VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

XXI / 4:6-8

 

6 Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı'ya dua edip yalvararak şükranla bildirin.

7 O zaman her türlü kavrayışı aşan Tanrı'nın esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.

8 Sonuç olarak kardeşlerim, gerçek,[1] saygıdeğer,[2] doğru,[3] pak,[4] sevimli[5] ve hayranlık uyandıran ne varsa, erdemli ve övülmeye değer ne varsa, onu düşünün.

4:8 WESTMİNSTER UZUN İLMİHAL 144

4:8 ayetinde verilen öğütlerle Pavlus kiliseyi Tanrı’nın esenliğine doğru cevap vermeye çağırır. Çünkü böyle düşünmek bizleri bir amaca yönelik olarak eyleme hazırlar (4:9).

 

Her dua ettiğinizde kesin olarak bir kazanca o anda ulaşıyor musunuz? Her dua ettiğinizde ya da günün her saatinde Tanrı’nın varlığını hissediyor musunuz? Kendinizi yaptığınız duadan sebep her durumda güçlü hisseder misiniz ya da aydınlaşmış hisseder misiniz?

 

Düşmüş bir dünyanın, şeytan ve benliğin canlarımızı kuşattığı bir ortamda bu soruya verebileceğimiz cevap her zaman evet değildir. Bazen Rab’bi takip etmekten ayrı düştüğümüz ve ilişkimizin kesildiği ya da bozulduğu anlar vardır. Böyle bir durumda kaygılanmadan, daima sevinç (4:4) içinde olabilmek mümkün değil gibi gözükür.

 

Tanrı ile aramızda engel duvarı teşkil eden şeylerden biri pak olmayan bir yaşamdır. Mezmur 51 ahlaki ve dini değerlerin çiğnenmesi durumunda Tanr’ıyla olan ilişkimizin nasıl bozulduğu ya da pak bir hayat yaşamanın önemi hakkında üzerinde düşünmemiz için iyi bir örnektir.

 

Öfke ya da nefret gibi duyguların yüreğimizde barınmasına izin vermek aynı şekilde Tanrı ile sağlam bir ilişki için engel teşkil eder: Bu yüzden İsa Mesih’in şu öğretişine dikkat etmeliyiz:

Matta 6:12 Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,

                        sen de bizim suçlarımızı bağışla 

Matta 6:14-15 Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz.

 

Bazı zamanlar başkalarını taklit etmek bizi Tanrı ile olmamız gereken noktadan alıkoyar:

Tanrı ile olan kişisel ilişkinizde başkalarının metotlarına köle olmamalısınız. Her birinizin farklı ihtiyaçları var, her biriniz farklı mizaçta yaratıldınız. Her birinizin yetenekleri, zevkleri, hayata bakışınız birbirinizden farklıdır. Musa, İlya, İşaya ya da Petrus, Yakup, Yuhanna, Pavlus, bunlar aynı Tanrı’nın çocukları olarak değişik yerlerde, değişik şekillerde hizmet etmişler, değişik ihtiyaçların olduğu ortamlarda yaşamışlar ve Tanrı ile olan diyalogları birbirinden farklı olmuştur. Hepsinden de öğrenmeniz ve almanız gerekenler vardır. Ancak bunlar sizlerin Tanrı ile olan diyalog yöntemlerini keşfetmeniz ve kendinizi geliştirmeniz içindir. Onların hayatları Tanrı ile olması gereken bir ilişkideki standartları tanımanız için de önemlidir. Ama Davut dans etti diye yılın 365 günü her duanızı yada ibadet zamanınızı mutlaka dans üzerine bina edemezsiniz. Sizlerin secde kılarak, oturarak ya da ayakta dua etme ihtiyacı da vardır. Aynı şekilde bir duayı yalnızca ezberleyip tekrarlayarak hedeflenen sonuca her durumda tam olarak ulaşamazsınız. Duaya başlamak veya yüreği hazırlamak için belirli dualar ya da Kutsal Kitap’tan belirlenmiş bölümleri okumakta mutlaka bir bereket vardır. Bu okuduğunuz bölümleri kendi karakteriniz içinde kendi ihtiyaçlarınızla birleştirip kendi dualarınızı eklemedikçe Tanrı’ya, O’nun istediği şekilde yüreğinizi açmış olamazsınız. Başkasını taklit ettiğiniz tekrarlardan oluşan bir dua hayatı ile Tanrı’ya açık bir şekilde kalbinizi sunamazsınız. Böyle bir durumda da dua ederken aklınızın evde ve işte herhangi bir sorun üzerinde odaklanması çoğu zaman kaçınılmazdır.

 

Kutsal Kitap’taki kahramanların hepsinin hayatında iyi ve kötü zamanlar olmuştur. Eğer sizler de sürekli olarak içinde bulunduğunuz dünyasal durumdan kaynaklanan ruh halinize teslim olursanız ya da benim huyum böyle deyip hayatınızda öfke, sabırsızlık gibi değişmesi gereken yönlerinizden vazgeçmiyorsanız bu durumda da dua ederken yine aklınız Tanrı’ya odaklanmaktan çok insanların size neler yaptığı, neler söylediği, nasıl haksızlıklar yaptığı üzerinde ya da yarın korkusu, gelecek kaygısı, refah özlemi gibi başka konularla meşgul olacaktır. Yani değişmesi gereken yönlerinizi değiştirmek için gayretli olmamak sizlerin düzenli bir dua hayatı için engeldir. Ancak sevinç duymadan kaygıyı da üzerinizden atamazsınız. Kaygı ve karamsarlık sizi dua ve hizmette istenen düzeyde tutmaz.

 

Dua hayatınızda engel teşkil eden her bir konuyu ya da zorluğu bazen tek tek saptamanız imkansızdır. Bunları mümkün olduğunca tespit edip ortadan kaldırmak ise bütün bir hayat boyu süren bir emeği gerektirir. Dua hayatınıza engel oluşturan problemler başka neler olabilir?

 

Kutsal Kitap’ın dua ile vaatlerini bilmemek, iyi anlayamamak bir problemdir:

Dua hayatınızdaki sorunun en önemli kısmı belki de bu konuda imanınızın zayıflığıdır. Bu konuda Kutsal Kitap’ın ne dediğine bakalım:

Markos 11:24 Bunun için size diyorum ki, duayla dilediğiniz her şeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın, dileğiniz yerine gelecektir.

Luka 11:13 Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba'nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?

Yuhanna 15:7 Siz bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir.

 

Bu ayetler, üzerinde çok düşünülüp uzun yorumlar yapılmasını gerektirmeyecek kadar anlaşılırdır. Bunlar üzerinde sessiz zamanınızda (Tanrı ile başbaşa kaldığınız zamanlarda) biraz düşünüp dua ettiğinizde hayatınıza bir yenileşme geleceğinden kuşkunuz olmasın.

 

Buraya kadar olan paylaşımın ışığında baktığımızda dua hayatınıza başka neler engel olabilir diye düşünerek 4:6-8 ayetlerine yeniden baktığınızda çoğu zaman hayatınızda iyi düşüncelerin eksik olduğunu görebilirsiniz. Gözleriniz ve kulaklarınız yoğun bir karmaşıklığa tanık olmaktadır. Bunun neticesinde aklınız sürekli Tanrısal olmayan etkileşimlere o kadar çok açıktır ki, gazetelerde, haberlerde, sokakta, filmlerde gördüğünüz ve duyduğunuz sahte, saygın olmayan, yanlış, çirkin ve kötü şeyler o kadar çok gündeminizi işgal etmektedir ki, aklınız iyi olan düşüncelerden sürekli olarak uzak kalmaktadır. Dini ve ahlaki değerlerin önemini yitirdiği sözleri ve haberleri duymaya o kadar çok alıştınız ki, insanlık nerdeyse iyi şeyler düşünemez oldu. On emrin tamamının çiğnendiği bir dünya kültürü üzerinde seyrettiğiniz haberlerde bile şiddet ve skandal o kadar fazla ki, bunun sonucunda Kelami değerlerin o kadar uzağında bir yaşam çoğu zaman normalmiş gibi gözükmektedir. Artık birinin size karşılıksız olarak iyilik yapmasını yadırgar hale geldiğiniz bir dünyada yaşıyorsunuz. Böyle bir kültür ve düşünce yapısının içine gömüldükçe sanırım aklınızda kutsal değerlerin yer etmesi, kaygılanmadan sevinçle dua etmek ve Tanrı ile düzeyli bir ilişki devam ettirmek oldukça zor olacaktır.

 

Pavlus’un burada ne dediğine dikkat edin: [sevinin] Kaygılanmadan dualarınızı şükranla Tanrı’ya bildirin... Bunun neticesinde de her kavrayışın üzerinde olan bir esenlik aklınızı ve yüreklerinizi koruyacaktır (4:7). Ve bu esenlik Tanrı’nın esenliğidir (4:9). Bir Roma kolonisi olan Filipi’de yaşayan Hristiyanların gerçekte vatanları göklerdedir. Onlar yeryüzünde vatanlarından çok uzakta yaşayan göçmenler gibidirler. Fakat onlar anavatanlarından uzaktayken Tanrı onları korumak için esenliğini göndermektedir. Tanrı onları duvarları esenlik ile çevrili bir garnizonda korumaktadır. Tanrı halkının yapacağı şey ise dua ve şükranla Tanrı’nın huzurunda (esenliğinde) durmaktır.

 

I.Selanikliler 5:16 Her zaman sevinin. 17Durmadan dua edin. 18Her durumda şükredin. Çünkü Tanrı'nın Mesih İsa'da sizin için istediği budur.

 



[1] Efesliler 4:24-25

[2] II.Korintliler 8:21

[3] Tesniye 16:20

[4] I.Selanikliler 5:22

[5] I.Korintliler 13:4-7