Vaaz/Kelam Çalışması: İman
Açıklaması Üzerine
Presbiteryen Kilisesi,
Reform Seminer Notu
Yazan: Rev. Donald Cobb
Editör: Rev. İlhan Keskinöz
Elçisel
İman Açıklaması…
10. “üçüncü gün ölüler arasından dirildi”
(I.Korintliler 15:14-22,
42-55, Efesliler 2:1-7; I.Petrus 1:4)
İsa
Mesih’in dirilişi son zamanın dünyamıza girdiğini belirtiyor; O’nun dirilişiyle
aklanmamız sağlanmıştır, Mesih’in günah ve ölüm krallığının üzerindeki zaferi
günden güne kendisini yaşamlarımızda daha çok hissettiriyor.
Heidelberg İlmihali 45.
C-) DİRİLİŞ VE HRİSTİYAN HAYATI
Mesih’in
dirilişinin tüm yaşam için olan önemi gözümüze bir an ilişirse dirilişin,
Hristiyanları ne kadar çok etkilediği daha da açığa çıkar. Hristiyan
yolumuzun en başlangıcında Dirilmiş Olan’ın yaşam verici gücü yeniden doğmamızı
sağlamışsa (I.Petrus 1:4), o güç yaşam boyunca yanımızdadır: Dirilen Mesih tüm
hareketlerimize yaşam verici etkisiyle dokunurak günlük yaşamımızda açıkça
görülür:
Galatyalılar 2: 20 Mesih'le
birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven
ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu'na imanla sürdürüyorum.
II.Korintliler 4: 10 İsa'nın yaşamı bedenimizde açıkça görülsün
diye İsa'nın ölümünü her an bedenimizde taşıyoruz. 11 Çünkü İsa'nın yaşamı ölümlü bedenimizde açıkça görülsün diye, biz
yaşayanlar İsa uğruna sürekli olarak ölüme teslim ediliyoruz.
Dirilmiş
olan Mesih, sadece aklanmamızın değil, ayrıca kutsallığımızın kaynağıdır (I.Korintliler 1:30). İsa mükemmel ve
yüceltilen insanlığının gücüyle, günden güne bizim insanlığımızı ve yaşamımızı paklaştırıyor.[1] İsa’nın ölümü
itaatimizi somut ve pratik olarak nasıl etkiliyorsa, dirilişi de öyle
etkiliyor; ölümüyle günahın gücünü kıran Mesih, bizler “yeni bir yaşam” sürelim
diye ölümden dirilmiştir (Romalılar 6:4, 11).
Mesih’in
yaşamının armağanını en açık olarak gördüğümüz yer belki de Rab’bin Sofrasıdır:
Kutsal Yazılar bu sofrayla Mesih’e gerçekten “paydaş” olduğumuzu, yani bu
sofranın O’nun bedenine ve kanına somut
bir ortaklık olduğunu ilan ediyor (I.Korintliler 10:16).[2] Rab’bin Sofrasında Mesih, bizi “bedeniyle” besliyor; O’nunla olan
birleşmemiz gerçek bir şekilde bize yarar sağlıyor. Mesih’le birleşmemizden
dolayı, O’nun akan kanının ve çarmıha gerilen –ayrıca dirilen, yenilenen ve
yüceltilen– bedeninin gücü, bize veriliyor ve imanımızı güçlendiriyor! Rab’bin
Sofrası aracılığıyla, dirilen Mesih kendini bize veriyor!
Mesih’in
dirilişi kutsallaşmamız hakkında temel olan bir noktayı anlamamıza yardım
ediyor: kutsallıkta gelişmek, “kendimizi iyileştirmek” kendi gücümüze bağlı
değildir. Veya günah işlemekten vaz geçmek kendi gücümüze bağlı değildir.[3] Dirilen Mesih, kutsallığımız olduğu için, bu kutsallık, kendimizi O’nun huzuruna ve
dirilişinin gücüne daha çok açtığımız zaman ortaya çıkıyor. İsa Mesih,
“Yeni İnsan’dır”. Bizlerin en önemli gayreti Mesih’in varlığının artan bir
şekilde bizde gerçekleşmesi olmalıdır. Başka bir deyişle, gerçek tövbe
aracılığıyla “eski yaradılışı” gün geçtikçe daha çok “üzerimizden atmaya” ve “gerçek
doğruluk ve kutsallıkta Tanrı’nın benzerliğine göre yaratılmış yeni yaratılışı
giyinmeye”
çalışmalıyız (Efesliler 4:22-23).[4] Mesih’in dirilişi Kutsal Ruh aracılığı ile
yaşamlarımızda çalışarak “Hristiyan hayatımızın” kendi gayretimizim bir meyvesi olmadığını
açıklıyor. İmanlı olmamız, “Tanrı’nın
eseridir” çünkü bizler “Tanrı’nın önceden
hazırladı
Bu
nedenle Mesih’in dirilişi, ayrıca ümidimizin kaynağıdır: Gözlerimizi bu gerçeğe
dikerek bekliyoruz: “Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı
biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz” (I.Yuhanna 3:2). Dirilişi hep düşüncemizde tutup
onu bütün hareketlerimizin temel güdüsü yaptığımız zaman, Mesih’in pak kılan
gücü bizde etkin oluyor: “Mesih'te bu umuda sahip olan, Mesih pak olduğu
gibi kendini pak kılar” (I.Yuhanna 3: 3).
[1] Filipililer 1:11 ayetine bakınız. Pavlus,
okuyucularının “Mesih’in aracılığıyla
gelen doğruluğun meyvesiyle” dolması için dua ediyor. Dirilen Mesih’in
işi, sadece doğruluk sağlamak değil, ayrıca yaşamlarımızı bu doğruluğun
meyvesiyle (yani kutsallıkla) doldurmaktır.
[2] Burada kullanılan söz (koinonia), yani
“işbirliği”, “katılma” veya
“paylaşma”ile ima edilen gerçek şudur: görülebilen işaretler (yani ekmek ve
şarap) aracılığıyla, Mesih’e ve O’nun ölümü ve dirilişiyle sağladığı kurtarma
ve kutsallaşma işine gerçek bir bağ kuruluyor. Rab’bin Sofrası, İsraillilere
çölde sunulan “ruhsal yiyeceğin” ve “ruhsal içeceğin” (I.Korintliler 10:3,4)
Yeni Ahit’deki karşılığıdır. Bu “katılma”
için imanın esas şart olduğunu apaçık; ama ayetler Rab’bin Sofrasını ancak
insani bir anma olarak kavramanın Yeni Ahit görüş açısına çok uzak olduğunu
gösteriyor!
[3] Koloseliler 2:20-23 ayetlerinin kutsallaşma
çabaları hakkında verdiği ciddi hükmüne dikkat ediniz.
[4] II.Korintliler 3:18; Galatyalılar 4:19;
Koloseliler 1:26-27.