Vaaz/Kelam Çalışması: İman
Açıklaması Üzerine
Presbiteryen Kilisesi,
Reform Seminer Notu
Yazan: Rev. Donald Cobb
Editör: Rev. İlhan Keskinöz
Elçisel
İman Açıklaması…
1. “İnanıyorum”
(İbraniler 11, Romalılar
3:21-28)
İman,
Hristiyan hayatın tümü için esas olan, Tanrı’ya bağlanan bir güvendir. imanın
özel nesnesi, üçlübir Tanrı’nın tarihte yaptığı satın alma işidir.
Heidelberg İlmihali: 21. Gerçek iman nedir?
Tanrı’nın
kendi Sözünde gerçek olarak açıkladıklarına yalnızca bilgi ya da bilinçsizce
bir inanış değildir;2 Kutsal Kitap3 aracılığı ile Kutsal
Ruh’un4 bende yarattığı (içimde var ettiği), başka bir katkı olmadan
İsa Mesih aracılığı ile bizler için kazanılan,5 başkaları için değil
fakat benim de6 işlediğim günahların bağışlandığı, Tanrı önünde sonsuza
dek aklandığım ve kurtuluş için kabul edildiğimden,7 derin-köklü bir
emin olmadır.8
2
Yuhanna 17.3, 17, İbraniler 11.1-3, Yakup 2.19
3
Romalılar 1.16; 10.17, I.Korintliler 1.21
4
Matta 16.15-17, Yuhanna 3.5, Elçilerin İşleri 16.14
5
Romalılar 3.21-26, Galatyalılar 2.16, Efesliler 2.8-10
6
Galatyalılar 2.20
7
Romalılar 1.17, İbraniler 10.10
8
Romalılar 4.18-21; 5.1; 10.10, İbraniler 4.14-16
Heidelberg İlmihali: 22. O halde bir Hristiyan neye inanmalı?
Tanrı’nın
Kutsal Kitapta bizlere vaat ettiği her şeye.9 Dünyanın her yerinde
açıklanan, şüphenin ötesinde bir inançla Hristiyan imanımızın her maddesini
Kutsal Kitap bizim için özetler.
9
Matta 1.18-20, Yuhanna 20.30-31
A-) İMANIN DOĞASI
İman
Açıklamasının ilk Latince çevirisi, Credo
(“inanıyorum”) sözüyle başlıyor. Bu şekilde başlıyarak İman Açıklaması, ‘İmanın’ sonra gelen şeylerin tümü
için önemli olduğunu vurguluyor. Bu başlangıcın kısalığına rağmen iman,
Hristiyanlıkla ilgili bu eski öğretişin merkezinde olan bir kuraldır. İlk
yüzyıllardaki Kilise bu iman açıklamasına ‘Credo’ ünvanını vererek imanın ne
kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Mesihçi olduğumuzu söylemekte ve Mesihçi
olarak yaşamakta iman en önemli bir unsurdur. Hristiyan hayatındaki her şey
imanla başlıyor. Onsuz Hristiyanlık (yani Hristiyan İmanı) anlaşılamaz bir şey olur. Ve iman açıklaması için geçerli
olan bu prensip, tüm Kutsal Yazılar için de geçerlidir. Bu nedenle, imanın
esaslarını ele aldığımız zaman, ilk önce iman hakkında konuşmamız gerekir.
İbraniler Mektubu (11:1-3) imanın belkide en mükemmel tanımını veriyor: İman, sadece
belirli bir şeyin gerçek olmasının akli olarak bir kabulü değildir:
İman, ümit edilen şeylere güvenmektir, görünmeyen şeylerin
varlığından emin olmaktır. 2Atalarımız
bununla Tanrı'nın beğenisini kazandılar. 3İman sayesinde anlıyoruz ki, evren Tanrı'nın buyruğuyla yaratıldı.
Şöyle ki, görülen şeyler görünmeyenlerden oluştu.
İman
yaşamımızı değiştiren bir inançla, Tanrı’ya
güvenen bir tutumdur (İbraniler 11:4,
7-10, 17-19, Galalatyalılar 5:6).
İbraniler 11: 7İman sayesinde Nuh, henüz olmamış olaylarla ilgili olarak Tanrı
tarafından uyarıldığında, Tanrı korkusuyla ev halkının kurtuluşu için bir gemi
yaptı. Bununla dünyayı yargıladı ve imana
dayanan doğruluğun mirasçısı oldu. 8İman
sayesinde İbrahim, miras olarak alacağı ülkeye gitmek üzere çağrıldığı
zaman Tanrı'nın sözünü dinledi ve nereye gideceğini bilmeden yola çıktı. 9İman sayesinde, bir yabancı olarak vaat
edilen ülkeye yerleşti. Aynı vaadin ortak mirasçıları olan İshak ve Yakup'la
beraber çadırlarda yaşadı. 10Çünkü mimarı ve yapıcısı Tanrı olan sağlam temelli
kenti bekliyordu.
... 17İbrahim sınandığı zaman, imanla İshak'ı kurban olarak sundu. Vaatleri almış olan İbrahim,
biricik oğlunu kurban etmek üzereydi. 18Oysa Tanrı ona, «Senin soyun İshak'la
sürecektir» demişti. 19İbrahim, Tanrı'nın, ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak'ı simgesel bir
şekilde ölümden geri aldı.
Görüldüğü
üzere İMAN yaşantıyı değiştiryor, gündelik yaşamın adımlarını etkiliyor,
yönlendiriyor.
İmanın
tanımı kendimize değil Tanrı’ya olan bir güvenme[1] içerir:
Mezmur 37: 5 Her şeyi RAB'be bırak,
O'na güven, O gerekeni yapar.
Mezmur 40:5 Ya RAB, Tanrım,
Harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için;
Sana eş koşulmaz!
Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını,
Saymakla bitmez.
Bu
sebepten de iman Tanrı’yı hoşnut eder.
İbraniler 11: 6 İman olmadan Tanrı'yı
hoşnut etmek imkânsızdır. Tanrı'ya yaklaşan, O'nun var olduğuna ve kendisini
arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir.
Bu
nedenle iman sadece akli olarak bir ‘bilme’ ya da alıştırmadan sınırsızca daha
büyüktür; aslında Kutsal Yazılara göre, iman Tanrı’nın vaatlerini ve lütfunu ve bunun işaret ettiği şeyleri sıkıca
tutmaktır. İmanı eylemlerimizden ayırsak (çünkü iman yaptıklarımızla teşhis
edilemez) yinede onlardan ayrılmaz çünkü gerçek iman her zaman kendini yaşam
tarzımızda ve hayatımızla somut bir şekilde açığa vurur.[2] Bu nedenle Yakup, imanın niteliği konusunda
derin bir yanılmaya karşı gelerek gerçek imanın kendini “eylemlerimizde”
gösterdiğini vurgular. İman, Tanrı’ya itaat etmemizle “etkin” olur, yani itaat
etmemizle iman kendisini somut bir şekilde gösterir:
Yakup 2: 21Atamız İbrahim, oğlu İshak'ı sunağın
üzerinde Tanrı'ya adama eylemiyle aklanmadı mı? 22Görüyorsun, onun imanı
eylemleriyle birlikte etkindi; imanı, eylemleriyle tamamlandı.
İbraniler
Mektubunun 11. bölümü imanın sadece kurtuluşumuz için değil, gündelik yaşamımız
için de ne kadar esas olduğunu öğretir: tıpkı o ‘iman kahramanları’ gibi, bizler de devamlı Tanrı’ya inanan bir
tutumla, O’na güvenerek yürümeli ve yaşamalıyız. Yani iman geçici bir duygu
veya imanlı hayatın sadece başlangıcında bulunan bir devre olamaz. Tam aksine
iman, sevgimizin ve hareketimizin daimi ve en üst güdüsü olmalıdır. İman
aracılığıyla Tanrı’nın doğruluğunun tam ve kesin olarak bize armağan edildiği
umuduna dayanarak yaşıyoruz. İman, Tanrı’ya olan itaatımız, O’na ve komşumuza
olan sevgimizin en derin kaynağıdır:
Galatyalılar 5: 5-6Mesih İsa’da ne
sünnetlik ne de sünnetsizlik bir işe yarar; yalnız sevgiyle etkin olan imanın değeri vardır[3].