VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

V / 1:21-22

 

21 Çünkü benim için yaşamak Mesih’tir[1], Ölmek kazançtır.

yaşamak Mesih’tir: Bu ifade Pavlus’un varoluş sebebini açıklar. Mesih’in görkemini görmeyi arzu eden ve Mesih sevgisiyle dolu olan bir yürek için kişisel hedefler ve motivasyon birincil önemini kaybetmektedir. Bu dünyada yaşamayı sonsuz yaşamda Mesih ile birlikte olma amacına kurban etmeye hazırdır.

 

Ölmek kazançtır: Pavlus Mesih’le olan birleşmesinin herhangi bir şekilde kesintiye uğramayacağını bilir. Ölüm Pavlus’a bu birleşmişlikte daha derin bir tecrübe getirecektir.

 

22 Eğer bu dünyada yaşamaya devam edersem yararlı işler yapacağım. Ama hangisini seçeceğimi bilemiyorum.

1:21-23: Hİ 42; 57

 

Pavlus’un içinde bulunduğu durumda hayatı risk altındaydı. Ölüme çok yakın bir durumdaydı. Yalnızlık, korku ve fiziksel acılar bazıları için Rab’bi inkara sebep olacak kadar güçlüydü. Böyle bir durumda Rab’be bağlı kalabilmenin sırrı ne idi? Pavlus bu dünyayı kazanmaktan[2] ya da bu dünyadaki hayatını uzatabilecek başka bir şeyden daha derin olan şeyi keşfetmişti. Pavlus’un bulduğu şey yaşamdan daha önemliydi. Bu yüzden de Pavlus için yaşamın tek anlamı vardı: o da Mesih. Mesih hayatının amacı, Mesih hayatının merkezi ve hedefi durumundaydı. Pavlus bunu 3:7-11 ayetlerinde daha açık bir şekilde açıklamaktadır. Pavlus Mesih’in varlığında yaşıyordu ve yaptığı her şeyde O’na yücelik gelmesi için çalışıyordu. Mesih Pavlus için (ve sizler için de) ölmüştü, bu yüzden de Pavlus kendisi için değil, ancak Mesih için yaşamaktaydı.[3]

 

İnsanlar zevk alarak yaptıkları işlerle yaşarlar, o şekilde mutlu olurlar. Onları mutlu eden şeylerle hayatın tadına varırlar. Bu, kimisi için dağlara tırmanmak, kimisi için denizlerin dibine dalmak, kimisi için araba yarışı olabilir.

 

Pavlus ise yaşamı İsa Mesih’te buluyor. Bedeninin tutsak olması Pavlus’u Tanrı ile ilişkiden ayırmaya yetmiyor. Bu sözleri hapishanedeki birinin söylüyor olması ilginçtir. Çünkü burada sanki hapishanede değil de dışardan biri gibi konuşmaktadır “Eğer bu dünyada yaşamaya devam edersem yararlı işler yapacağım” diyen Pavlus Mesih’teki bol yaşamın bir sonucu olarak İsa Mesih’in tutsakları nasıl özgür kıldığının canlı bir örneğidir. Pavlus Kutsal Ruh’un verdiği özğürlüğü o kadar derin bir şekilde yaşamaktadır ki, burada tutsak değil de özgür bir insan gibi ifadeler kullanır.

 

Buna karşın bazı insanlar Mesih’i yalnızca kilisede bulabileceklerini düşünürler. Bu kişileri kilisenin dışında diğer insanlardan ayırt etmek ise imkansızdır. Mesih’i yaşam olarak, hayatının merkezi olarak kabul edenler ise gittikleri her yerde insanlara kilisede duyulabilecek esenlik bulmalarına yardımcı olurlar.

 

“Hayat kırkından sonra başlar” ifadesini herkes duymuştur. Ama Pavlus burada bize “hangi yaşta olursanız olun hayat İsa Mesih’te başlar” diye öğretmektedir. Yaşam, İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmekle başlıyor. İman eden bizler yeniden doğuşu aldığımız zaman Mesih’te yeni bir yaşama başlıyoruz.

 

İsa Mesih bizlere yaşam için en doğru iklimi veriyor. Günlük dua ve kilise ile birlikte O’nun hizmetinde çalışmak bir Hristiyan için yaşam demektir. Kilise ile birlikte düzenli toplanıp Rab’be ibadet ve hizmet etmek bir yaşamdır. Tek başına yanan odun hiçbir zaman uzun süre kalmaz. Bunun gibi bir Hristiyan da kilisenin dışında kalarak canlı kalamaz. Kilisenin dışında kalarak büyüyemez.

 

Pavlus’un bu sözleri bizleri “hayatınızın amacı nedir” sorusuna yönlendirmektedir. Pavlus’un amacı İsa için yaşamak ve İsa için ölmektir. Çoğu insan yaratılış amacından uzak bir şekilde yönsüz ve amaçsız olarak yaşamaktadır. Oysa bu dünyadaki hayatımız bir amacı olmayı gerekli kılar.

 

İman atalarımızın hayatlarının merkezinde Tanrı vardı. Buna göre yaşadılar. Nuh henüz olmamış tufan ile uyarıldığında iman ederek kendisi ve ev halkının kurtuluşu için bir gemi yaptı. O kendisini var eden Tanrı’ya iman etti ve O’nun için yaşadı[4].

 

İbrahim Tanrı tarafından vaat edilen ülkeye gitmek üzere çağrıldığında hayatının merkezinde Tanrı vardı. Ve eşi Sara kısır ve yaşı geçmiş olduğu halde iman sayesinde gebe kalmaya güç buldu. O kendisini var eden Tanrı’ya iman etti ve O’nun için yaşadı.[5]

 

İbrahim sınandığında vaadin mirasçısı olan İshak’ı Tanrı’ya kurban olarak sundu. Bunu yaparken hayatının amacı ve merkezi Tanrı’ydı. İbrahim Tanrı’nın ölüleri dirilteceğine olan imanla bunu yaptı. Ve Tanrı İshak’ı simgesel bir şekilde ölümden geri aldı[6].

 

Bizler de Pavlus’un bu sözlerinden “hayatımızın merkezinde gerçekte ne vardır, hayatımızın merkezinde kim vardır” diye düşünmek durumundayız. Ve yaşasak da ölsek de Rab için yaşıyor olmayı biraz daha ciddiyetle düşünmeliyiz.

 

Öyleyse hayatınızın muhasebesini yaptığınızda sizler daha çok kim ve ne için yaşıyor sunuz?

 



[1] Galatyalılar 2:20

[2] Matta 16:26

[3] II.Korintliler 5.15 Evet, Mesih herkesin uğruna öldü. Öyle ki, yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölmüş ve dirilmiş olan Mesih için yaşasınlar.

[4] İbraniler 11:7

[5] İbraniler 11:8,9,11

[6] İbraniler 11:17-19