başlıyor. İnsanlar İsa’nın
öğretisine şaşıp kalıyorlar. Çünkü O’nun öğretişinde güç ve yetki vardır.
Luka 4:33-37 ayetler
arasına baktığımızda İsa, cinleri kovarak şeytanın krallığı üzerindeki yetki ve
gücünü gösteriyor:
33‑34Havrada cine tutsak, içinde kötü ruh
olan bir adam vardı. Adam yüksek sesle, «Ey Nasıralı İsa, bırak bizi! Bizden ne
istiyorsun?» diye bağırdı. «Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu
biliyorum, Tanrı'nın Kutsalısın sen!» 35İsa, «Sus, çık o adamdan!» diyerek cini
azarladı. Cin, herkesin önünde adamı yere yıktıktan sonra, ona hiç zarar
vermeden içinden çıktı. 36Herkes şaşkına dönmüştü. Birbirlerine, «Bu nasıl söz?
Güç ve yetkiyle kötü ruhlara çıkmalarını buyuruyor, onlar da çıkıyorlar!»
diyorlardı. 37Ve İsa'yla ilgili haber o bölgenin her yanında yankılandı.
Hasta
kişiler İsa’ya getiriliyor ve İsa ellerini onların üzerlerine koyup,
iyileştiriyordu. İsa Mesih ve Kutsal Ruh’un aracılığı ile Mesih’in çağının
başlangıcını görüyoruz. Kutsal Ruh’un gücünün tümüyle gösterileceği,
iyileştireceği bir çağdır bu.
2000 yıl boyunca
insanlar İsa Mesih’in kimliğine, hayatına ilişkin Yazıları sıkılmaksızın
okudular. Havari Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın tanıklığında İsa Mesih’in
hayatını okudular. Bugün bizlerde bu Yazılarda nazik ve hassas, kutsal
ve sabırlı, sadık ve sınırsız, sevecen bir kişi ile karşılaşıyoruz. Bunların
ötesinde binlerce İsa hakkında karakter özelliğine rastlamak mümkündür. Bütün
bu Yazıları okuduğumuzda; İsa Mesih’in tam, gerçek, mükemmel özelliklerde bir ‘insan’
olduğunu görüyoruz. İsa’nın insanlığında bizler ne amaçla yaratıldığımızı
görebiliyoruz. Çünkü bizim bilebildiğimiz tek şey günah tarafından düşmüş ve
bozulmuş insan doğasıdır. Ama burada karşımıza çıkan şey hayal bile
edemiyeceğimiz konumda bir insan doğasıdır. Peki İsa nasıl böyle günahsız bir doğaya
sahip olabilir?
İşaya
61: 1 Rab Yahve'nin Ruhu üzerimde. Çünkü yoksullara müjde iletmem için beni O
meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, Tutsaklara serbest
bırakılacaklarını, Zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını...
İnsan benzeyişinde gelecek olan hizmetçi
için burada söylenen şey açıkça Rab’bin Ruhu’nun üzerinde olduğudur.
İşaya 42: 1 İşte kendisine destek olduğum, Gönlümün hoşnut olduğu
seçtiğim kulum! Ruhumu onun üzerine koydum. Uluslara adaleti ulaştıracak.
Biz İsa
Mesih’in insanlığını gördüğümüzde Tanrı’nın Kutsal Ruh’uyla tam olarak dolu bir
insan olmanın ne demek olduğunu anlayabiliyoruz. Bununla ilgili
düşünebileceğimiz iki uygulama vardır.
Bu sorunun cevabını bilmek için İsa’nın
hayatına bakmamız gerekir. I.Korintliler 13. bölümün sevgiyi tarif
edişini hatırlayın:
Eğer insanların ve meleklerin dilleriyle konuşsam,
ama sevgim olmasa, ses çıkaran bir bakır ya da çınlayan bir zilden farkım
olmaz. 2Eğer peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem ve her türlü
bilgiye sahip olsam, eğer dağları yerinden oynatacak kadar büyük bir imanım
olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim. 3Eğer bütün malımı sadaka olarak dağıtsam
ve bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir
yararı yoktur. 4Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez,
böbürlenmez. 5Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolayca öfkelenmez,
kötülüğün hesabını tutmaz. 6Sevgi haksızlığa sevinmez, ama gerçek olanla
sevinir. 7Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her
şeye dayanır.
8Sevgi asla son bulmaz.
...
13İşte böylece, kalıcı
olan üç şey vardır: iman, ümit ve sevgi. Bunlardan en üstün olanı da sevgidir.
Galatyalılar Metktubunda Kutsal Ruh’un
meyveleri hakkında neler söylediğini hatırlayın:
5: 22‑23Ruh'un
meyvesi ise sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak
huyluluk ve özdenetimdir...
Kendi kendinize Ruh’un meyvelerine nasıl
sahip olabileceğinizi sorabilirsiniz.
Cevap: İsa’ya bakın.
Çünkü İsa Mesih Kutsal Ruh’un yaşantısını
bizlere canlı bir örnek olarak gösteriyor
İnsanlarla
Müjde’yi paylaşırken onlara gösterebileceğiniz gerçek İsa Mesih’in hayatı ve
Kutsal Ruh’un gücüdür. Bütün peygamberler güzel yönler ve örnek alınabilecek
iyi yönler vardır. Ancak unutmayalım ki, peygamberler de tek Kutsal Tanrı
karşısında bizler gibi düşmüş ve günahlı insanlardı ve Tanrı’nın görkemi ve
yüceliğinden ayrıydılar. İyi bir insan olabilmenin yollarını bulmaya çalışan
insanlık eğer İsa Mesih’in hayatına bakarsa yanlızca iyi değil, kutsal
ve mesh edilmiş birini göreceklerdir. O’nun ölümü hakkında biraz
düşünün! Yine burada Mesih ve Kutsal Ruh arasındaki ilişkiyi görürsünüz.
İbraniler 9:14 ayeti İsa’nın kendisini ebedi Kutsal Ruh aracılığı ile sunduğunu
öğretiyor. O’nu çarmıha giderken güçlendiren şey; Tanrı’nın Kutsal Ruh’uydu.
Kutsal Ruh’un rolünü İsa Mesih’in dirilişinde de görebiliyoruz.
I.Petrus
3:18 Nitekim Mesih de bizleri Tanrı’ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak
doğru olmayanlar uğruna, günahlar için kurban olarak ilk ve son kez öldü.
Bedence öldürülmüş, ama ruhça diriltilmiştir.
Burada İsa
Mesih’in dirilişinde Kutsal Ruh’un rolünü anlamamız gerekir. O, bedence öldürülmüş; ama ruhça
diriltilmişti.
Kutsal Ruh ve İsa Mesih arasındaki bu ilişki neden bizler
için bu kadar önemlidir?
İsa Mesih
vaftizinde Kutsal Ruh’u ölçüsüz olarak alıyor. Ölümünde ve dirilişinde de
Kutsal Ruh’un tümünü sahiplenmiş oluyor. O’nun göğe alınışı da aynı derecede
önem taşıyor. Tanrı Oğlu tüm yaradılışa hakim olmak üzere Baba’nın Krallığında
tahtına oturuyor. Ve İsa Mesih Baba’nın sağında otururken; armağan olarak
Ruh’un tüm doluluğunu da alıyor. İşte, İsa Mesih ile Kutsal Ruh arasındaki
ilişkinin burada bizim için ne denli önemli olduğu da ortaya çıkıyor. İsa Mesih
Kutsal Ruh’u ölçüsüz olarak aldığından; Pentikost gününde de kilisesini bu
güçle donatıyor (Elçilerin İşleri 2:1-11).
Sizce İsa Mesih’in
Kutsal Ruh’u Kendinde bulunduruşu ne kadar büyük bir şeydir?
I.Korintliler 15:45 Nitekim
şöyle yazılmıştır: ‘İlk insan Adem, yaşayan bir can oldu.’ Son Adem ise yaşam
veren bir ruh oldu.
Burada İsa
Mesih ve Kutsal Ruh ile olan ilişki ve bütünlük o kadar yüksek bir safhaya
çıkıyor ki, İsa Mesih’in Kendisi dirilişiyle yaşam veren bir kaynak olmaya
başlıyor.
I.Korintliler 3:17 Rab Ruh’tur
ve Rab’bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır.
Burada da
ayetin ne dediğine dikkat edin! Yaptığı şey Üçlü Birliği kenara atmak ya
da hepsini birbirine karıştırmak değildir. Anlatılmak istenen şudur: İsa Mesih
Kutsal Ruh’u o kadar büyük bir derecede alıyor ki; artık İsa yani Rab, Ruh
olmaya başlıyor. Bu dolulukta ve mesh edilişte o kadar büyük bir aşamaya
ulaşıyor ki, sanki Ruh başka bir Mesih gibi gözüküyor. İşte bu nedenledir ki,
İsa Mesih Yuhanna 14. bölümde öğrencilerinin içini hüzün kaplamışken “Ben
gidiyorum ama size başka bir yardımcı gelecek” diyor. Ama esas dikkate
alınması gereken kelimenin altını çizmekte fayda vardır. Gelecek Olan’ın
aynı türde güçlü bir Yardımcı olduğudur.
Bizim için
anlamlı olan şey, artık Kutsal Ruh bize Mesih’e ait Ruh olarak gelmektedir. Bu
nedenledir ki, Kutsal Ruh’un ilk görevi her birimizi daha fazla Mesih’e benzer
yapmaktır. Son günlerde Kutsal Ruh’un armağanları konusunda bir çok tartışmalar
ortaya çıkmaktadır. Bu tartışmalar bana göre Kutsal Ruh’un görevi konusunda
düşünmekten bizleri alıkoymaktadır. Kutsal Ruh’un ilk görevi
bizleri Mesih’in benzerliğine
dönüştürmektir.
Romalılar 8:28 Tanrı'nın,
kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda
iyilik için etkin olduğunu biliriz 29 Tanrı, önceden bildiği kişileri, Oğlu’nun
benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi. Öyle ki, Oğul birçok
kardeşler arasında ilk doğan olsun.
Tüm bu
ayetlerde Kutsal Ruh’ta olan yaşama ait alıntıları görmek mümkündür. Kutsal Ruh
ile yaşamak, denetlenmiş olmak, Rab’bin Ruh’unun içimizde yaşaması, Rab’bin
Ruh’u ile yöneltilmek, Oğulluk Ruh’unu almak. 29. ayette Kutsal Ruh’un
işleyişinin sonucunu görüyoruz. Hepimizin içinde var olan Kutsal Ruh, Tanrı’nın
önceden belirlediği işleri sonuca ulaştırmaya çalışıyor.Bu ayete göre
Tanrı’nın önceden belirlediği amaç nedir? Oğlu’nun benzerliğine
dönüştürülmemizdir. Kutsal Ruh ve bizim O’ndaki yaşantımız hakkında diğer bir
ayete bakalım:
Romalılar
8: 9Ne var ki, Tanrı'nın Ruhu içinizde
yaşıyorsa, siz benliğin değil, Ruh'un denetimindesiniz. Ama bir kişide Mesih'in
Ruhu yoksa, o kişi Mesih'in değildir. 10Eğer Mesih içinizde ise, bedeniniz
günahtan ötürü ölü olmakla beraber, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir.
İsa
Mesih’in kendisinde Kutsal Ruh’u ölçüsüz (sınırsız) olarak içinde bulunur.
Kutsal Ruh’un doluluğu Mesih’in üzerinde öylesine bulunuyor ki, Kutsal Kitap “Rab
Ruh’tur” diyor. Kutsal Kitap’ın öğretişinde bundan çıkaracağımız sonuç
şudur: İsa Mesih’i kabul etmekle Kutsal Ruh’u kabul etmeyi birbirinden
ayıramayız. İsa Mesih’i kabul etmek Kutsal Ruh’u kabul etmektir. Kutsal Ruh’tan
mahrum olmak İsa Mesih’ten mahrum olmaktır. Romalılar 8:9 ayetinin ne dediğine
dikkat edin: “bir kişide Mesih'in Ruhu yoksa, o kişi
Mesih'in değildir” İşte bu nedenle İsa Mesih ve Kutsal Ruh
hayatlarımızda birlikte vardır. Bu yüzden bizler İsa Mesih’i kabul ettikten
sonra hayatlarımıza Kutsal Ruh’un gelişini beklemiyoruz. Her ikisi de tek bir
olay olarak, aynı anda hayatlarımızda gerçekleşiyor.
Elçilerin
İşleri 1. bölümde görüyoruz ki İsa Mesih, Baba’ya gideceğini ve daha sonra
Kutsal Ruh’un bizlere gönderileceğini söylüyor: “Kutsal Ruh’la vaftiz oluncaya kadar bekleyin” diyor. Daha sonra
Pentikost’un gelişini ve Kutsal Ruh’un verilişinin belirtisi olan armağanları
görüyoruz. Kutsal Ruh’u alıp almadığımız konusunda emin olmanın sadece bir yolu
var. Bu da İsa Mesih’e imandır. Çünkü farklı grupların da önerdiği gibi bazı
armağanların bizde olduğunu gösteren işaretleri Kutsal Kitap’ta göremiyoruz.
Diller armağanını ele alalım. Bazıları şöyle diyor: “Kutsal Ruh’un bize verilişinin belirtisi, her zaman dillerle konuşmak
şeklinde görülür” Ama İsa Mesih, vaftizinde Kutsal Ruh’u aldığında yabancı
dillerde konuşmamıştı. Aynı şekilde Pavlus’a da böyle olmadı. Filipeli hapishane
gardiyanı da Kutsal Ruh’u aldığında, o da dillerde konuşmadı. Eğer Ruh’un bizde
oluşunu gösteren işaret her zaman dillerde konuşmak ise o halde çok tehlikeli
bir durumla karşı karşıyayız demektir. Bu durumda ne İsa Mesih ne de Pavlus
Kutsal Ruh’un doluluğunu almamıştır anlamını çıkarabilir miyiz?
I.Korintliler 12:11
Bunların hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh’tur. Ruh bunları dilediği gibi,
ayrı ayrı dağıtır.
Eğer bir
insan “Kutsal Ruh’un alınmasıyla beraber
her zaman şu ya da bu armağan var olmalıdır” diyorsa o zaman bunu söyleyen
kişi yukardaki ayetle tam bir çelişki yaşıyor demektir. Çünkü bu ayet Kutsal
Ruh’un, armağanlarını istediği gibi dağıtabileceğini söylüyor.
Aynı
bölümde 13. ayet Kutsal Ruh hakkında Kutsal Kitap’a en uygun şeyi belirtiyor:
I.Korintliler 12:13 İster
Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere
aynı Ruh’ta vaftiz olduk ve hepimizin aynı Ruh’tan içmesi sağlandı.
Korint
kilisesinin gerçekten de biraz düzeltilmeye ihtiyacı vardı. İçlerinde öğretiye
ilişkin problemler yaşanıyordu. Kilise içinde problemler, çekişme ve günah
mevcuttu. Tüm bunlara rağmen Pavlus şunu söylüyor: “İstisnasız herkes bir
Ruh’ta ve bir bedende vaftiz oldular.” Kutsal Kitap, bize hiç bir zaman iki
farklı insan grubundan bahsetmez. Yani ‘Kutsal Ruh’la vaftiz olanlar’ ya
da ‘Kutal Ruh’la vaftiz olmayanlar’ Tüm inanlılar Kutsal Ruh’ta bir
bedene vaftiz olmuşlardır.
İbraniler
8:11 Hiç kimse kendi yurttaşına, kendi kardeşine, Rab’bi tanıyın diye akıl
öğretmeyecek. Çünkü küçüğünden büyüğüne kadar, onların hepsi beni tanıyacak
O halde bizler neden kendi aramızda Tanrı’yı
tanımak gereği duyuyoruz?
Kutsal Ruh insanları kullanır. Ve bizler Kutsal Ruh’un araçları olarak işlev
görürüz. Bu yüzden pastörlerin öğrenci yetiştiren öğretmenlerin ve
danışmanların mevcut oluşu Kutsal Ruh’un öğretişini bir kenara atmak demek
değildir. Burada kastedilen ‘Tanrı’yı
bilmek’ sistematik teolojiyi bilmek anlamında değildir. Kastedilen şey
Tanrı’yla yakın bir ilişki içersine girmiş olmaktır. Karşımızda yerin ve göğün
yüce Kralı var. Ve en küçük, en genç, en eğitimsiz imanlı bile Tanrı hakkında
dünyadaki en eğitimli insandan bile daha fazla bilgi sahibidir. Çünkü almış
olduğu Oğul’luk Ruh’u içinde yaşamaktadır. Bu yüzden Tanrı’yı sevgili Babamız
diye tanırız.
Kutsal Kitap’ta İsa Mesih’e iman etmekle
Kutsal Ruh’u almanın aynı şey olduğunu görüyoruz. Kutsal Ruh imanlıda öyle bir
çalışmalı ki, İsa Mesih’in adı yücelmelidir. Kutsal Ruh geri plandadır ve İsa
Mesih’i yansıtır. Hatırlamamız gereken en önemli şey şudur: Kutsal Ruh,
Mesih’in Ruh’udur. Kutsal Ruh’u Mesih’ten ayrı olarak aramaya çalışamayız.
Öyleyse ilk önce armağandan ziyade, onu veren üzerine yoğunlaşmalıyız. Birini
sevdiğiniz için bir armağan verdiğinizi varsayalım. Sizden ziyade verdiğiniz hediyeyi
daha çok sevmiş olması kalbinizi kırabilir. Çünkü sizin bu armağanı
vermenizdeki asıl sebep aranızdaki ilişkiyi derinleştirmekti. Ne yazık ki çoğu
zaman insanlar daha ziyade armağanlara yönelirler. Böylece armağanların
kendisi, armağanları veren kişiye yönelik olması gereken sevgiyi engelleyebilir
ve ikinci plana itebilir. Çünkü imanlılar olarak yaşam amacımız Tanrı’yı
tanımak ve O’nu sevmektir. Ruhsal armağanlar sadece Romalılar 12, I.Korintliler
12 ve Efesliler 4. bölümde belirtilenlerle kısıtlı değildir. Verilmek
istenenler bu listeyle sınırlandırılmış değildir. Bu listelerin iki kategoriye
ayrılabileceğine dikkat edin. Bunlar Söz
ve Eylem armağanlarıdır. Bu nedenle
yukarıda belirtilen bölümlerdeki ruhsal armağanlara yönelik ayetleri okurken,
iki kategoriyi göz önünde tutmak gerekir. Pavlus’un sıraladığı şeyler, hem söz
hem de eylem armağanlarını kapsamaktadır.
Ruhsal
armağanlar konusunda sorulması gereken esas soru ne olmalıdır? Verilen bu
listelere bakarak, kişi kendinde olan armağanları keşfedemez. Kişinin Mesih’in
bedenine ve komşularına bakarak kendisine sorması gereken esas soru şudur: “İsa Mesih’in bedeninde, kendi topluluğumda
ve kendi çevremde, hem sözde ve hem de eylemde insanlara nasıl hizmet
edebilirim?” Bu sorudan sonra Kutsal Ruh’tan sizi hem sözde hem de eylemde
güçlendirmesini istemelisiniz. Bizler kendimizi belirli kalıplarda bazı
armağanlarla kısıtlarsak Kutsal Ruh özgürce bizim içimizde çalışamaz. Kutsal
Ruh bizleri belirli bir yönde eğitmek isterken bizler durup “hayır! ben bu yönde gitmek istemiyorum,
çünkü benim yardım etme armağanım var” demek hatasına düşebiliriz. Kutsal
Ruh’un hangi armağanlarına sahip olduğumuzu söylemek yerine, kendimizi O’na
bırakıp Kutsal Ruh’un bizleri yönlendirişiyle yürümeye çalışmamız daha doğru
olur.
Hiç bir
zaman ruhsal armağanları Kutsal Ruh’tan ayrı tutamazsınız, ayıramazsınız. Yeni
Antlaşma’ya baktığımızda Ruh’un armağanlarından ziyade, insanın Kutsal Ruh
tarafından kutsallıkta değişmesine daha fazla önem verildiğini, Ruh’un
meyvelerinin daha fazla önemsendiğini görürüz. Çoğu zaman ruhsal armağanlar
üzerinde yapılan bir çok tartışma ve konuşma, Kutsal Ruh’un kendisine verilmesi
gereken önemi unutturuyor. Yeni Antlaşma’daki Kutsal Ruh’u tanımlayan bir başka
şey de, Kutsal Ruh’un tanık olarak işlev görmesidir. Kendisi bir görev
ruhudur. Kilise üzerine dökülmüştür. Öyle ki, kilise dünya üzerine
yayılsın. Kutsal Ruh’un armağanları üzerine tek yönlü bir dikkat daha yüce olan
görev ruhuna verilmesi gereken ilgi ve önemi engeller. Bu sebeple de
kendi bedenimizi geliştirmek, bina etmek yerine sürekli olarak Ruh’un
armağanlarını nasıl kullanabileceğimiz, bunlara nasıl sahip olabileceğimiz
konusuna takılıp kalırız. Ama Yeni Antlaşma’da İsa Mesih’in bedeni her zaman
dışa açılmak üzere bina edilir.
KUTSAL RUH’UN ARMAĞANLARI VE PENTİKOST
Pentikost
günüyle ilgili farkına varmamız gereken ilk şey bu günün tarihte bir dönüm
noktası olduğudur. Hatırladığınız gibi İsa Mesih Kudüs’te öğrencilerine şöyle
diyordu:
Elçilerin İşleri 1: 4Kendileriyle birlikteyken onlara şu buyruğu
vermişti: «Kudüs'ten ayrılmayın, Baba'nın vermiş olduğu ve benden duyduğunuz
sözün gerçekleşmesini bekleyin. 5Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz etti, ama sizler
birkaç güne kadar Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.
Ve
öğrenciler İsa Mesih’in dediği gibi bekliyorlar ve Pentikost günü geliyor:
Elçilerin İşleri 2: Pentikost
günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. 2Ansızın
gökten, güçlü bir yelin esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi
tümüyle doldurdu. 3Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her
birinin üzerine indiğini gördüler. 4İmanlıların hepsi Kutsal Ruh'la
doldular, Ruh'un onları konuşturduğu yabancı dillerde konuşmaya başladılar. 5O
sırada Kudüs'te, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu. 6Bunlar
sesi işittikleri zaman büyük bir kalabalık halinde toplandılar. Her biri kendi
dilinde konuşulduğunu duyunca şaşakaldılar. 7Hayret ve şaşkınlık
içinde, «Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?» diye sordular. 8«Nasıl
oluyor da her birimiz kendi ana dilimizi işitiyoruz? 9‑11Aramızda
Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya'da, Yahudiye ve Kapadokya'da,
Pontus ve Asya ilinde, Frikya ve Pamfilya'da, Mısır ve Libya'nın Kirene'ye
yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem öz Yahudi hem de Yahudiliğe dönme Romalı
konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı'nın büyük
işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz.» 12Hepsi hayret
ve şaşkınlık içinde birbirlerine, «Bunun anlamı ne?» diye sordular. 13Başkalarıysa,
«Bunlar taze şarabı fazla kaçırmış» diye alay ettiler.
Burada da
dikkat ederseniz Kutsal Ruh güçlü bir yel gibi yeniden geliyor. Ve Kutsal Ruh
elçilerin üzerine gelmeye başlayınca; bahsedilen harika olay gerçekleşiyor. 12.
ayette görüldüğü gibi, bu olaya tanıklık eden birçok insan, hayret ve
şaşkınlıkla seyrediyorlar. Bazılarıysa elçilerin sarhoş olduğunu düşünüyorlar.
14. ayetten itibaren Petrus vaaz etmeye ve Kutsal Yazılar’dan buna ilişkin
gördüklerini açıklamaya başlıyor. Ve Yoel peygamberden alıntı yapıyor: “Gördüğünüz gibi bu adamlar sarhoş
değillerdir. Ama Yoel peyamber aracılığıyla daha önceden bildirilen şeylerin
yerine gelmesidir” diyor. Yoel peygamber, Tanrı’nın Kutsal Ruh’unu kendi
halkı üzerine dökeceğini söylemişti:
Elçilerin İşleri 2: 16‑17Bu
gördüğünüz, Yoel peygamber aracılığıyla önceden bildirilen olaydır:
`Son
günlerde, diyor Tanrı,
tüm
insanların üzerine Ruhumdan dökeceğim.
Oğullarınız
ve kızlarınız peygamberlik edecekler.
Gençleriniz
görümler,
yaşlılarınız
da düşler görecek.
Ama bizim
üzerinde duracağımız şey “son günlerde”
kelimesidir. Yoel peygamber geleceğe özlemle bakarak Kutsal Ruh’un dünyaya
gönderildiği günün, tarihte bir dönüm noktası olduğunun ve “sonun başlangıcını işaret edeceğini” söylüyor. Petrus şöyle
söylüyor: “Yoel peygamberin daha önceden
söyledikleri bugün sizin gözünüzün önünde gerçekleşmiştir” Ve Pentikost
günüyle beraber dünya, kendi tarihinin son aşamasına girmiş oluyor.
İbraniler
Mektubu da bu söylenenleri pekiştirmektedir:
İbraniler
1:1 Tanrı eski zamanlardan peygamberler aracılığıyla birçok kez ve çeşitli
yollardan atalarımıza seslendi. 2Bu son
çağda
da herşeyin mirasçısı olarak belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi
Oğluyla bize seslenmiştir.
Bu
bölümdeki karşılaştırmaya dikkat edin! Eski zamanlarda Tanrı, kedisini çeşitli
yollarla belirtmişti. Ama son çağda (son günlerde) kendi Oğlu
aracılığıyla konuştu. Tanrı’nın Kendi Oğlu’nda bize kendini açıklaması,
tarihin dönüm noktası oluyor.
Galatyalılar 4:4 Ama zaman
dolunca Tanrı, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan,
Yasa altında doğan öz Oğlunu gönderdi.
Zaman
dolunca yani tarih belirli
bir aşamaya gelince Tanrı, Oğlunu dünyaya gönderiyor ve artık başka bir “Son çağ” başlıyor.
I.Korintliler 10:11 Bu
olaylar, başkalarına ders olsun diye onların başına geldi ve çağların sonuna
ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.
Ayetin ne
söylediğine dikkat edin! Tanrı, Eski Ahit dönemindeki olayları bizim
öğrenebilmemiz için yazıya geçirtti. Bu ayetin bizim hakkımızda ne anlatmak
istediğine dikkat edelin! Bizler bu çağların “doluluğa ulaştığı”
zamanlarda yaşayan insanlarız. Elçilerin İşleri 2. bölümde Petrus’un sözlerinde
bahsedilen “Pentikost gününde, Kutsal
Ruh’un verilişiyle” beraber, artık “sonun
başlangıcı” 2000 yıl önce başlamış oldu. Bu yüzden Pentikost günü Kutsal
Ruh’un verilişi Mesih’le beraber Eski Ahit çağından artık Yeni Antlaşma çağına
geçişi simgeliyor. Pentikost günüyle beraber biz peygamberler tarafından
belirtilen “Yeni Çağın” başlangıcına
tanık oluyoruz. Yoel peygamber bu çağın başlangıcını daha önceden belirterek son
çağ “Kutsal Ruh’un Tanrı halkı
üzerine dökülmesiyle açıkca görülecektir” diyor.
Hezekiel 36: 25Üzerinize temiz su dökeceğim,
arınacaksınız. Sizi bütün kirliliklerinizden ve putlarınızdan arındıracağım. 26
Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan
yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. 27 Ruhumu içinize koyacağım;
kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
Bu
ayetlerin Kutsal Ruh’un verileceği güne değindiğine dikkat edin! Hezekiel, Yeni
Antlaşma çağına bakarken çok merkezi bir temaya değiniyor: “Ruh’umu içinize koyacağım” Petrus da diyor ki: “Bu Yeni Antlaşma vaadinin bugün yerine
geldiğini görüyorsunuz” Çağların sonu gelmiştir. İsa Mesih’in sinagogta
dediği gibi; Rab’bin Lütuf yılı gelmiştir.
Pentikost
gününü önemli yapan şey; Tanrı’nın Kutsal Ruh’unun, kendi halkına İsa Mesih
tarafından bir armağan olarak verilmesidir. Petrus’un verdiği vaaza dikkat
edin:
Elçilerin
İşleri 2: 29«Kardeşler, size açıkça
söyleyebilirim ki, büyük atamız Davut öldü, gömüldü, mezarı da bugüne dek yanı
başımızda duruyor. 30Davut bir peygamberdi ve soyundan gelen birini tahtına
oturtacağına dair Tanrı'nın kendisine ant içerek söz verdiğini biliyordu. 31Geleceği
görerek Mesih'in ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi: `O, ölüler
diyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi.' 32Tanrı, bu İsa'yı ölümden diriltti
ve biz hepimiz bunun tanıklarıyız.
İsa Mesih,
Baba’ya yükseliyor. Rab olarak tahtına oturuyor ve Tanrı, Oğlu’na Kraliyet
armağanı olarak Kendi Ruh’unu veriyor. Ve Oğul, Baba’sından almış olduğu bu
Ruh’u, kilisesinin üzerine döküyor. İsa Mesih’in Baba’dan almış olduğu Kutsal
Ruh ile bize verdiği Kutsal Ruh aynıdır. Bu yüzden de Yeni Antlaşma’nın merkezi
noktası; Kutsal Ruh’un armağan olarak verilişinde yatar. Tanrı’nın Hezekiyel
aracılığıyla dediği gibi; Tanrı, “Ruh’unu insanların içine koyacak” Yeni
Anlaşma’nın vaadinin yerine gelişinin başlanıcını Pentikost gününde görüyoruz.
İbraniler 8: 10`O günlerden sonra' diyor Rab,
`İsrail halkıyla
yapacağım antlaşma şudur:
yasalarımı onların
zihnine işleyeceğim,
yüreklerine yazacağım.
Ben onların Tanrısı
olacağım,
onlar da benim halkım
olacaklar.
11Hiç kimse kendi
yurttaşına,
kendi kardeşine,
Rab'bi tanıyın diye
akıl öğretmeyecek.
Çünkü küçüğünden
büyüğüne kadar,
onların hepsi beni
tanıyacak.
Burada
Yeremya’nın Yeni Antlaşma’ya ilişkin sözlerinden alıntı yapılıyor Yeni Antlaşma
ile bize vaad edilenlere dikkat edelim! Tanrı yasasını zihinlerimize koyacak
onları yüreklerimize yazacak! Ve bizler Rab’bi o kadar iyi tanıyacağız ki hiç
kimsenin bize Rab’bi tanıtmasına gerek kalmayacak. Çünkü Tanrı diyor ki; “en küçüğünden, en büyüğüne hepsi beni
tanıyacaklar” Peki Tanrı Yeni Antlaşma vaadini bizlerin içerisinde nasıl
gerçekleştiriyor? Bizlere verdiği Kutsal Ruh’u aracılığıyla…
Romalılar
8: 3Doğal insan benliğinden ötürü güçsüz olan Kutsal Yasa'nın yapamadığını
Tanrı yaptı. Öz Oğlunu günahlı insan benzerliğinde günah için kurban olarak
gönderip günahı insan benliğinde yargıladı. 4Öyle ki, Yasa'nın gereği, doğal
benliğe göre değil, Ruh'a göre yaşayan bizlerde yerine gelsin.
Yasa’nın
bizleri değiştirmeye gücü olmayışına dikkatinizi çekmek istiyorum. Yasa’nın
yerine getiremediğini Tanrı, Oğlunu göndererek yaptı. Ve İsa Mesih
hepimiz için yapmak istediklerini Kutsal Ruh aracılığı ile başarıyor. Çünkü
Pentikost günü nedeniyle bizler Ruh’a göre yaşıyoruz. Elçilerin İşleri 2 bölüme bakarak, Rab hakkında bilgimizin ne kadar
zenginleşeceğine dikkat edelim. O’nun Yasasıyla ilgili kalbimizde olan bilgiler
ne kadar daha derinleşecek. Bunların cevabı 17-18 ayelerinde görülüyor. Yoel burada Kutsal Ruh’un verilmesi
olayı üzerine yoğunlaşıyor. Ruh’un verilişinin sonuçlarından bir tanesi de “kızlarınız ve erkekleriniz peygamberlik
edecekler” diyor. Erkekler ve kadınlar, Tanrı’nın tüm hizmetkarları...
Sayılar 11. bölümde Musa, Tanrı halkının her
birinin peygamberler olacağı güne özlemle bakıyor. Ve Yoel diyor ki; “Tanrı
insanların üstüne döktüğü gün
gelecek. O gün de Tanrı Ruh’u aracılığıyla; Tanrı halkının hepsi peygamberlik
edecek” Ve Petrus diyor ki; “işte
artık bu vaad, gerçek olmuştur” Çünkü artık Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı,
kendine ait bilgileri kalbimize yazacaktır. Kutsal Ruh’un içimizde oluşuyla
anlayabildiğimiz Yeni Antlaşma vasıtasıyla, bir zamanlar sadece peygamberlerin
sahip olduğu bilgilere, artık Tanrı’nın tüm halkı sahip olabilecektir.
Peygamberler, kahinler ve krallar aracılığı ile iletilen Tanrı hakkındaki
bilgiler artık tüm Tanrı halkının gözleri önündedir. Eski Antlaşma’da birkaç
kişinin sahip olduğu bu bilgilere artık bizler kişisel olarak ilk Kişi’den
sahibiz. Tanrı hakkındaki en derin bilgiler artık herkes tarafından
paylaşılmaktadır. Biz Pentikost aracılığıyla Mesih’in Ruh’unu paylaşıyoruz. Ve
yine bu Ruh aracılığıyla artık sadece bu Ruh’un verebileceği Tanrı hakkındaki
bilgilere sahibiz.
I.Yuhanna 2: 20Sizler ise kutsal Olan
tarafından meshedildiniz; hepiniz bilgilisiniz.
I.Yuhanna 2:27Size gelince, O'ndan aldığınız Ruh sizde kalır
ve kimsenin size bir şey öğretmesine gerek yoktur. O'nun size her şeyi öğreten
Ruhu gerçektir, sahte değildir. Size öğrettiği gibi, Mesih'te yaşayın.
Artık biz Kutsal Ruh tarafından meshedildik.
Ve bu meshediliş bize her şey hakkında öğretiyor. Ve bu gerçek bir meshediliştir.
Peki nedir bu meshediliş? Kutsal Ruh’un Kendisidir, bu yüzden hiç
kimsenin bize “Tanrı’yı tanı”
demesine ihtiyacımız yoktur. Çünkü Tanrı halkının en küçüğünden en büyüğüne
herkes Rab’bi tanımaktadır. Bu söylediklerimizin tümünden bir sonuç çıkarmamız
gerekirse; ilk ders şu olurdu: Pentikost’un odak noktası, Kutsal Ruh’un
verilişidir. Kutsal Ruh, İsa Mesih’in kilisesine verdiği armağanıdır.
Kutsal Ruh, Mesih’in kilisesine, her imanlıya bir armağan olarak verilmiştir.
Ve bu armağan aracılığıyla Kutsal Ruh’ta paydaşlık buluyoruz. Bizler, Tanrı’nın
Kutsal Ruh’unun yaşadığı tapınaklarız. Birey olarak ve topluluk olarak Kutsal
Ruh’un tapınaklarıyız.
Efesliler
2: 19Buna göre artık yabancı ve garip değil,
kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrı'nın ev halkısınız. 20Elçilerle
peygamberlerden oluşan temel üzerine bina edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa'nın
kendisidir. 21Bütün yapı, Rab'be ait kutsal bir tapınak olmak üzere O'nda
kenetlenip yükseliyor. 22Siz de Ruh aracılığıyla, Tanrı'nın konutu olmak üzere
hep birlikte Mesih'te bina ediliyorsunuz.
Hezekiel
kitabının sonuna doğru baktığınızda, son zamanlarda yapılacak tapınağı
anlatmaktadır. Hezekiel bu tapınaktan bahsederken; fiziksel oluşundan ve
dokunulabilirliğinden bahsediyor. Bu tanım kafanızı karıştırmasın, zira onun
bahsettiği tapınak bizleriz. Her birimiz yaşayan taşlarız. Bizler Mesih İsa’da
diriltildik, her birimize Kutsal Ruh armağan olarak verildi. Tanrı’nın kendisi
içimizde yaşamak için tüm bu taşları alarak her birimizi yaşayan tapınaklar
yapıyor.
I.Korintliler 3:16
Tanrı’nın tapınağı olduğunuzu, Tanrı’nın Ruhunun sizde yaşadığını bilmez
misiniz?
Mesih
İsa’daki kimliğimizin harika gerçeği Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun içimizde
yaşadığı gerçeğidir. Bu nedenledir ki Pavlus, Korint’teki imanlıların arasındaki
ayrılıkları çok trajik buluyor. Çünkü bölünme olduğu zaman paydaşlığın ipleri
kırılıyor ve Tanrı’nın tapınağı yavaş yavaş zarar görmeye başlıyor.
I.Korintliler 6: 18Cinsel ahlaksızlıktan kaçın. İnsanın işlediği
tüm diğer günahlar bedenin dışındadır, ama cinsel ahlaksızlıkta bulunan, kendi
bedenine karşı günah işler. 19Bedeninizin, Tanrı'dan aldığınız ve içinizde olan
Kutsal Ruh'un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Siz kendinize ait değilsiniz.
20Bir bedel karşılığı satın alındınız; bunun için Tanrı'yı bedeninizde
yüceltin.
Bizlerin
Kutsal Ruh’un tapınağı olmamızın ne anlama geldiği konusunda pratik uygulama
nedir? Cinsel ahlaksızlıkta bulunarak işlenen günahın kendi
bedenimize karşı işlenen bir günah olduğunu vurgulanıyor. Ama bedenlerimizi
sadece fiziksel açıdan yorumlamak çok büyük bir hata olur. Çünkü İsa Mesih
aracılığıyla bizler Kutsal Ruh’un tapınaklarıyız. Bunun anlamı şudur: Yeni
Antlaşma’nın kalbinde yatan şey Kutsal Ruh’un verilişidir; Kutsal Ruh’un
armağanlarının verilişi değil...
Kutsal Ruh
tarafından verilen armağanlara tek taraflı olarak yoğunlaşınca Kutsal Ruh’un
kendisini unutabilirsiniz. Kutsal Yazılara bakmaya devam edersek neden Kutsal
Ruh’un armağanlarının Kutsal Ruh’a göre ikinci derecede olduğunu anlayabiliriz:
I.Korintliler
12: 4Çeşitli
ruhsal armağanlar vardır ama Ruh birdir.
I.Korintliler
12:11Bunların
hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh'tur. Ruh bunları herkese dilediği gibi,
ayrı ayrı dağıtır.
Bu ayet
Ruh’un armağanlarının çok çeşitli olduğunu ama Ruh’un tek olduğunu vurguluyor.
Her birimizin farklı farklı armağanları olabilir. Kutsal Ruh’un vereceği
armağanların tamamına hiç birimiz sahip olamayız. Bazı insanların çok
bazılarınınsa daha az armağana sahipmiş gibi bir görüntü ile karşılaşabiliriz.
Kimilerinin ruhsal armağanları hiç kimse tarafından farkedilemeyen alçakgönüllü
armağanlardır, kimilerininki ise herkes tarafından açıkça görülebilen
armağanlar olabilir. Ama sayısı ve türü ne olursa olsun; her birimizde aynı Ruh
bulunmaktadır. 11. ayet bir şeyin altını çiziyor: Kutsal Ruh bunları herkese
dilediği gibi dağıtır. Ama bunu nasıl yaparsa yapsın; hepsi tek bir Ruh’un
işleyişinin ürünüdür. Kutsal Ruh’un Kendisi, verdiği armağanlardan çok daha
önemlidir! I.Korintlilier Mektubu 13. bölümde de Kutsal Ruh’un armağanlarının,
Kutsal Ruh’a göre ikinci derecede önemli oluşuna yönelik sebeplerden bir
başkasına değiniliyor.
1. Korintliler 13: 8Sevgi asla son bulmaz. Ama peygamberlikler
ortadan kalkacak, diller sona erecek, bilgi ortadan kalkacaktır. 9Çünkü
bilgimiz sınırlıdır, peygamberliğimiz de sınırlıdır. 10Ama mükemmel olan
gelince, sınırlı olan ortadan kalkacaktır. 11Çocukken, çocuk gibi konuşur,
çocuk gibi anlar, çocuk gibi düşünürdüm. Yetişkin bir adam olunca çocukça
davranışları bıraktım. 12Şimdi her şeyi aynada silik bir görüntü gibi
görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz. Şimdi bilgim sınırlıdır, ama o
zaman, bilindiğim gibi tam bileceğim.
Bu
ayetlerde peygamberlik etmek, diller ile konuşmak ve bilgelik armağanını
görmekteyiz. Ancak bu armağanların hepsi geçip gidecektir. Bunlar geçici
armağanlardır ama Kutsal Ruh sonsuza kadar bizim olacaktır. Bu nedenle geçici
armağanlara verdiğimiz değere dikkat etmeliyiz. İyileştirici mucizelere
bakalım. Müjde’yi okuduğumuzda İsa Mesih ve öğrencilerin hastalar için
Tanrı’nın gücünü nasıl kullandıklarını görebiliyoruz. I.Korintliler 12. bölümde gördüğümüz gibi hastalıkları
iyileştirebilmek, Ruh’un armağanlarından yanlızca bir tanesidir. Bu da,
Tanrı’nın Krallığının gücünün bizlere bir şekilde gösterilişidir. Ama bu tür
mucizelerin hiç birisi Tanrı’nın Krallığının aramızda var olduğu gerçeğini
görebilmemiz için gerekli değildir. Bunlar, Tanrı’nın Krallığını bize
gösterirler. Ama bu Krallığın var olması için şart değillerdir: Yuhanna 11. bölümde İsa Mesih, Lazar’ı
ölümden diriltiyor. Bu tabi ki muhteşem bir iyileştirme gücü! Lazar üç gündür
mezardaydı ve bedeni çürümeye başlamıştı. O gün orada bulunmanın nasıl birşey
olabileceğini düşünmenizi öneriyorum! Bedenin o çürümüş kokusunu duyumsamaya
çalışın! Ve İsa Mesih, mezarın önünde durarak yüksek bir sesle “Lazar çık oradan” diyor. Lazar, ölümden
dirilmiş olarak mezardan çıkıyor. Bu mucizeden bizler ne öğreniyoruz? Bu
mucize, Diriliş ve Yaşam olan İsa Mesih’i, yani kurtuluşumuzun doğasını
bizlere açıklıyor. Tanrı’nın kurtarıcı gücünün sadece ruhumuzu değil
bedenlerimizi de kurtardığını kanıtlıyor. O gün yapılan mucize, tüm imanlıların
dirilişine bir işaretti. Ama bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum: Lazar’ın
mezardan çıkışı yüceltilmiş bir bedenle gelişini göstermiyor. O son günü
bekliyor. İsa Mesih, Tanrı’nın Krallığının gücünü gösteren bu mucizeyi
yaptığında Lazar bir gün tekrar ölecek bir bedenle diriyor. Elçilerin İşleri
20. bölümde de aynı şey oluyor. Elçilerin yaptığı mucizeyle bu kez Tabita
ölümden diriliyor. Ama bu insanlar dirilmiş olmalarına rağmen yüceltilmiş bir
bedene sahip değildiler. Elçiler tüm bu mucizeleri Kutsal Ruh aracılığı ile
yapmalarına rağmen aslında bu mucizelerin tümü daha ilerde olacak çok daha
görkemli bir şeye işaret ediyordu. Kutsal Ruh’un armağanlarını en önemli şeylermiş
gibi algılıyabirliriz ama Kutsal Ruh’un armağanlarının hepsi kendilerinden daha
yüce bir şeye işaret eden kısıtlı ve geçici şeylerdir. Krallığın tüm
doluluğuyla geleceği güne işaret ederler. Bütün bunların hepsi son günde Kutsal
Ruh aracılığı ile alacağımız mirasın tüm doluluğuna işarettirler.
Dua ve
Tanrı Söz’ünün aracılığıyla Rab’bin güzelliğine ve kutsallığına bakarak O’nun
benzerliğine dönüştürülerek O’nun gibi olmakta ilerliyoruz. Biz İsa Mesih’i
tövbe ve iman aracılığıyla kabul ettiğimizde yaşamlarımıza Ruh da geliyor ve
içimizde yaşamaya başlıyor. Böylece “Ruh’ta
vaftiz” olarak tanımladığız şey imanlının hayatında gerçekleşmiş oluyor.
Efesliler 5:18 ayeti bizlere “Ruh’la
dolu” olmamız gerektiğini söylüyor. Ayet böyle demekle neyi kastediyor?
Bu bölümdeki benzetmede Ruh ile dolu olmakla şarap içmek arasında bir
paralellik kuruluyor. Fazla şarap içince hayatlarımız alkolün kontrolü altına
giriyor. Bunun yerine Ruh’un kontrolünde dolu
olarak yaşanması gerektiği hatırlatılıyor. Biz imanlılar Rab’bin Söz’ünü
çalıştığımızda ve O’na dua ettiğimizde O’nun yönlendirişi ve yönetiminde
oluruz. Fakat aklımızda tutmamız gereken bir şey de şudur: Ruh’la dolu
olabilmenin yolu asla belirli işleri yapmış olmanın getirdiği bir mükafat
değildir. Kutsal Ruh’la geçireceğiniz zamanın çokluğu oranında
mükafatlandırılacağımızı düşünmek oldukça yanlış olur. Ama olan şey şudur: Biz
Kutsal Yazılara baktığımızda Tanrı’yı görürüz ve O’nunla duada karşılaşırız.
Tanrı, o kadar sadık ve güvenilirdir ki, her gün O’nun önüne gelip yaşamımızı
imanla O’na sunabiliriz. Peki nedir iman? İman, boş ve açık ellerle
Baba’ya yaklaşıp bir armağan aramaktır. Ve Baba’nızla her buluşmanızda O’ndan
Kutsal Ruh’unu lütfunu istiyorsunuz. Böylece Kutsal Ruh her sabah Mesih’e iman
aracılığıyla sizi tazeler. Verilen armağanın kendisi sınırsızdır. Tanrı’nın
bize İsa Mesih’te verdiği armağanı hiç kimse ölçemez. Ama her sabah
istediğiniz ve artan ölçülerde aldığınız armağanlarınızdan çok armağanınızı
veren kişiye olan benzerliğiniz önemlidir.
İmanın bir
diğer ikizi tövbedir. Verilen armağanı almak üzere elimizi uzatmamızın sebebi
eksik ve ihtiyaçta olduğumuzu fark etmemizdir. İmanla elimizi uzatmamızın
temelinde gönlümüzde olan kırıklık ve ihtiyacımız için olan bilinç yatar.
Bununla birlikte dikkat etmemiz gereken bir başka şey de Kutsal Ruh’u
kederlendirmemek konusudur. Bizler günah işlediğimizde Tanrı ile olan
ilişkimizi zedelemiş ve Kutsal Ruh’u kederlendirmiş oluruz. O bizden gitmiş
olmaz. Kutsal Ruh’la dolu olup olmadığımızı anlayabilmemizin en iyi yolu
hayatımızdaki ruhsal meyvalara bakmamızdır. Galatyalılar 5:22-23 ayetlerine
bakarsak bunların sevgi, sevinç, sabır,
esenlik, şefkat, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim olduğunu
görebiliriz. Kutsal Ruh’la doluluğun işareti ruhsal meyvelerdir, Ruhsal
armağanlar değildir. Ağaç bir günde meyve vermez. Ağacın meyve verebilmesi için
aradan bir kaç mevsim geçmesi gerekir. Tanrı’yla uzun bir beraberlikten sonra,
bu meyveler oluşur. Fakat ruhsal armağanlar için böylesi bir sürece ihtiyaç
yoktur. Zira bu bir hediyedir. Tüm bu armağanların kökeninde sevgi yatar.
Ruh’un
yaptığı hizmetlerden ilki, bize kurtuluşumuz hakkında verdiği güvencedir. O, güvence
Ruh’udur. O, kendisi evlatlık Ruh’udur. İşte bu nedenle Romalılar 8. bölümde
şöyle der:
14Tanrı'nın Ruhuyla yönetilenlerin hepsi Tanrı'nın oğullarıdır. 15Çünkü
sizi tekrar korkuya götüren kölelik ruhunu almadınız, oğulluk ruhunu aldınız.
Bu ruhla, «Abba, Baba!» diye sesleniriz. 16Ruh'un kendisi, bizim
ruhumuzla birlikte, Tanrı'nın çocukları olduğumuza tanıklık eder. 17Eğer
Tanrı'nın çocuklarıysak, aynı zamanda mirasçıyız. Mesih'le birlikte yüceltilmek
üzere Mesih'le birlikte acı çekiyorsak, Tanrı'nın mirasçılarıyız, Mesih'le
ortak mirasçılarız.
Bu nedenle
İsa Mesih aracılığıyla Ruh’a imanla baktığımızda, O bizlere her gün Tanrı’nın
ailesine ait olduğumuz güvencesini verir. Bir başka hizmeti de bize
verdiği özgürlük ruhudur:
Galatyalılar 5: 1Mesih bizi özgürlük için özgür kıldı. Bunun için
dayanın. Bir daha kölelik boyunduruğunu takınmayın.
Bu
özgürlüğün anlamını nedir? Bizler Ruh aracılığıyla, Tanrı önünde Yasa’yı tutmak
anlamında tüm iyi işleri yapma ihtiyacından, kısacası Yasa’dan özgür kılındık.
Bu anlamda Yasa’yı tutarak, Tanrı önünde O’nun lütfuna layık olduğumuzu
kanıtlamak ihtiyacından ve Tanrı’nın önünde kendimizi aklamaktan da Ruh
aracılığıyla özgür kılındık. Böylece Yasa’dan özgür kılındığımızda Yasa’nın
lanetinden de özgür kılınmış olduk. Çünkü gerçek şu ki; hiç kimse Yasa’nın
önünde aklanamaz. Zira Yasa’nın belirlediği standartlara erişmek mümkün
değildir. Yasa mükemmelliyeti gerektirdiğinden, bizler bu mükemmelliyete asla
erişemeyiz. İsa Mesih, bizim yerimize Yasa’nın bütün gereklerini yerine
getirdiğinden bizler bu yükümlülükleri yerine getirme eyleminden özgürüz.
Peki bu istediğimiz
her şeyi yapabiliriz anlamını mı taşır? Lütfa eriştik diye, günahın
varlığına izin mi vermeliyiz? Yanıt elbette “Hayır” olmalıdır. Çünkü içimizde yaşayan bu Ruh kudret ve güç
ruhudur. Yani üçüncü hizmeti kudret
ve güç’tür.
Romalılar
8: 3Doğal insan benliğinden ötürü güçsüz olan Kutsal Yasa'nın yapamadığını
Tanrı yaptı. Öz Oğlunu günahlı insan benzerliğinde günah için kurban olarak
gönderip günahı insan benliğinde yargıladı. 4Öyle ki, Yasa'nın gereği, doğal
benliğe göre değil, Ruh'a göre yaşayan bizlerde yerine gelsin.
Pavlus’un
tam olarak ne dediğine dikkat edin: “Yasa
tam olarak bizi Tanrı’nın önünde aklamak için güçsüzdü” Ama 4. ayete dikkat
edersek, söylediği şeyi anlayabiliriz. “Biz
Ruh’ta yaşadıkça Yasa’nın gereği bizlerde yerine gelir” Buradan da
çıkaracağımız şey şudur: Bizler de İsa Mesih’ten ayrıyken iki şeyin eksik
olduğunu fark ediyoruz:
a-) Tanrı’nın Yasa’sını yerine getirmek isteği ve arzusu,
b-) Tanrı’nın Yasa’sını yerine getirebilme gücü.
Ama
Tanrı’nın isteklerini yapma ve O’nu hoşnut etme arzusunu içimizde oluşturan,
etkin olan yine Tanrı’nın Kendisi’dir. Bu yüzden Tanrısal yaşam için
bizlerde etkin olan şey Yasa değil; Kutsal Ruh’un Kendisi’dir.
Kutsal
Ruh’un dördüncü hizmeti Mesih’e
benzeme ruhudur. Bunlar Galatyalılar 5. bölümde bahsedilen Hristiyan
hayatının çok harika özellikleri olan sevgi,
esenlik, sabır, yumuşak huyluluk gibi özelliklerdir. Kutsal Kitap bunlara “Ruh’un
meyveleri” adını veriyor. İşte Kutsal Ruh içimizde çalıştıkça; Kendi
meyvelerini veriyor. Ve Kutsal Ruh içimizde meyveler verdikçe, bizler Mesih’e
daha da çok benzemeye başlıyoruz.
Ruh’un beşinci
hizmeti yönlendirme
hizmetidir. Bu yüzden Romalılar 8. bölümde “Ruh
ile yönetilenler, Tanrı’nın oğullarıdır” diyor. Bizler Mesih’i izlemek
istedikçe Kutsal Ruh bizi bu yolda yönlendirir.
Ruh’un altıncı
hizmeti dua’yı güçlendirir. Efesliler 3. bölümde “Yahudi ya da Grek, hepimiz tek bir Ruh’tan Baba’nın önüne çıkabiliriz”
diyor. Ve eğer siz kendinizde dua edecek gücü bulamıyorsanız duanızı
güçlendirecek olan Kutsal Ruh’u arayın.
Ruh’un yedinci
hizmeti birlik ruhudur.
Bizlerin paylaştığı birliği yaratan Kutsal Ruh’tur. Çünkü hepimiz “Tek Bir Ruh Olan” Kutsal Ruh’u
paylaşıyoruz. Bu Ruh, Mesih’in diriliş hayatında bizleri birleştirir. Bu
inanlıların birliğinin temelini oluşturur. Birliği biz yaratmayız. Birliği
bizler Kutsal Ruh’tan armağan olarak alırız.
Ruh’un sekizinci
hizmeti barış ruhudur.
Yahudiler ve Grekler antik çağda birbirlerine çok az saygı duyuyorlardı.
Aslında Yahudiler, Greklere köpek
muamelesi yapıyordu. Buna rağmen Efesliler
2. bölümde Yahudi halkı ve uluslar
arasındaki engel duvarının Mesih’in bedeninde kalktığını böylece Ruh’ta hepimizin Baba’nın huzuruna çıkabileceği yazılmıştır. İşte Kutsal
Ruh, dünyadaki her ırktan, her mezhepten, her dilden, her yaşantıdan insanı
Mesih’te tek bir beden olarak barıştırır.
Ruh’un dokuzuncu
hizmeti paydaşlık ruhudur. Bu
yüzden Korintliler Mektubu kiliseyi Kutsal Ruh’un paydaşlığında bereketler. Ve
bu paydaşlık da bizlerin bir kulüp ya da bir derneğe ait olmasından çok daha
farklıdır. Çünkü bizler Kutsal Ruh’un tapınan topluluğuyuz. Paydaşlığımızın
ortak bir amaçtan daha öte ve daha derin bir anlamı vardır. Bizim birliğimiz
hem Tanrı Söz’üne hem de Tanrı’nın verdiği Yüce Göreve (Matta 28:18-20) olan
ortak adanmışlıktan gelir. Ve işte bu yüzden de Kutsal Ruh’un paydaşlığını
alırız.
Elçilerin İşleri 2. ve 4. bölüme
baktığımızda aynı zamanda Kutsal Ruh’un bizim tapınmamızı sağladığını
görmekteyiz. Paydaşlığın en harika özelliklerinden bir tanesinin İsa Mesih’te
olan harika tapınma olduğunu görmekteyiz. Ve bunu sadece Kutsal Ruh bizleri Üç
kişilikte “Bir Olan” Tanrı’ya çekip
bizleri bir tapınan topluluk yapabilir.
Ruh’un onuncu
hizmeti sakramentleri Tanrı
halkı arasında faydalanılabilir
yapar. Bu önemli olguyu bazen imanlılar olarak yanlış anlıyor ya da
karıştırıyoruz. Bizler vaftizi ya da Rab’bin Sofrasını düşündüğümüzde bunların
her birinin kendi eylemlerimiz olduğunu sanıyoruz. Bu yüzden de vaftiz,
vaftiz olan kişinin tanıklığı haline dönüşür ya da Rab’bin Sofrası, sadece İsa
Mesih’in bizler için neler yaptığını anmak haline dönüşür. Ama bu
sakrametler sadece bizlerin Tanrı’ya yaklaşması ile kısıtlı olmayan, Tanrı’nın
Kutsal Ruh ile bizlere yaklaşması ile alakalıdır. Vaftiz olan bir kişinin
vaftiz öncesi verdiği tanıklık vaftiz töreninin bir bölümü olabilir ama bu
tanıklıklıktan daha da önemlisi, Tanrı’nın Ruh’u aracılığıyla vaftiz olan kişi
üzerine su vasıtasıyla Kendi işaretini koymasıdır. Yani vaftiz aracılığıyla
Lütuf Tanrı’sı vaftiz olan kişiye yanaşır. Aynı prensip Rab’bin Sofrası için de
geçerlidir. Sessizce Rab’bin Sofrasına yaklaşırken; elbette hepimiz Rab’bin
bizler için neler yaptığını düşünür, hatırlarız. Ama bu Sofranın önemi geçmişin
ne kadar önemli olduğunu hatırlamakta değildir; Ruh’un Gücü ve bu sakrament
aracılığıyla İsa Mesih bizlere yaklaşır ve bizleri Kendisiyle besler. Bu
Sofra’da İsa Mesih’in Kendisi bizlere yaklaşarak Kendisinden bir parça verir.
Sevdiğiniz
birine öpücükle bu sevginizi gösterdiğinizde bu yanlızca sevginizin bir işareti
değil, aynı zamanda ona olan sevginizi kanıtlayan bir davranış şeklidir. Aynı
şekilde “Kutsal Ruh’un Gücü aracılığıyla,
Rab’bin Sofrası ve vaftiz, Kurtarıcımız tarafından Kendi halkına verdiği birer
sevgi öpücüğüdür” İşte bu yüzden Kutsal Ruh bu sakramenti güçlendiren
Ruh’tur.
Ruh’un onbirinci
özelliği olan Tanrı’nın topluluğunu
bina edişidir. Kutsal Ruh’un armağanlarını zaman zaman unutma
eğilimini gösterebiliriz. Ruh’un armağanlarının veriliş nedeni yanlızca
verilişinin tadını çıkaralım diye değildir. Armağanlar topluluğun bina edilmesi
için verilmiştir. Yani kişilerin ruhsal armağanlara sahip olmasının ana sebebi
bir başka kişinin iyiliği içindir. Her birimizin sahip olduğu armağanların
birbirimizin iyiliği ve bina edilişine yönelik kullanılması gerektiğinin bilinmesi
çok önemlidir. Ruhsal armağanların amacı sadece bunları deneyimlememiz veya
yaşatmamız değil; Tanrı’nın topluluğunun hizmetine sunabilmektir.
Kutsal
Ruh’un onikinci özelliği de vaazları
güçlendirir.
I.Korintliler
2:1-4 ayetlerinde vaaz esnasında Kutsal Ruh’un gücünün Pavlus’un
kendisiyle beraber olduğunu görüyoruz. Bu ayetten şu anlamı çıkarmamalıyız: “Tabi ki Pavlus’la Kutsal Ruh’un Gücü
birlikteydi. Çünkü Pavlus onikiler’den biriydi, elçiydi” Ayetin burada esas
göstermek istediği şey Tanrı Söz’ü ne zaman ve nerede vaaz edilirse edilsin
orada Kutsal Ruh’un güçle bulunacağıdır. İşte bu yüzden Tanrı Söz’ü ön plana
çıkarıldığında ve yayıldığında Kutsal Ruh’un gücü orada etkindir.
Böylece
günahta ölü olan insanlar artık Mesih’te yeni bir hayata doğru dirilirler.
Rab’bin kutsalları artan ölçüde Mesih’e benzerliğe dönüştürülüp,
değiştirilirler. İşaya peygamberin de söylediği (47:23) gibi: “Tanrı Söz’ü her zaman ileri gidecek ve
hiçbir zaman boş olarak geri gelmeyecektir” Her zaman güçlü bir etkisi olacaktır.
Çünkü Tanrı Söz’ü, Kutsal Ruh’un Gücü ve hizmetiyle beraber yayılmaktadır.
Kutsal Ruh
bizleri Mesih’te birlikteliğe çağırır ve Mesih’te sahip olduğumuz
zenginliklerin anlamını kalplerimize açar. Mesih’te sahip olduğumuz
zenginliklerin neler olduğuna dikkat edin.
Yeniden
Doğuş: [17]
Westmisnter Uzun
İlmihal S67.
Etkin çağrı nedir?
C. Etkin çağrı, Tanrı’nın kadir gücünün ve lütfunun bir işlevidir,
bunun aracılığıyla (seçilmişlerine olan karşılıksız ve özel sevgisinden ötürü,
ve onların içlerinde olan hiçbir şeyin Kendisini bu şekilde davranmaya yönlendirmeksizin)
uygun zamanda, Ruh’u ve sözü aracılığıyla onları İsa Mesih’e davet eder ve çeker;
kurtaran bir şekilde düşünüşlerini aydınlatıp, iradelerini yenileyerek ve güçle
belirleyerek, (kendi içlerinde günahta ölü olmalarına rağmen) O’nun çağrısına
istekli olarak ve özgür bir şekilde cevap vermelerini, ve bu çağrının içinde
sunulan ve iletilen lütfu kabul edip, kucaklamalarını sağlar.
Dort
Kanonu III-IV/3 Bütün insanlık günahlıdır
ve gazap çocukları doğurur, kurtuluşa layık değildir, kötülüğe meyillidir,
günahlar içinde ölüdür ve günaha köledir; Kutsal Ruh’un yeniden doğuş lütfu
olmadıkça ne Tanrı’ya dönebilir ne de bunu isteyebilir, ne bozulmuş doğasını
düzeltebilir ne de kendisini düzeltmeyi isteyebilir.
Dort
Kanonu III-IV/6 Tanrı’nın, Kutsal Ruh’un gücüyle Kutsal Yazılar ve
barıştırma hizmeti aracılığı ile yaptığını ne doğanın ışığı ne de yasa
yapabilir. Eski Ahit ve Yeni Ahit’teki inananları Tanrı kurtarmaktan hoşnut
kalmıştır, Mesih hakkındaki Müjde bize bunu söylüyor.
Dort
Kanonu III-IV/11 Tanrı insanları kendisine getirdiğinde ya da onları
Kendisine döndürdüğünde onlar Tanrı’nın Ruhu hakkındaki şeyleri anlasınlar ve
bunları ayırt etsinler diye Tanrı sadece Müjde’nin onlara vaaz edilmesini
sağlamadı fakat Kutsal Ruh’un gücü aracılığı ile onların akıllarını aydınlattı.
Bundan başka, Kutsal Ruh’un etkin işi sayesindeki yeniden doğuş aracılığı ile
Tanrı insanların içsel varlığına girer; onların kalplerini kendisine
yakınlaştırır ve onların taş yüreklerini yumuşatır ve onların sünnetsiz
yüreklerini sünnet eder. Onlara yeni nitelikli bir irade aşılar; böylece ölü
iradeleri diriltir, kötü iradeyi iyileştirir, isteksiz iradeyi istekli kılar,
inatçı iradeyi uysal kılar, böylece bir ağaç gibi iyi meyva (iyi işler)
verebilsin diye iradeyi etkin bir hale getirir ve güçlendirir.
Yuhanna 3. bölümde İsa Mesih şöyle diyor: “bir kişi yeniden doğmadıkca; Tanrı’nın
Krallığını göremez” Bu bölüm Kutsal Ruh ile ilgili olduğu kadar, yeniden
doğuşla da ilgilidir. Çünkü Kutsal Ruh, “Yeniden Doğuşu” sağlayan’dır. İsa Mesih “Samimi Hristiyanlar sudan ve Ruh’tan doğdu”
diyor. Yani Kutsal Ruh’un aracılığıyla bizlerin içinde “yeni bir yaşam” oluşmuştur. Bizler günahları içinde ölmüş, gazap çocuklarıydık
(Efesliler 2:1-2). Ama Kutsal Ruh aracılığıyla Mesih’in yaşamı bizlerde
yetkinleşti. Ve işte bu yeni yaşamın ilk görülen meyvesi; iman ve tövbedir. Bu iman ve tövbenin sonucunda bizler bilinçli bir
şekilde İsa Mesih’i “Rabbimiz ve Kurtarıcımız” olarak kalbimize çağırırız. Bunu
yapmakla bizler aynı zamanda Mesih’te, Tanrı’nın vermek istediği hazinelerin
geri kalanlarını da alırız.
Kutsal Ruh
bizlere “aklanma” armağanını verir: BU konuda Romalılar 3. ve 4.
bölümler okuyabilirsiniz. Bizler “aklanma” sayesinde, Tanrı’nın gözünde başka
bir yere sahibiz. Bizlerin günahları bağışlandı ve İsa Mesih’in yaptığı her şey
bizim hanemize yazıldı. Ama bunun daha da fazlası vardır. Aklanmakla kalmadık;
aynı zamanda Tanrı’nın ailesine ‘evlatlar’ olarak katıldık. Yine bizler
Mesih’te eriştiğimiz kurtuluş sayesinde Tanrı ile özel bir ilişkiye girerek;
O’na “Baba” diyebiliriz. Bu nedenledir ki Ruh aracılığıyla O’na ‘Abba-Baba’
diye seslenebiliriz. Çünkü O, gerçekten de Oğul’luk Ruh’udur.
Kutsallaşma:[18]
Westminster Uzun
İlmihal S75.
Kutsallaştırılma nedir?
C. Kutsallaştırılma Tanrı lütfunun bir işlevidir; böylece, dünyanın
temelleri atılmadan önce, Tanrı’nın kutsal olmak üzere seçtiği kişiler, uygun
zamanda, Ruhu’nun güçlü işleyişi aracılığıyla Mesih’in ölümünü ve dirilişini
onlara uygulamasıyla, bütün varlıklarında Tanrı benzerliğinde yenilenirler; yaşama
götüren tövbenin tohumlarına sahiptirler, ve tüm diğer kurtaran lütuflar onların
yüreğine konmuştur, ve bu lütuflar öylesine alevlendirilmiş, çoğaltılmış ve güçlendirilmiştir
ki, günaha giderek daha fazla öldükçe, yeni bir yaşama dirilirler.
Tanrı’nın
Ruh’u, Kutsallık Ruh’udur. Kutsal Ruh bizlere Mesih’in yaptığı hizmeti getirir.
Öyle ki daha fazla Mesih gibi olabilelim. Bu nedenle ‘kutsallaştırılma’
ya da ‘kutsal olmak’ kutsallık kavramıyla ilgilidir. Bizler
kutsallaştırıldığımızda; diğer insanlardan ve dünyadan ayrılırız.
İbraniler 10:14 Çünkü
kutsal kılınanları tek bir sunuyla sonsuza dek yetkinliğe erdirmiştir.
Ayetin
vurguladığı ana ve temel nokta şudur: ‘Tek
bir sunu’ Nedir bu sunu? İsa Mesih’in Kendisi! İsa Mesih’in
çarmıhtaki ölümü ayetin bahsettiği sunudur. Bu sununun gerçekleştirdiği şey
şudur: Bu bizleri “yetkinliğe
erdirmiştir” yani bu iş bitmiştir. Bu sunu şu anda kutsallaştırılan
kişileri sonsuzluğa kadar yetkinliğe erdirmiştir. Burada vurgulanan bir şeyi
çok iyi anlamamız gerekir: Kutsal Ruh, işin en başından itibaren bizleri
sonsuza kadar dünyadan ayrı bir pozisyona getirir. Bu aşamadan sonra Kutsal
Ruh, bizlerin yaşantısını “Mesih’te kim
olduğumuz” gerçeğine yönlendiriyor. İşte bu da “kutsallaşmanın” gerçek anlamıdır.
Romalılar 6:1-11 O halde ne
diyelim? Tanrı'nın lütfu çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim?
2Kesinlikle hayır! Günah karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah içinde
yaşarız? 3Mesih İsa'ya vaftiz edilenlerimizin hepsinin O'nun ölümüne vaftiz
edildiğini bilmez misiniz? 4Baba'nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden
dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O'nunla birlikte
ölüme gömüldük. 5Eğer O'nunkine benzer bir ölümde O'nunla birleşmişsek,
O'nunkine benzer bir dirilişte de O'nunla birleşeceğiz. 6Artık günaha kölelik
etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski
yaradılışımızın Mesih'le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. 7Çünkü ölmüş
olan, günahtan özgür kılınmıştır. 8Mesih'le birlikte ölmüşsek, O'nunla birlikte
yaşayacağımıza da inanıyoruz. 9Çünkü Mesih'in ölümden dirilmiş olup artık
ölmeyeceğini, ölümün artık O'nun üzerinde egemenlik sürmeyeceğini biliriz.
10O'nun ölümü, günaha karşılık ilk ve son ölüm olmuştur. Oysa sürdüğü yaşamı
Tanrı için sürmektedir. 11Siz de böylece kendinizi günah karşısında ölü, Mesih
İsa'da Tanrı karşısında diri sayın.
Bu ayetler bilmemiz gereken bir şeyden üç kez bahsediyor.
3. ayet “Biz de O’nunla birlikte ölüme gömüldük” diyor. Vaftiz
kelimesinin içeriğinin ilk anlamı, Kutsal Ruh’un vaftizini vurgulamasıdır. Bizi
vaftiz eden Kutsal Ruh’la, bizi Mesih’te birleştiren Kutsal Ruh aynı Ruh’tur.
Mesih’in ölümünde birleşerek bizler de günaha öldük.
6. ayet Mesih’le
birlikte eski varlığımızın çarmıha gerildiğini söylüyor. 7. ayet bizlerin İsa Mesih’le birlikte öldüğü için artık günahtan
özgür olduğumuzu söylüyor.
8. ve 9. ayetler şöyle diyor: O’nunla birlikte öldüysek, O’nunla
birlikte de dirildik. Çünkü
artık ölüm Mesih’in üzerinde egemenlik süremez.
11. ayete baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Her
birimizin zaman zaman kendimizi günaha pek fazla ölü ya da Tanrı’ya karşı diri
olmadığımızı hissettiğimiz günlerimiz olmuştur. Belki o gün, Rab’bi nasıl hayal
kırıklığına uğrattığınızı, Rab’bin karşısında günah işlediğinizin farkına
vardığınız ya da O’na hizmet etme fırsatını kaçırdığınızı çok iyi anladığınız
bir gündü. Bunun sonucunda kendinizi Tanrı karşısında harab olmuş bir kişi gibi
hissedebilirsiniz.
Ama bu
ayetler “Bizlerin Mesih’teki konumu
hislerimize göre değişebilir” demiyor. Bizim Mesih’teki konumumuz, Kutsal
Ruh’un yaptığı işle tanımlanır. Günümüz nasıl geçmiş olursa olsun; inanmamız
gereken gerçek şudur: Bizler gerçekten de Mesih’le birlikte öldük ve O’nunla
birlikte dirildik. Ve günah karşısında ölüyüz. Bunun doğruluğundan da eminiz.
Çünkü bizleri Mesih’te birliğe eriştiren tek bir Kutsal Ruh ile vaftiz
olduğumuz gerçeğinden güç alırız.
İlk 11
ayet yine ebediyete kadar nasıl yetkinliğe eriştirildiğimizi anlatır.[19]
Ama Kutsal Ruh’un “kutsallaştırma” işi bu kadarla bitmiyor elbette. Bizleri
sonsuza kadar yetkinleştirdikten sonra, artık git gide daha çok
“kutsallaştırma” işine başlıyor. Bundan sonraki ayette yapılan geçişe dikkat
edelim:
Romalılar 6:12 Bu nedenle
bedenin tutkularına uymamak için günahın ölümlü bedenlerinizde egemenlik
sürmesine izin vermeyin.
Bizler
Kutsal Ruh aracılığıyla sonsuzluğa kadar yetkinliğe eriştirildiğimizden,
Mesih’te diri olduğumuzdan; artık bedenin tutkularına uymamak için günahın
ölümlü bedenlerimizde egemenlik sürmesine izin vermememiz gerektiğini söylüyor.
Artık kendimizi Tanrı’ya ölümden yaşama geçirilmiş kişiler olarak sunmamızı
istiyor. Tüm bunlar Mesih’in ve içimizdeki Kutsal Ruh’un işleyişinin sonucudur.
İbraniler
Mektubunda “Kutsallığa sahip olmadan,
kimse Tanrı’yı göremeyecek” diyor (İbraniler 12:14). Tanrı’nın Kutsallığa bakış açısı nedir? Ve Kurtuluş konusunda
Kutsallığın bizim için önemi nedir?
İsa Mesih’i Rab olarak kabul etmeden, kurtarıcı
olarak kabul edebilir miyiz? Kutsallık konusunda ciddi olmayan bir insanın sonsuz yaşamı armağan
olarak alabileceğine inanabilir miyiz?
Şunu söyleyemeyiz: “İsa Mesih’i Kurtarıcımız olarak kabul edip sonsuz yaşam armağanını
alabiliriz. Ama O’na, hayatımızı değiştirmek isteyen ve Rab oluşuna
direnebiliriz”
Bizler İsa Mesih’i kabul ettiğimizde; İsa Mesih’in
tümünü kabul etmiş oluruz. Yani Romalılar 3. bölümü açıp aklanmayı almanın
güzel bir şey olduğuna inanmak ve sonra Romalılar 6. bölümdeki İsa Mesih’in
Rabliğini görüp kabul etmemek normal değildir. İşte bu nedenle şunu
diyebiliriz: Kutsallık olmadan hiç kimse Tanrı’yı göremez. İsa Mesih’in
söylediği şu sözü hatırlayın: “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin,
çarmıhını yüklenip beni izlesin”
Dayanma Gücü:[20]
Westminster Uzun İlmihal S79. Tüm
eksiklikleri, çok sayıdaki ayartmaları ve yenik düştükleri günahlar yüzünden
gerçek inananlar lütuf konumundan düşebilir mi?
C. Tanrı’nın değişmez sevgisi ve onları koruyacağına dair
verdiği hüküm ve antlaşma, Mesih’le olan bölünmez birliktelikleri, Mesih’in
onlar için sürekli yakarışı ve onların içlerinde yaşayan Tanrı Ruh’u ve tohumu
nedeniyle gerçek imanlılar ne tam olarak ne de nihai olarak lütuf konumundan düşebilirler,
fakat Tanrı’nın iman aracılığıyla gelen gücü ile kurtuluşa erişmek üzere
korunurlar.
Filipililer 1:6 Sizde iyi
bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu, Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine
güvenim vardır.
Tanrı
akladığı insanların sadece geçmişteki günahlarını değil, bütün günahlarını
bağışlar. Çünkü bizler iyi yada kutsal bir durumda değilken, günahkar bir
durumdayken, Tanrı’ya düşman bir durumdayken Mesih bizlerin kurtuluşu için haça
çıkmıştır. Mesih’in çarmıhtaki ölümü bizleri Tanrı ile barıştırmıştır. Aynı
şekilde dirilişi de bu barışıklığı devamlı kılacaktır (Romalılar 5:8-10, 19).
Yüceliğe
Eriştirilme:
Westminster Uzun İlmihal S38. Aracının hangi sebepten ötürü
Tanrı olması gerekliydi?
C. Aracı, Tanrı olmalıydı öyle ki insan doğasını sonsuz Tanrı
öfkesi ve ölüm gücü altında batmaktan kurtarıp, koruyabilsin, çektiği acılara,
itaatkarlığına ve yakarışına değer ve etkinlik kazandırabilsin; ve Tanrı’nın
adaletini tatmin etsin, kayırışını elde etsin, özel bir halk satın alsın,
onlara Ruhunu versin, tüm düşmanlarını yensin, ve onları sonsuz kurtuluşa getirsin.
Westminster Uzun İlmihal S87. Dirilişe ilişkin neye inanmalıyız?
C. Son günde, hem aklanmışların hem de kötülerin olmak üzere,
ölülerin genel bir dirilişi olacağına inanmalıyız: bu günde, diri olduğu görülenler
bir anda değiştirilecekler; ve ölülerin mezarda yatan aynı bedenleri tekrar
sonsuza dek kalmak üzere canlarıyla birleştirilerek, Mesih’in gücüyle
dirilecektirler. Aklanmış olanların bedenleri, Mesih’in Ruhu, ve onların başı
olarak ölümünün kazancı ile O’nun görkemli bedenine benzer şekilde güçle,
ruhsal olarak, ve bozulmaz bir şekilde diriltilecektir; ve kötülerin bedenleri
haysiyetsizlik içersinde, öfkeli bir yargıç olan O’nun tarafından
diriltilecektir.
Westminster Uzun İlmihal S90. Yargı gününde doğru kişilere
ne yapılacak?
C. Yargı gününde, doğru kişiler, bulutlarda Mesih’le buluşarak,
O’nun sağ tarafında toplanacaklar, ve burada açıkça tanınacaklar ve yasal
olarak aklanacaklar, reddedilmiş meleklerin ve insanların yargılanmasında O’na
katılacaklar, ve cennete alınacaklar, burada sonsuza dek ve tam bir şekilde tüm
günah ve bozulmuşluktan özgür kılınacaklar; akıl almaz coşkularla dolacak, sayısız
kutsalların ve kutsal meleklerin beraberliğinde bedende ve canda yetkin bir şekilde
kutsallaştırılacaklar ve mutlu kılınacaklar, özellikle bu ebediyete kadar Baba
Tanrı’nın, Rabbimiz İsa Mesih’in ve Kutsal Ruh’un hemen önünde ve O’nun eseri
olarak gerçekleşecektir. Ve bu da, gözle görülmeyen kilisenin üyelerinin diriliş
ve yargı gününde Mesih’le yaşayacakları tam ve yetkin yücelik beraberliğidir.
Westminster İnanç Açıklması XXXII/3.
Aklanmamış olanların bedenleri, Mesih’in gücüyle utanç görmek üzere:
aklanmışların bedenleri ise, Ruh’uyla, yücelik görmek üzere diriltilecektir, ve
O’nun görkemli bedenine uygun olacak bir yapıya dönüştürülecektir.
Romalılar 8:30 Tanrı, önceden
belirlediği kişileri çağırdı, çağırdığı kişileri akladı ve akladığı kişileri
yüceltti.
İsa
Mesih’in geleceği o son yüce günde biz de O’nun gibi olacağız. Çünkü O’nu
olduğu gibi göreceğiz. Pavlus’un dediği gibi bizim doğal fiziksel bedenlerimiz,
ruhsal bedenler olarak tekrar diriltilecektir. Ve bizlere Kutsal Ruh
aracılığıyla verilmiş olan Mesih’in işi sonsuza kadar tamamlanmış olacaktır.
Zaten insan iradesi yücelik konumuna gelmeden Tanrı’nın isteğini yerine
getirmek için özgür olamayacaktır:
Efesliler 4: 13 Sonunda
hepimiz imanda ve Tanrı Oğlu'nu tanımada birliğe, yetkinliğe, Mesih
doluluğundaki olgunluk düzeyine erişeceğiz.
I.Yuhanna 3: 2 Sevgili
kardeşlerim, daha şimdiden Tanrı'nın çocuklarıyız, ama ne olacağımız
henüz bize gösterilmedi. Ancak, Mesih göründüğü zaman O'na benzer
olacağımızı biliyoruz. Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz.
Yahuda 24-25
Kurtarıcımız tek Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde
lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir. Yücelik, ululuk, güç ve
yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün
çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin.
Tanrı
yeryüzünün bütün halklarından seçtiği kimseleri Ruhu ve Sözü aracılığış ile
gerçek imanda tutar ve korur.[21]
Mesih İsa kendi halkına asla kaybolmayacakları şekilde sonsuz yaşam
vermiştir:
Yuhanna 10: 27 Koyunlarım
sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler.
28 Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse
elimden kapamaz. 29 Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın elinden kapmaya kimsenin
gücü yetmez.
[1] İşaya 6: 3, 5, 8; Yuhanna
12:41; Elçilerin İşleri 28:25; I.Yuhanna 5:20; Elçilerin İşleri 5:3-4
[2] Yuhanna 1:1; İşaya 9:6;
Yuhanna 2:24-25; I.Korintliler 2:10-11
[3] Koloseliler 1:16; Tekvin
1:2
[4] Matta 28:19; II.Korintliler
8:14
[5] Tekvin 6.5; 8.21, Eyüp
14.4, İşaya 53.6
[6] Yuhanna 3.3-5
[7] II.Korintliler 1:20-22;
5:5, Efesliler 1:13-14 (Romalılar 8:1-17)
[8] İşaya 61:1, Mezmur 45:7
[9] Yoel 2:28, Elçilerin İşleri
2:17
[10] Luka 1:35
[11] Efesliler 4:7-12
[12] Romalılar 1.16; 10.17,
I.Korintliler 1.21, I.Petrus 1:23-25
[13] Yuhanna 3:5; I.Korintliler
2:10-14; Efesliler 2:8; (Filipililer 1:29) Matta 16.15-17, Elçilerin İşleri
16.14
[14] II.Petrus 1:21
[15] Yehova Şahitlerinin
öğretilerine karşı bu ayetlerin oldukça önem taşıdığına dikkat edin. Onlar da
Tanrı’yı doğru isimle çağırmanın önemini öğretiyorlar. Ancak, İsa Mesih’in
sadece Tanrı tarafından yaratılmış bir kul olduğunu söylüyorlar. Ancak Kutsal
Kitap’ta Tanrı’nın isminin ne olduğu, nasıl açıklandığının düşünürsek Tanrı’nın
ismini göstermek için bu ayet yeterlidir.
[16] I.Korintliler 15:21
Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan
aracılığıyla gelir. 22 Herkes nasıl Adem'de ölüyorsa, herkes Mesih'te yaşama
kavuşacak... 45
Nitekim şöyle yazılmıştır: «İlk insan Adem yaşayan can oldu.» Son Adem'se yaşam
veren ruh oldu. ... 47 İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan
göktendir. 48 Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir.
Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.
[17] Westminster İnanç Açıklaması VII/3; VIII/8; X/1, 3; XIV/1;
[18] Westminster İnanç Açıklaması XIII, Heidelberg İlmihali 32, 43, 76, 86, 115, 122, 124
[19] Romalılar 6:11 ayeteri ile
İbraniler 10:1-14 ayetlerini karşılaştırınız
[20] Westminster İnanç Açıklaması XI/5; XVII/1-3, Heidelberg İnanç Açıklaması 1, 46-47, 49, 51, 53-54, 127
[21] Heildelberg İlmihali 54