Hristiyanlıkta

ONDALIK, SUNU VE SADAKA

 

 

“Dünyasal zenginlik ve mal konusunda Kutsal Kitap’a göre edinmemiz gereken yüreğin ne olduğu ve Hristiyanlıkta Ondalık-Sunu-Sadaka hakkında bir araştırma”

 

KONU:

1-) “Ondalık-Sunu-Sadaka” hakkında “çoğu insan neden maddi kurbanlar ver[e]miyor?” sorusundan yola çıkarak; bunların ne olduğu, neden verildiği konusunu açıklığa kavuşturmak; ve böylece bu kurbanların ne olduğunu anlatmaya ya da Kutsal Kitap’ta olduğunun ispatına kalkmadan; 'Verme' konusunda değişmesi gereken yürek tutumu” hakkında Kutsal Kitap’ın, Hristiyanlara kazandırmak istediği yürek tutumu ve berekti doğru anlamak.

 

2-) “Hristiaynlıkta Ondalık-Sunu-Sadaka” konusuna bakarak, bu konddaki ilgisizliği, isteksizliği, kararsızlığı, bilgisizliği ve/veya umursamazlığı ortaya çıkarmak.

 

 

 

XVI.2-) Maddi Kurbanları Veririz, Çünkü…

 

 

Luka 14:12 İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: "Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşula­rını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verir­ler.

13 Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır.

14 Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık ve­recek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir."

 

Bu ayetlerde doğrudan bir ondalık veya sadaka konusuna değinilmiyor. Ancak bu ayetler “Karşılıksız Verme” hakkın­da teşvik edicidir. Sizler, kilisenin inanç açıklamasında her zaman ilan ettiği üzere ‘bedenin dirilişi ve sonsuz yaşam’ vaadine bakarak karşılık beklemeden vermeye çağrılıyorsu­nuz. Bir Hristiyan olarak Mesih’in olduğu göksel yere baka­rak yaşamaya çağrılıyorsunuz.

 

Yani bu dünyadaki yaşamını maddiyat ve zenginliğe odak­lanarak değil, sonsuzluktaki miras ve zaferimize bakarak ya­şayan kimseler olmaya çağrılıyoruz. Bundan dolayı kutsal antlaşması altında yaşadığımız Kutsal Üçlübir Tanrı’ya olan tapınma, tanıklık ve hizmetimizin bir parçası olarak maddi kurbanlar veriyoruz.

 

Tanrı’yı, O’nun yazılı Sözü’nde olana göre onurlandırmak için veririz (Süleyman’ın  Meselleri 3:9).

 

Maddi kurbanlarımızı canımız için verebileceğimiz bir şeyi­mizin olmadığını bilerek Tanrı’nın görkemi için veririz.

 

Bize yaşamı armağan eden Tanrı’ya şükretmek için (Vaiz 5:18-19) ve sağlayışından hoşnut kalarak devam eden bir yaşam için veririz.

 

Tanrı’ya olan tapınmamızda eksik bir şey kalmasın ki, Tan­rı’ya olan hizmet ve tanıklığımızda da eksik bir yön kalma­sın; ve bereketlerinin hem bolluğunda yaşayalım hem de her şekilde bize bağışlanmış olan bereketlerinin ilanına vesile olsun diye veririz.

 

Cimrilikten, açgözlülükten, kıskançlıktan, savurganlıktan ken­dimizi korumak için veririz.

 

Tanrı’nın Mesih’te bize karşılıksız olarak sunduklarına şük­retmek için veririz.

 

Yüreğimizi yeryüzündeki hazinelere değil, gökteki hazinelere çevirmek ve böylece Tanrı’nın sevgisinde yaşayarak, Tan­rı’dan zevk alarak yaşayarak, Tanrı’nın sevgisini, Mesih’in merhametini, Kutsal Ruh’un bereketlerini başkaları ile pay­laşarak yaşamak için veririz.

 

Maddi kurbanlar Tanrısal yaşamın içinde var olan bir şeydir; ve Tanrı ile birlikte yürümenin ve Tanrısal yaşamın sevin­cinin bir parçasıdır. Bu bilinçle yapılan “VERME” eylemi Tanrı’yı hoşnut eder; ve kişiye bereket olur.

 

Maddiyat bir ayartıya ve günaha sebep olmasın; maddiyat bizi ve yaşamlarımızı yönetmesin; ama biz maddiyattı doğru biçimde yönetmeye devam edebilelim diye veririz. Böylece az ya da çok, bize bağışlanmış olan maddi varlığımızla mutlu olmayı tecrübe ederiz.

 

Açgözlülüğü, cimriliği ve savurganlığı dışlamanın bir gereği olarak veririz; verdiklerimizle başka kişilerin de yaşamlarına girmesi müm­kün olan açgözlülük, cimrililik ve başkalarında olanı kıskan­ma durumuna karşı savaşmış oluruz. Sadece ken­dimiz için yaşamayıp, insanlık ailesinin bir üyesi olmamızın gereğinden dolayı bağışta bulunuruz.

 

Tanrı’dan armağan olarak verilen bu kısa zaman süresi için­deki yaşamdan zevk alarak devam etmek için; Tanrı’ya su­nulmuş bir yaşamda devam etmek için veririz.

 

“Ondalık-Sunu-Sadaka” kurbanları veriyoruz; çünkü yaşam­larımızı Tanrı’yı hoşnut eden hoş kokulu sunular olarak sun­mamızın bir yolu da budur.

 

Maddi kurbanlar veriyoruz; böylelikle maddiyat sevgisinden korunmayı ve elçisel imanda güçlenmeyi tecrübe ediyoruz (I. Timoteos 6:10).

 

Hayatımızda tek bir Efendi’ye kulluk etmekte devam edelim; ve bütün hayatın Efendisi böylelikle ilan edilsin (Matta 6:24); ve bu şekilde ulusları bu tek Efendi’ye kulluk etmeye davet edelim diye veririz.

 

Kişisel ihtiyaçlarımızın Tanrı ile ilişkimizde bir övgü aracı olması için veririz.

 

Tanrı’yı ve Tanrı’da olan her şeyi ilan etsin diye veririz; her şeyimizle Tanrı’yı övelim diye veririz; Tanrı’nın verdiklerine şükran ile O’nun çok verdiğini ilan için veririz; bizim verdik­lerimizin Tanrı’nın bize bağışladıkları karşısında bir hiç oldu­ğunu bilerek ve bunu ilan etmek üzere veririz.

 

Tanrı’ya dua ve tapınma ile birlikte, Tanrı’ya hizmetimizin bir parçası olarak maddi kurbanlar sunarız.

 

Ondalığı verilmiş kazançlarla yaşayanlara bereket olsun!

 

 

“Vermek, almaktan daha büyük mutluluktur” diyen Tanrı Sözü’nün yaşamlarınıza sevinçli bir bereket olmasını dilerim.