KÜTÜPHANE
Yeni Ahit Kitabına Giriş
Eski Ahit ile Yeni Ahit arasında sessiz dönem
dediğimiz 400 yıllık bir zaman dilimi vardır. Bu döneme sessiz dönem dememizin
sebebi hiç bir peygamberliğin gelmemiş olmasındadır. Ama Bu dönemde olan
gelişmeler Yeni Ahit dönemini etkilemiştir. Ferisiler, Sadukiler, Sanhedrin
Mesclisi ve Sinagoklar bu dönemde ortaya çıkmıştır.
1. Politik Değişim: Yönetim Perslerden Romalılar’a geçmiştir.
2. Dilde Değişim:
Dil İbraniceden Grekçeye geçmiştir.
3. Coğrafi Değişim: Yahudiler kendi ülkelerinden başka ülkelere dağılmışlardır.
4. İbadette Değişim: Tapınak sisteminden Havra düzenine geçildi.
Babil sürgünlüğünden sonra Babil’de kalanlar olmasına
rağmen bazıları tekrar İsrail’e dönmüştü. İskender’den sonra Yahudiler arasında
büyük bir dağınıklık oldu. Mesih’in gelişinden önceki zamanda İsrail’in dışında
yaşayan Yahudiler İsrail’de yaşayanlardan daha fazlaydı (diaspora dönemi).
Bu dönemde İsrail isyanlarının ve yanlışlarının kendi
üzerlerine yargı getirdiği anladı. Bölünen Krallığın kuzeyini Asurlular
almıştı. Nebukadnetzar Yahudileri Babil’e getirmişti (Danilel de bu gruptaydı).
Yahudi inancı bir yerle ilgiliydi. Yahudi imanı
Tanrı’nın verdiği bir yer ve tapınak ile ilişkiliydi. Babil’e sürüldükleri
zamanda ibadetlerini nasıl yapacaklarını düşündüler. Çünkü tapınaktan uzakta
kalmışlardı. Bu durumda kurban kesemiyorlardı (zaten tapınak yıkılmıştı). Bu
durumda imanda gelişmeleri engellenmiş idi. İçinde bulundukları bu durum onları
şu şekilde etkiledi:
a-) Yasaya Saygı:
(İtaatsizlikten itaate geçiş dönemi) İtaatsizlik ettiklerinde başlarına belalar
geldiğini iyi anladılar. Yasayı tutmak artık onlar için her şeyden daha önemli
bir hal almıştı. Kutsal Yasayı tam olarak öğrenmek, ezberlemek ve hayata
geçirmek çabaları tarihsel süreç içinde Yasadan uzak ve kurallara bağımlı bir
anlayış ile yer değiştir.
b-) İman:
Putperestliği bıraktılar ve Kutsal Kitap öğretilerine sarılmaya ve onu sıkı
tutmaya daha çok gayret ettiler.
c-) Sinagog:
Daha önce tapınak ve anma taşları vardı. Ama artık kurban kesemiyorlardı. Fakat
Kutsal Yasanın okunmasına, öğretilmesine ağırlık veren bir yapılanmaya gitmek
durumunda kaldılar.
d-) Yasa Öğretmenleri: Eski Antlaşma sisteminde Kahin en üst düzeyde olan bir kimseydi.
Tapınak olmadığı için artık Kahinlik pratikte önemini kaybetmişti. Evlerde
toplanmaya başlayan ve bunun sonuncunda Sinagok düzeninin doğması süreci içinde
Kahinler ruhbanlıklarından soyundular, sıradan halk içindeki kimseler gibi
oldular. Bu değişikliği Pastörel sisteme geçiş şeklinde yorumlayabiliriz.
e-) Yahudi Adının Kullanımı: Yahudi bölgesinde yaşayanlar için kullanılan bu söz bütün
İbraniler için kullanılmaya başlandı. Yani bütün bu hayatı etkileyen sistem
değişimde kendilerine yeni bir isim aldılar.
Persler Dönemi:
Babil 586 yılında Kudüs’ü yıktı. Ve Yahudiler sürgüne gittiler. Persler 539
yılında Babil’i yıktılar ve Yahudilerin ülkelerine dönmelerine ve tapınağı
yeniden bina etmelerine izin verdiler. Nehemya ve Zekeriya kitaplarında
Yahudilerin Persler’le ilişkisini görebilmekteyiz. Zekerya ve Hagay 538 yılına
bu ilk dönen grup içindeydi ve bu dönemde hizmet ettiler (520). 516 yılında
tapınak yeniden bina edilerek Rab’be adandı. Ezra 458 yılında Kudüs’e döndü.
Nehemya 445 yılında Malaki 440 yılında Kudüs’e döndüler. Büyük İskender 320
yıllarında Perslerin dönemini bitiriyor. O dönemde bilinen en öenmli yerleri
işgal etmişti. Makedonya’dan Hindistan’a kadar olan büyük bir coğrafya istila
edilmişti. Grekçe bu alan içinde ticaret dili oldu. Bu da Grekçe Yazılacak olan
Yeni Ahit’in böyle büyük bir coğrafya içinde bütün milletlere ulaşmasını
sağlayacaktı. Böylece Müjde pek çok ulus tarafından anlaşılacaktı. Bu arada
Yahudiye ve Samiriye’de dağılmış olarak yaşayan Yahudilerin pek çoğu da diğer
uluslar gibi Grekçe kullanmaya başladılar. Yahudilerin, Büyük İskederin
ölümünden sonra dört büyük yönetim bölgesinden biri olan Mısır’a ve güney
civarına gittiklerini gözlemliyoruz. Çünkü burada refah ve güven içindeydiler.
Mısır’da ve güneyde yaşayan Yahudiler dillerini unutmaya başlamışlardı ama
inançlarını korumak ve devam ettirmek istiyorlardı. Bu da Eski Ahit’in ilk
grekçe çevirisinin[1] yapılmasını zorunlu kıldı
(200-300). Mısırlılardan sonra yönetimin Suriyelilerin eline geçmesi (İ.Ö.
198-142) Yahudiler açısından oldukça kötü oldu. Suriyeliler Yahudilere baskı
uyguladılar onların kültürlerini silmeye çalıştılar. Ama baskı arttıkça
Yahudilerin imanı da arttı, dinlerini ve kültürlerini bırakmadılar. Daha sonra
yönetim Makabilerin eline geçti (İ.Ö. 167-63). Yahudiler bu dönemde dini
reformlarını gerçekleştirdiler. İ.Ö. 142 yılında yönetimi ve politik
özgürlüklerini ele geçirdiler. Bu dönemde iki grup ortaya çıktı:
1-) Ferisiler: Dinsel gücü elinde tuttu (müjdeci Hristiyanlar gibi Kutsal
Kitapta yazan herşeyi kabul ettiler (melekler, ölümden sonraki hayat, diriliş
v.s.).
2-) Sadukiler: Politik gücü elinde tuttu (diriliş, melekler, ruh gibi
konulara inanmadılar).
Roma Dönemi:
Bu tarihsel egemenlikten sonra Roma egemenliği altına girdiler (İ.Ö. 63
yılından itibaren devam eden süre). Bu dönemi İ.S. 70 yılına kadar olan süre
içinde ele alıyoruz. Çünkü onlar bu dönem zarfında Müjde’nin yayılmasına fark
etmeden yardımcı oldular. Roma döneminde dil Grekçeydi. Romalılar yönetimleri
altında bulunan her yere yollar yaptılar. Bu da Müjde’nin her yere ulaşması
bakımından oldukça iyi bir gelişme idi. Roma’nın bu dönemi içinde savaş
olmadığı için insanlar daha sakin bir dönem yaşadı.
Bütün bu dönemin sıkıntıları ve her zaman yanlarında
bir peygamberin danışmanlık ve yol göstericiliği ile yürümeye alışmış İsrail
halkının Kurtarıcı Mesih özlemini en üst noktaya taşımıştır:
Luka 2: 10‑11Melek ise
onlara, «Korkmayın!» dedi. «Size, tüm halk için büyük sevinç kaynağı olacak bir
müjde getiriyorum: bugün size, Davut’un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih’tir.
Yeni Ahit’e Giriş
İ.S. 55 (60)-95 yılları Yeni Ahit kitabının
tamamlanma sürecidir.
Yeni
Ahit Eski Ahit’in devamıdır ve Eski tek bir kitap olarak tamamlar.[2] Eski Ahit, bir Kurtarıcı
ihtiyacının nasıl doğduğunu, Tanrı halkının kurtarıcı özlemini, kurtarıcının
gelişine hazırlamasını ve Tanrı’nın, tarihi vaat edilen Kurtarıcının gelişine
nasıl yönlendirdiğini anlatır. Yeni Ahit ise Eski Ahit’teki sözlerin nasıl
gerçekleştiğini, Kurtarıcı İsa’nın gelişi, Kurtarıcının bize örnek olarak
bıraktığı yaşamını, öğretisini ve mucizelerini anlatır. Eski Ahit Tanrı’nın antlaşmasal
vaatlerini ve peygamberlerin sözlerini içeren kitaptır. Yeni Ahit kitabı ise
Yasa ve Peygamberliklerin Kurtarıcı İsa ile nasıl tamamlandığını gösterir.
Elçilerin İşleri 10:43 Kendisine iman eden
herkes, günahların bağışlanmasını O’nun adıyla alacaktır, diye bütün peygamberler
O’na tanıklık ediyorlar
Böylece
İsa Mesih yaşamı, ölümü, dirilişi, yükselişi Eski Ahit’in nasıl tamamlandığını,
Eski Ahit’in nasıl kendisiyle ilişkili olduğunu gösterir.
‘Yardımcı’,
‘Öğütçü’, ’Tesellici’ Kutsal Ruh’un (paraklitos) gelişini de önceden açıklayan
İsa Mesih, Kutsal Ruh’un da Eski Ahit gibi kendisine tanıklık edeceğini, ve
Kutsal Ruh’u alan havarilerin de aynı şekilde kendisine tanıklık edeceğini
bildirmiştir (Yuhanna 14:26; 15:26-27; Elçilerin İşleri 1:8 [Matta 18-20]).
Yeni
Ahit kitabı da Eski Ahitten bu yana Müjdelenmiş olan Kurtarıcı’nın havarilerine
verdiği bu emir ve tanıklığın kitabı olarak ortaya çıkmıştır.
“Neden
tek bir İncil yazılmadı?” Eğer havariler ya da onlardan sadece biri tek bir
İncil yazmış olsaydı, Eski Ahitten beri müjdelenmiş olan Yeni Ahit’in ve
dolayısı ile de Eski Ahit’in mesajı basitleştirilmiş olacaktı. Tanrı tarihine
dair bilgimiz, Tanrı’ya ve O’nun kurtarış Müjdesine dair olan bilgimiz de eksik
kalacaktı. Yeni Ahit’in bu denli kapsamlı ve geniş olması Eski ve Yeni Ahit’in
bütünlüğünü ve zenginliği doğru anlayabilmemiz için bize verilmiş olan bir
zenginliktir.
İnciller
farklı yönlerden İsa Mesih’i ortaya koyar:
Matta Bölümü İsa Mesih’i Kral yönüyle vurgular ve Krallık Konusunu buna
bağlı olarak anlatır.
Markos Bölümü İsa Mesih’i hizmetçi yönüyle vurgular ve Hizmet etme,
Hizmetçi olma Konusunu buna bağlı olarak anlatır.
Luka Bölümü İsa Mesih’i insan yönüyle vurgular ve O’nun mükemmel insanlığını
bizlere bir örnek olarak anlatır.
Yuhanna Bölümü İsa Mesih’i Tanrı’nın Oğlu yönüyle vurgular ve O’nun
Tanrısal yönünü buna bağlı olarak anlatır.
Diğer yandan yazılış amaçları arasına farklı ulusları
kattığımızda Matta Bölümü Yahudilere, Markos Bölümü Romalılara, Luka
Bölümü Greklere
yönelik yazılmıştır. Yuhanna Bölümü evrensel olup tüm dünyaya hitap
eder. Elçilerin İşleri Mesih’in Müjdesinin yayılmasını
açıklar. Mektuplar İsa Mesih’i pratik ve teolojik
açıdan bizlere açıklar. Vahiy bölümü İsa Mesih’teki tamamlanmayı (Eski
Ahit, İnciller, Elçilerin İşleri ve Mektuplar) gösterir.
Yeni Ahit İnancının İki Özeti:
ELÇİLERİN İMAN AÇIKLAMASI
İZNİK İMAN AÇIKLAMASI