PAVLUS TEOLOJİSİNİN ÖZÜ-3

Konuşmacı: Dr.Reggie M. Kidd

Tercüme: Rev.Turgay Üçal

 

 

I. Selanik (1-2) Mektubunun arka planı:

1. Zulüm

2. Sahte peygamberler

3. Günlük yaşama yanlış etkiler

 

II.Yapı ve içerik

1. Acılar karşısında şükran

2. Tanrı’nın Müjdesinin duyurulması konusnda şükran

3.Pavlus’un yokluğunun getirdiği sorunlar (2:17-3:13)

4. Yönlendiriş (4:1-5:22)

5. Selanikliler Mektubu (2.)

 

III.Teolojik yaklaşım

1. Geçmişteki kurtuluş

2. Gelecekteki kurtuluş (1.Selanikliler 1:10)

3. Şimdiki kurtuluş

4. Etik Öğreti

5. Mesih’in dönüşü konusunda tarihsel durum

 

 

 

PAVLUS VE SELANİKLİLER

 

Selanikliler Mesih İsa’ya imanlarında oldukça sadıktılar ama bir konuda çok ileriye gittiler. Mesih İsa’nın hemen geleceği hatta belki de gelmiş olduğuna inanıyorlardı.

 

Bu giriş cümlesinden sonra yine daha önce yaptığımız gibi Selanikliler mektubunu üç ana noktadan ele alalım. Mektubun arka planına bakalım, yapısı ve içeriğine bakalım ve tabi ki ilahiyat açısından ele alınışına bakalım.

 

I. Mektubunun arka planı:

Selaniklilerin Pavlus’un ikinci hizmet yolculuğu sırasında Mesih İsa’yı kurtarıcı ve Rab olarak kabul ettiklerini görüyoruz. Bu ziyaretin arkasından Pavlus’un bir müddet oraya uğrayamaması, inananların yeni imanlı olması inançlarında ve aralarında bir takım sorunlar yaşamalarına neden olmuştu. İşte Pavlus bu nedenle oraya yazdığı bu iki mektupla ulaşma yolunu seçti.

 

Pavlus’un bu yolculuğunu Elçilerin İşleri 15:36-18:22’ye kadar okuyabilirsiniz. Bu yolculuğunda Pavlus daha çok ön Asya yani bugün ülkemizin ege bölgesi ve Yunanistanı içine alan bir yol izledi. Yolculuğuna Antakya’dan başlamıştı. Bu kez Pavlus yanına Markos’u almak istemedi, çünkü ilk yolculukta sorun çıkarmıştı. Bu nedenle Barnabas’la araları açıldı. Barnabas Markos’la farklı yöne gitmeyi tercih etti. Pavlus’ta Silas’la birlikte Antakya’dan Kilikya bölgesini aşarak Galatya’ya ulaştı. İlk yolculuğundaki kiliseleri ziyaret etti. Derbe, Listra ve Firigya’ya ordan  Asya bölgesine geçerek Bitinya’ya ulaştı ve Troas’a geldi. Orada düşünde aldığı çağrı nedeniyle Makedonya’ya geçti. Neopolis ve Filipi’ye ulaştı. Zindancı’nın kurtuluşu gibi birçok kişinin bu yörelerde imana geldiğini görüyoruz. Hapiste bile Rab’bin Müjdesini yayıyorlardı. Bir yandan da karşı çıkanlar çoğalıyordu. Baskılar nedeniyle Pavlus Atina’ya kadar indi. Her yerde doğrudan sinagoglara gidip vaaz edebiliyorlardı ama Atina felsefecilerin adeta merkezi olduğu için orada bilinmeyen tanrıya adanmış bir taş üzerine konuştu.

 

Oradan Korint’e geldi. Sonra Efes, Sezariye üzerinden Yeruşalim’e geri döndüler. Yaklaşık Atinada bulunduğu tarih İ.S 49 yılına rastlıyor. O zaman Pavlus ve Timoteos’un Korintte oldukları İ.S 50 tarihinde Selaniklilere 1. mektubu yazdığını düşünebiliriz. İkinci mektubu ise İ.S 52’de yazılmış olduğunu söyleyebiliriz.

 

Selanikteki problemin belirgin olması ve aşırı baskı ve eziyetin görünmesi nedeniyle Pavlus’un Selaniklilere iki kez mektup yazdığını görüyoruz. Selanik’te hem zulüm vardı hem sahte peygamberler bir takım sözlerle halkın kafasını karıştırıyordu. Üstüne üstlük yanlış öğretiler veren öğretmenlerin yanlış öğretileri yanlış bir Hristiyan yaşamının sergilenmesine neden oluyordu.

 

1. Zulüm:

Bu bölgedeki imanlıların hayatları gerçekten tehlike altındaydı: Yahudiler bunu kıskandı. Çarşı pazardan topladıkları bazı kötü insanlardan bir kalabalık oluşturup kentte kargaşa çıkarttılar. Pavlus’la Silas’ı bulmak ve halkın önünde yargılamak amacıyla Yason’un evine saldırdılar (Elçilerin İşleri 17:5). Aynı bölümün 13.ayetinde de şunları okuyoruz; Selanik’teki Yahudiler Pavlus’un Veriya’da da Tanrı’nın sözünü duyurduğunu öğreninc oraya gittiler, halkı kışkırtıp ayağa kaldırdılar.

 

Selanikte yeni iman etmiş olan Hristiyanlara tutucu Yahudilerce eziyet sürüyordu. Çünkü kardeşler, siz Tanrı’nın Yahudiye’de bulunan ve Mesih İsa’ya bağlı olan kiliselerini örnek aldınız. Onların Yahudiler’den çektiği sıkıntıların aynısını siz de kendi yurttaşlarınızdan çektiniz (1.Selanikliler 2:14-16). Demek ki, bu bölgenin problemlerinden biri imanlılara yapılan eziyetti.

 

2. Sahte peygamberler:

Tabi çekilen acıların fazlalığı Müjde’nin tam olarak sindirilmeden yeni inanılmış olması yanlış öğretişlerin de fırsat bulmasına neden oluyordu. Yani kısacası Selanik’te bulunan kişilerden bazıları Mesih İsa’nın hemen geleceğini ya da belki de gelmiş olacağını öğretmeye başlamışlardı. Pavlus’un bu mektuplarda bu konulara şiddetle karşı çıktığını görüyoruz. Pavlus, bu nedenle gerçek peygamberliği sahtesinden çok iyi ayrılmasını istiyordu. Peygamberlik sözlerini küçümsemeyin. Her şeyi sınayın, iyi olana sımsıkı tutunun (1.Selanikliler 5:20-21).

 

Yanlış öğretiler verenler bununla da yetişmiyorlardı. Hatta Pavlus’un ismini vererek yanlış öğretilerine devam ediyorlardı. Rabbimiz İsa Mesih’in gelişine ve O’nunla birlikte olmak üzere toplanmamıza gelince: Kardeşler, size rica ediyoruz, Rab’bin gününün geldiğini ileri süren herhangi bir ruh, bir söz ya da bizden gelmiş gibi gösterilen bi mektup hemen aklınızı karıştırmasın, sizi telaşlandırmasın (2.Selanikliler 1-2).

Ben Pavlus bu selamı kendi elimle yazıyorum. Her mektubumun özel işaretidir bu; böyle yazarım (2.Selanikliler 3:17).

 

Bu öğretiler içinde hep Mesih İsa’nın hemen bir kaç ay ya da yıl sonra döneceğinden hatta dönmüş olduğundan bile söz edenler vardı ve bunu kanıtlamak içinde Pavlus’un ismini kullanıyorlardı.

 

3. Günlük yaşama yanlış etkiler:

Bu ve benzeri öğretiler peşi sıra gidenler madem Mesih gelecek o zaman çalışmaya ne gerek var diye hem teşviksiz hem de sorumsuz bir hayata adım atmış oluyorlardı. Bu durumda iki belirgin konu gözümüze çarpıyor:

3.1. Teşviksizlik

3.2. Sorumsuzluk

 

3.1. Teşviksizlik:

Nedenlerinin başında geleceği ilan edilmiş olan Mesih İsa’nın geri gelmemesi inananlar arasında teşviksizliğe yol açıyordu.

 

3.2. Sorumsuzluk:

Tabi ki madem Mesih gelecek ve dünyanın sonu gelecekti o zaman çalışmaya, koşuşturmaya ne gerek olabilirdi. Bu nedenle bu ilahiyat iki olumsuz yönde toplumu etkiliyordu; Kardeşler, umudu olmayan öbür insanlar gibi kederlenmemeniz için, gözlerini yaşama kapamış olanlar konusunda bilgisiz kalmanızı istemiyoruz. İsa’nın ölüp dirildiğine inanıyoruz. Aynı şekilde Tanrı, İsa’ya bağlı olarak gözlerini yaşma kapamış olanları da O’nunla birlikte geri getirecektir (1.Selanikliler 4:13-14).

Size buyurduğumuz gibi, sakin bir yaşam sürmeyi, kendi işinize bakmayı, ellerinizle çalışmayı amaç edinin. Öyle ki, kimseye muhtaç olmadan öbür insanların önünde saygın bir yaşam süresiniz (1.Selanikliler 4:11-12; 2.Selanikliler 3:6-12).

 

Bu ayetlere de baktığımızda gerçekten yanlış ilahiyatın özellikle yanlış eskatolojik bakış açısının bu toplumda ne denli tembellik oluşturduğunu görmemiz mümkündür.

 

II.Yapı ve içerik:

1.Selanikliler bölümü de yine beş ana bölümden oluşmaktadır:

1.Selamlama (1:1)

2.Şükran (1:2-2:16)

3.Pavlus’un yokluğunun getirdiği sorunlar (2:17-3:13)

4.Yönlendiriş (4:1-5:22)

5.Kapanış sözleri

 

1. Selam (1:1):

Mektubun giriş ve çıkışında Pavlus’un alışkın olduğu sistem görülmektedir. Bu sisteme göre yetkin bir havari olarak Pavlus selamlamalarda bulunmaktadır. Ama aynı zamanda Silas ve Timoteos’la birlikteliğini de dile getirerek insan bakış açısından mektubu sade bir dille ele alır.

 

2 Şükran (1:2-2:16):

2.1. Acılar karşısında şükran:

Acılara dayanabildikleri için Pavlus şükrediyordu (1:2-10): Siz de büyük sıkıntılara karşın, Kutsal Ruh’un verdiği sevinçle Tanrı sözünü kabul ederek bizi ve Rab’bi örnek aldınız. Böylece Makedonya ve Ahaya’daki bütün imanlılara örnek oldunuz (1.Selanikliler 1:6-7) sözleriyle Selaniklileri takdir ettiğini dile getirmektedir. Bu tanıklıklarından ötürü Rab’be yürekten şükretmektedir. Çünkü Selaniklilerin imanları umut ve sevinçle dopdolu bir imandı ve çok güzel ve sadık birer örnek oluyorlardı.

 

2.2. Tanrı’nın Müjdesinin duyurulması konusnda şükran:

Tanrı müjdesini onlara ilk elden duyurabildiği için şükrediyordu: Yani Pavlus’tan doğrudan bu müjdeyi duymuşlardır. Rab’be bunun için teşekkür etmektedir Pavlus. Çünkü Tanrı Müjdesini doğru bir biçimde onlara iletebilmiştir (2:1-12). Pavlus bu konuya ilişkin de şunları söylemektedir: Evet, kardşelre, nasıl uğraşıp didindiğimizi anımsarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz çalıştık. Tanrı’nın Müjdesi’ni size duyurduk. İman eden sizlere karşı davranışımızın ne denli kutsal, adil, kusursuz olduğuna siz tanıksınız; Tanrı da buna tanıktır (1.Selanikliler 2:9-10).

 

Çünkü yanlış öğretiler veren, peygamberlikler yapan kişiler Pavlus’un öğrettiklerini hep çarpıtmaya ve ona olan güveni azaltmaya çalışıyorlardı. Bu nedenle Pavlus kendi öğretişlerini ilk elden onlara kendisinin öğrettiğini hatırlatma gayreti içindeydi.

 

2.3. Müjde’nin kabulü için şükran:

Yetkin olduğunu kabul ettikleri için şükrediyordu: Pavlus’un sözlerini ilk elden Tanrı Sözü gibi kabul etmişler sevinmişler ve imanları pekişmişti. Bunu yeniden hatırlamaları ve sağa sola kulak kabartmamaları gerekiyordu. Tanrı’ya şükretmemiz için bir neden daha var: Tanrı sözünü bizden duyup kabul ettiğiniz zaman bunu insan sözü olarak değil, gerçekte olduğu gibi, Tanrı sözü olarak benimsediniz Siz imanlılarda etkin olan da bu sözdür( 1.Selanikliler 2:13).

 

3.Pavlus’un yokluğunun getirdiği sorunlar (2:17-3:13):

3.1. Kaygı (2:17-3):

Pavlus onların yanında olamadığı için gerçekten onlar için kaygı çekmeye başlamış ve öğrencisi Timoteos’u göndermişti. Kardeşler, size yaptığımız ziyaretin boşa gitmediğini siz de biliyorsunuz .Bildiğiniz gibi, daha önce Filipi’de eziyet görmüş, aşağılanmıştık. Ama şiddetli karşı koymalara rağmen, tanrısal Müjde’yi size duyurmak için Tanrımız’dan cesaret aldık (1.Selanikliler 2:1).

 

3.2. Sevinç (3:6-10):

Timoteos’un getirdiği güzel haberler gerçekten Pavlus’u çok sevindirmişti. Çünkü siz Rab’be bağlı kalırsanız, biz asıl o zaman yaşarız. Tanrımız’ın önünde sizden ötürü büyük sevinç duymaktayız (1.Selanikliler 3:8-9).

 

3.3 Dua (3:11-13):

Bu nedenle onları ziyaret edebilmek için ve onlar için hep dua ettiğini söylemektedir.

 

4. Yönlendiriş (4:1-5:22)

Pavlus’un bu yönlendiriş bölümü gerçekten birçok konuyu içermektedir. Kısacası Pavlus Selaniklilerin Mesih İsa’nın dönüşünün hemen olacağına inanmalarının ve hatta daha da aşırıya giderek geldiğini iddia etmelerinin yanlış olduğunu söylemektedir. Evet, Mesih İsa’nın ikinci kez geleceği kesindir ve bundan umut asla kesilmemelidir ama diğer taraftan bu geliş için henüz şartların oluşmadığı da kesindir. O nedenle Pavlus imanlıların yanlış öğretilere ve peygambere kulak asmaksızın imanla yaşamaları konusunda ısrar etmektedir.

 

4.1. Giriş (4:1-2):

Daha önce öğrettiği yetkin sözleri dinlemeleri onların sağlıklı bir iman üzerinde olmaları anlamındadır.

 

4.2. Günaha karşı durmaları (4:3-5:22):

Mesih İsa’nın yargısı daha şimdiden başlamış ve gelecek çağa doğru bu yargı gidecek ve tamamlanacaktır. O zaman tam bir imanla günaha karşı durmak esas olmalıdır.

 

4.3. Cinsel paklık (4:3-8):

Etrafta istemedik kadar çok etik olarak düşkün hallerde yaşayan insan vardır. Umutla Mesih İsa’yı bekleyenler bu konuda paklıklarını koruyarak O’na layık olarak O’nu beklemelidirler. İlahi yetki Tanrı’nın Oğlu Mesih İsa ile gelmiş ve son gün yargısı için yeniden gelecektir. Oysa bazı söylencelere göre Cabarus adındaki tanrıya inananlar bu tanrının geldiğine ve kişilerin ahlaksızlık anlamında birçok rezilliklerle bu tanrıyı izledikleri söz konusudur. Onun için imanlıların dikkatli olması esastır.

 

4.4. İman kardeşi sevgisi (4:9-10):

Bütün bu zorlukların altında imanlıların birbirlerinin yüklerini taşıması, birbirlerini desteklemesi esastır.

 

4.5. İş ve çalışma (4:11-12): Mesih İsa her an gelebilir diye bekleyen bu imanlıların çoğu bu nedenle sorumluluk taşımamakta ve çalışmamaktadır. Oysa Mesih İsa’da imanlıların alın teriyle para kazanarak yaşamaları esas olandır

 

4.6. Teşvik (4:13-18):

Mesih İsa’da kurtuluşa erenler eninde sonunda Mesih İsa’nın bedeninde bir bütün olarak bir arada olacaklardır. Herkes sevdiklerine eğer imanlılar ise sonsuz yaşamda kavuşacaktır.

 

4.7. Kutsal yaşam (5:1-11):

Mesih İsa’da inananların Rab’le Rab’de kutsallar olarak yaşamaları esastır. Aksi takdirde ceza onları köşede beklemektedir. Oysa Kutsal Yaşamlıların ödülü büyük olacaktır.

 

4.8. Kilisenin yetkinliği (5:12-13):

Bu yetkinlik özellikle yanlış öğretiler verenlerin karşısında yer alan bir yetkinliktir.

 

4.9 Diğer konular:

Çeşitli konular (5:14-22); Tembellik ve ihtiyaç(5:14); Kötülük ve nezaket (5:15); Zorluklarda sevinç (5:16-18); Peygamberlikleri iyi sınamak (5:15-22):

 

Bütün bu konularla birlikte 1.Selanikliler bölümü son bulmaktadır. Kısacası 1. Selanikliler mektubu aslında Selanikli imanlıların her ne kadar yanlış algılamaları varsa da imandaki sadakatlerinin ve dayanma güçlerinin şaşırtıcı olduğu ve bu nedenle imanın tanıkları oldukları vurgulanmaktadır.

 

5. 2.Selanikliler Mektubu:

2.Selanikliler Mektubuna geldiğimizde de yine bu mektubu da içerik olarak beş ana başlık altında incelenmemiz mümkündür:

 

5.1. Selamlama ve şükran (1:1-2):

Oldukça kısa olmakla birlikte yine Silas ve Timoteos’un adı geçer.

 

5.2. Teşvik (1:3-10):

Problemleri olmasına karşın gerçekten etkili tanıklardır; Tanrı’nın sevdiği kardeşlerim, sizleri O’nun seçtiğini biliyoruz (2.Selanikliler 1:4).

 

5.3. Dua (1:11-12):

Sadece dayanmaları için değil genel olarak Selanikli imanlılara dua ediyorlardı.

 

5.4.Yönlendirişler (2:1-3:5):

Mektubun bu bölümü ise yine üç ayrı bölümde ele alınmaktadır.

 

5.4.a. Mesih İsa’nın dönüşü (2:1-17):

Bazı kişiler Mesih İsa’nın belki de dönmüş olduğunu iddia etmeleri Pavlus’un bu konuda kesin bir savunma oluşturmasına neden olmuştur. Bildiğiniz gibi, hiçbir zaman pohpohlayıcı sözlerle ya da açgözlülüğü örten bir maskeyle gelmedik. Tanrı buna tanıktır (2.Selanikliler 2:5).

 

5.4.b. Güvenlik ve başarı (3:1-5):

Burada kötü olanlardan Tanrı’ya sığınmaları istenmektedir.

 

5.4.c.Sorumsuzluk (3:6-15):

Mesih İsa’nın dönüşü yakın diye çalışmamak oldukça yanlış bir öğretiştir. Bu nedenle imanlıların sorumluluklarını alarak esaslı bir biçimde çalışmaları esas olandır.

 

Kısacası Pavlus Selaniklilere yazdığı bu ikinci mektubunda da onları ikinci kez Mesih İsa’ya sadık olmaları ve günlük yaşamlarında sorumluluklarını taşımaları konularında uyarmaktadır.

 

III. Teolojik yaklaşım:

Yine daha önce Galatyalılar mektubunda gördüğümüz gibi burada da halkın eskatolojik algısı kendi iman ve anlayışlarını etkilemektedir. Pavlus’da bu mektubu yine kendi teolojik anlayışına göre kaleme almıştır.

 

Daha önce de anlattığımız gibi Yahudi eskatolojisi çağı ikiye bölmektedir. Bunlardan ilki bu çağ ikincisi ise gelecek çağdır. Bu ilahiyata göre bu çağda günah, yargı, ölüm vardır. Sonra Mesih gelince de gelecek çağ başlar bu da son yargının olduğu zamandır.

 

Fakat daha önce de gördüğümüz gibi Pavlus’un eskatolojisi Mesih İsa’nın kendisidir. Ve böyle olunca Mesih İsa’nın dünyaya gelmesi ile Tanrı krallığı ve yargı ve bereket başlamış olmaktadır. Ama ikinci gelişinde esas son gelecektir. Yani bu çağda bereket ve lanet bir anlamda bir ön görüm olarak sunulmuştur ama esas ikinci gelişte tamamlanacaktır. Yani krallık, bereketler hem başlamıştır hem de esas doluluğu ilerde yani gelecek çağda yani Mesih’in ikinci gelişinde yaşanmış olacaktır.

 

İşte ilk kilise bu konuda anlama zorluğu çekmekte ve onlar bu ikinci gelişin hemen bu yeni imanlılar hayatta iken hemen olacağını beklemektedirler. Zaten bütün problemde bu noktada çıkıyordu.

 

Galatyalılar gelecek çağa inanmıyorlardı. Galatyalılara göre Mesih’in gelmesi yeterli değil ancak Mesih İsa’ya iman ve artı Yahudi olmak bizi kurtaracaktı. Teoloji’yi anlama zorluğu çekiyorlardı. Selaniklilerde ise eskatoloji çok güncel bir ilahiyattı yani hemen her şey inanlıların o yaşadıkları çağda olup bitecekti.

 

Yani Galatyalılar Mesih’in gelişini Yahudiler gibi, Yahudiler için bereketin geleceği bir son olarak düşünüyorlardı ve gelecek çağda bereket tamamlanmasına inanmıyorlardı. Selanikliler ise Mesih’in ikinci gelişini hemen daha onlar yaşarken olacağını düşünüyorlardı.

 

Pavlus ise ne Yahudilerin düşündüğü eskatolojiye ne de Selanikli imanlıların düşündüğü eskatolojiye sahipti.

 

Bu noktada Kurtuluş Doktrininin dengeli bir eskatoloji için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Mesih İsa’nın ikinci gelişinde bereket alacaklarına inanıyorlardı. Yanlış bakış açılarını düzeltmek için Pavlus neler yazdığına bakalım;

Ama biz, ey Rab’bin sevdiği kardeşler, sizler için her zaman Tanrı’ya şükran borçluyuz. Çünkü Tanrı, Ruh aracılığıyla kutsal kılını gerçeğe inanarak kurtulmanız için sizi ta başlangıçtan seçti. Rabbimiz İsa Mesih’in yüceliğine kavuşmanız için, bildirdiğimiz Müjde’yle sizi bu kurtuluşa çağırdı (2.Selanikliler 2:13-14).

 

Burada kurtuluşun üç zamanını sunmaktadır; 1-) Geçmişteki kurtuluş; 2-) Gelecekteki kurtuluş; 3-) Şimdiki kurtuluş.

 

1. Geçmişteki kurtuluş:

Bu ayetlerde gördüğümüz gibi Tanrı Selanikli imanlıları daha önceden, doğmadan önce kurtuluş almaları için seçmiş bulunmaktadır –yaratılışlarından önce (Efesliler 1:4). Bu Tanrı’nın kaprisi değildir. Mesih İsa ile birlikteliklerini sağlayıp kurtuluş için Tanrı kendi istemi doğrultusunda bunu gerçekleştirmiştir. Bu seçilmişlik şimdiki imanımızla bu çağdan geleceğe kurtuluşun götürdüğü tamlığa doğru ilerlemektedir.

 

2. Gelecekteki kurtuluş (1.Selanikliler 1:10):

Mesih’in gelişini beklemek üzere bizi kurtaran Rab aynı zamanda bizi Mesih’in yüceliğine taşıyacak. Ve bu gerçekten radikal bir değişimi de beraberinde getirecek ilerde.

 

3. Şimdiki kurtuluş:

Şu anda bu kurtulmuşluğumuz nedeni ile gelecekteki yüceliğin turfandasını yaşamış oluyoruz. Ruh Tanrı’nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı’ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir (Efesliler 1:14).

 

Yani şu anda gerçekten çağrılmışlar kurtuluşlarını kaybetme korkusundan uzak Tanrı güvencesinde Ruh’la yaşamlarını sürdürmektedirler. Ruh onları dünyanın bütün pisliklerinden ayırmaktadır. Gerçeğe inanmaları sürecektir. Asla gerçekten kurtulmuşlar ayetlerin belirttiği gibi kurtuluşlarını sona kadar gönenecekler kaybetmeyeceklerdir.

 

O zaman imanlının kurtuluşu geçmişten, şimdi üzerinden geçerek geleceğe doğru giden lütuf ile sağlanmış Ruh’un güvencesi altındadır. İşte bu nedenle Pavlus Selaniklilerin tembellik yerine, Mesih gelecek diye yanlış öğretilere kapılıp gitmeleri yerine, yaşamlarını Ruh’ta ve gerçekte yaşayarak sürdürmelerini ve dünya içindeki sorumluluklarını yüklenmelerini istemektedir.

 

Pavlus’un bu mektuptaki teolojik bakış açısında Kurtuluş Doktrinine baktık şimdi yönlendiriş olarak sunduğu etik öğretilerini ele alalım:

 

4. Etik Öğreti:

Pavlus özellikle Hristiyan ahlakının tam olarak uygulanmasını ve yaşama tam indirgenmesini istemektedir. Çünkü bu kurtuluşun gerçekleşmesinin bir sonucu ve kutsanma sürecidir.

 

4.1. Kutsanma:

2.Selanikliler 2:14’de okuduğumuz gibi bir kutsanma süreci söz konusudur. Yani lütufla kurtuluş –kişi bir şey yapmadan Tanrı lütfu olarak karşılıksız sunulur ama kurtuluş aklanmanın hemen ardından kutsanma sürecini başlatır: Öyle ki, Rabbimiz İsa bütün kutsallarıyla geldiğinde, Babamız Tanrı’nın önünde kutsallıkta kusursuz olmanız için yüreklerinizi pekiştirsin (1.Selanikliler 3:12). Kurtuluşun eğer geçmişi olmazsa şimdiki zamanı ve geleceği hiç olmaz.

 

4.2. Ahlaksal uygulamalar:

Yukarda bir kez söylediğimiz gibi kurtuluşa kavuşmuş olanlar, ama gerçekten kurtulmuş olanlar kurtuluşlarını kaybedecek değillerdir. Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine güvenim var (Filipililer 1:6). Ayrıca 1.Selanikliler 5:5-9’u da okuyun.

 

Geçmişteki kurtuluş inananı ışığın çocuğu yapmıştır, şimdiki kurtuluş bizi ayık ve uyanık kılmaktadır. İmanla, ümitle ve sevgiyle sadık bir biçimde kurtuluşumuzu gönenip yaşamamız gerekmektedir. Ve bu bizi gelecekteki kurtuluşa görkeme taşıyacaktır.

 

5. Mesih’in dönüşü konusunda tarihsel durum:

Bu konuda 2.Selanikliler 2:1-8’i okumak önemlidir. Çünkü Pavlus burada özellikle Mesih’in dönüşü konusunda belli şartların oluşmasının gerekliliğinden bahsederek Selaniklilere henüz bu şartların tam olarak oluşmadığını ve boşu boşuna boş öğretişlere aldanmamaları gerektiğini söylemektedir.

 

Bu şartlar nelerdir:

1.İmandan dönüş başlaması gerekmektedir.

2.mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkması gerekmektedir.

3.Kendini tanrı ilan etmesi gerektir.

4.Yasa tanımazlığın gizli gücü olması gerekmektedir.

 

Bu şartlardan bir tanesi Pavlus’un da söylediği gibi gerçekleşmiştir. Yasa tanımazlığın gizli gücü şu anda etkindir (2.Selanikliler 2:7-9). Bu şeytanın yenildiği halde hala ruhsal olarak saldırmasında mevcuttur. Bu nedenle savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır (Efesliler 6:12). Koloseliler 2:15-20, Galatyalılar 4:8-9 ayetlerine de ayrıca dikkat edelim.

 

Kısacası haçta yenik düşen şeytan son gücünü harcamaktadır. İmandan dönüş başlaması lazım, bunun için de Vahiy 16:14; 19:19; 20:8-9’daki anlatılanların olması gerekmektedir. Bunlar çağın sonunda olacak olaylardır.