VAAZLAR

 

FİLİPİLİLER VAAZLARI

 

IX / 2:1-4

 

1-2 Böylece eğer Mesih'ten gelen bir cesaret, eğer sevgiden doğan bir teselli ve Ruh'la[1] bir paydaşlık varsa, eğer yürekten bir sevgi ve sevecenlik[2] varsa, aynı düşünce[3] ve sevgide, ruhta ve amaçta birleşerek[4] sevincimi tamamlayın[5].

Bu ayetlerdeki tekrarlanan “eğer” ifadesi cesaret, teselli ve paydaşlığın her Hristiyanda zaten olduğunu vurgulamak için kullanılmıştır. Bu da sonraki ayetlerde verilen emirlerin sebebini açıklar (bir Hristiyanın cesareti vardır, öyleyse ... yapmayın, üstün sayın (2:3)). Yani “eğer” ile ifade edilen şeyler gerçek ise bunların da bir sonucu olması lazımdır.

 

Mesih'ten gelen bir cesaret: Mesih’le olan birleşme onların birbirleriyle olan birliğine kadar uzanmaktadır. Mesih’in izlemeleri için bıraktığı örnek öncelikle “MESİH’te” olmayı gerekli kılar (2:5). İman aracılığı ile Mesih’e bağlı olmak Hristiyanlarda gerekli umut ve cesareti mümkün kılar.

 

sevgiden doğan bir teselli: Mesih’in kiliseyi sevmesi[6] aslında bizlerin Mesih’i ve birbirimizi sevmemiz için yeterli bir teşviktir. Bu yüzden ayet aynı sevgide birleşme vurgusu yapar.

 

Ruh’la bir paydaşlık: Hristiyan paydaşlığı Kutsal Ruh’tan kaynaklanır. Kutsal Ruh’un harika olan işleyişi sayesinde her samimi Hristiyanın hayatında bir derecede paydaşlık görülür.

 

sevgi ve sevecenlik: Bu niteliklerin kaynağı Tanrı’dır. Bu özellikler sevgi ile ilişkili olup Hristiyanların birbirlerine olan davranışlarını etkiler (Koloseliler 3:12, Filipililer 1:8).

 

sevincimi tamamlayın: Yukarıdaki nitelikler her bir Hristiyanda hangi derecede ise bu noktadan bir basamak daha yukarı çıkmaları Pavlus için sevinç olacaktır. Başkalarının ruhani hayatta ilerlemesini görmek diğer Hristiyanlar için hem sevin hem teşviktir.

 

aynı düşüncede ve sevgide, ruhta ve amaçta: Birlik için kullanılan ifade oldukça güçlüdür[7] (1:27-28 ayetinde bahsedilen “Mesih'in müjdesine layık bir yaşayış, Müjde'de açıklanan inanç uğruna tek bir can halinde birlikte mücadele ederek ruhta dimdik durmak...).

 

3 Hiçbir şeyi bencil tutkularla[8] ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle diğerini kendinden[9] üstün saysın.

2:3-4 ayetleri için (WESTMİNSTER UZUN İLMİHAL 131, 141)

 

bencil tutkular: Gururun rekabetçi yönü kişiyi kendini başkalarından daha üstün görme ve öyle sanma durumuna getirir. Bu da uyumluluktan çok ayrılıkları büyütüp keskinleştirmeye yarar.[10] Tersine yumuşak huyluluk başkalarını gözetip onların ihtiyaçlarıyla ilgilenerek yerini hizmet etmeye verir (2.4). Sevgi (2.2) en esaslı yumuşaklığı getirir (1.9).[11] Bencil tutkular ve boş övünmeler Hristiyan birliğine zarar verir.

 

4 Yalnız kendi yararını değil, başkalarının yararını da gözetsin.

2:4-11 (WESTMİNSTER UZUN İLMİHAL 42, 46) Hİ 55

 

Mesih ile birleşmenin sonucu olarak Hristiyanlık birlik içinde olmalıdır.[12] Mesih’in başkahin olarak yaptığı duasında birlik olmanın temel bir tanıklık olduğunu öğreniyoruz (Yuhanna 17:20-21). Eğer Hristiyanlar kendi içlerinde birlik ve barışıklık içinde olmazlarsa dünya Müjde’nin mesajının Tanrı ile barışma ve esenlik olduğuna nasıl inanacaktır? Birlik olmadan Hrsitiyan tanıklığı güçsüzleşir ve Hristiyanlar birbirine karşıymış gibi durdukça dünyanın ihtiyacı olan tuz ve ışığı sağlamakta güçsüz kalırlar (Matta 5:13-16). Hristiyanlar kayıp bir dünya karşısında Rab’bin kurtarış Müjde’sini tanıtmak ve şeytana galip gelebilmek için birlik olmak durumundadır. Pavlus bu ayetlerde birlik çağrısı yaptığı gibi birliği bozan unsurları da bizlere hatırlatır.

 

Bunlardan biri bencil tutkulardır. Bencil tutkuların zıddı ise alçakgönüllülüktür. Pavlus bu ayetlerin peşinden gerçek ve tek alçakgönüllülüğümüz olan Mesih’in aramıza gelişini örnek gösterir (2:5-11). Bencil tutkular bir Hristiyanın hayatını yönetmeye başlamışsa bu birlik için çok tehlikelidir. Hristiyanlar yalnızca Tanrı’nın düşüncesine odaklanmış olmalıdırlar. Kişi kendi içine kapandıkça, kendi düşünceleriyle meşgul oldukça başkalarının ihtiyaçlarına karşı zayıf kalacaklardır. Kişiler kendi düşünceleriyle meşgul oldukça içinde bulundukları durumda Tanrı’nın ne yapmak istediğine dikkat edemeyeceklerdir. Kişiler kendi düşünceleriyle meşgul oldukça boş ve yararsız düşünceler onların esenliğini bozacaktır. Bu durum kilisenin tanıklığını ve büyümesini engelleyecektir.

 

Diğer yandan ‘boş övünmeyle yapmayın’ diyen ayette görüldüğü üzere kişiler kendi prestiji, kendi ünleri için çalışırlarsa bu durumda insanlardan daima takdir bekleyecektir. Bu durumda beklediği takdiri göremediği kişilerle olması gereken kardeşlik ilişkisi olamayacaktır. Kilise birliği için bu tehlikeli bir durumdur. Oysa bir Hristiyan yaptığı her işte Rab’be övgü olsun diye çalışmalıdır. Bir Hristiyan kiliseye ve dünyaya olan hizmetinde İsa Mesih görülsün, İsa Mesih yüceltilsin diye çalışmalıdır.

 

İsa Mesih bize alçakgönüllü bir hizmetçi gibi gelmiş ve havarilerin ayaklarını yıkayarak bize bir örnek bırakmıştır. Bencillikten uzak ve kutsal yaşayış ile İsa Mesih her zaman peşinden sürüklediği insanlığı Tanrısallık yolunda yürümek için ve kutsal bir yaşam için düşündürmüştür. İşte bizim takip edeceğimiz örnek bu yüzden çarmıha gerilmiş Nasıra’lı İsa Mesih’tir. Pavlus’un daha mektubun başında kendisini kul olarak tanıtması bu ayetleri daha anlaşılır kılmaktadır.

 

Bizler de İsa Mesih’e kul olmayı, yalnızca O’nu hoşnut etmeyi, O’na hizmet etmeyi seçersek ‘Mesih'ten gelen bir cesaret’ ile imanda dayanmak, zor zamanlarda ayakta durmak bizler için daha mümkündür. O halde cesaretin gelmesini beklemeye gerek yoktur. Bu zaten kilisede vardır.

 

Pavlus özellikle burada Mesih’in sevgisinden bahseder. Çünkü böyle üstün bir sevginin tesellisi mümkündür. Mesih’e olan iman ile sevgiden doğan bir teselli bizleri denenme ve sıkıntılarımızda Kutsal Ruh aracılığı ile teselli edecektir. Böylece her türlü sıkıntıda ve yasta olanları teselli etmek için Kutsal Ruh şimdi sevgi ile bizi teselli etmekte ve sevgi ile bizde etkin olmaktadır.[13] Çünkü gerçek teselli Mesih’te vardır. Öyleyse bizler her durumda Mesih’e bakmalıyız.

 

Mesih’in Kutsal Ruh ve Baba ile olan paydaşlığı, O’nun kendini alçaltarak beden alıp aramıza gelmesi ve bizler için haça çıkması bizleri [Mesih’te, Mesih’le], Ruh’la paydaş kılmıştır. Tek bir Kutsal Ruh vardır ve bu Rab’de kalan Kutsal Ruh aynı zamanda bizlerin de yüreklerinde konut kurar. Aynı Ruh Hristiyanları birbiriyle paydaş kılar. Böylece bütün Hristiyanlar bu Ruh’ta bir olurlar. ‘Ruh'la bir paydaşlık’ Tanrı ile sürekli ve artan bir beraberlik, Tanrı ile düzeyli bir ilişki demektir. Ve bu da bizlere Tanrı halkı ile uyumlu yaşamayı öğretecektir. Bu paydaşlık zaten kilise olmanın bir gereği olarak, iman etmenin bir sonucu olarak inanlılar topluluğunun hayatında kaçınılmazdır. Birlik olmak için gerekli olan paydaşlık ancak Kutsal Ruh ile olan paydaşlıkta başlar.

 

Sevgi saklamak için değildir. Onu para gibi, altın gibi saklayamazsınız. Sevgi varsa yürekten akar. Sevgi ve sevecenlik etrafa Tanrı’nın sevgi olduğunu öğretir. Mesih’ten ve Kutsal Ruh’tan gelen sevgi bizlere insanlığı sevmeyi öğretir. Başkalarının acılarını iyileştirmek için gerekli olanda budur. Pavlus ‘yürekten bir sevgi ve sevecenlik’ dediğinde Mesih’in yumuşak huylu ve alçakgönüllü olması aklımızda olmalıdır (Matta 11:29) Çünkü sevgi ve sevecenliğe gösterebileceğimiz en gerçek örnek Mesih’in kendisidir. Mesih’in sevgi ve sevecenliği karmaşıklığı, öfkeyi dağınıklığı toparlayıp bina edecektir. Bize düşen Mesih’teki sevgiyi ve sevecenliği almak ve böylece yaşamaktır.

 

Pavlus, Mesih adına iman ile Mesih’teki bu dört desteği (Mesih'ten gelen bir cesaret, sevgiden doğan bir teselli, Ruh'la bir paydaşlık, yürekten bir sevgi ve sevecenlik) kullanmamızı, böylece beden birliği sağlamamızı ister. Bu dört destek Mesih’ten kaynaklanmaktadır ve açıktır ki, Hristiyanlar Mesih’in kendileri için kazandığı bereketleri paylaşırlar. Bu dört unsura dikkatlice bakarsak bunlar Tanrı’nın kilisesini ve başkalarını bina etmek için yeterlidir. Ve bunlar Tanrı’nın kilisesinde vardır.

 

Mesih kendi hayatından çok bizlerin kurtuluşunu önemsedi. Aynı şekilde kilisenin her üyesi bir diğerini kendisinden üstün sayarsa inananların topluluğu Mesih’e daha çok benzeyecek ve Mesih’i daha iyi yansıtacaktır. Bunu yapabilenler bencil tutkulardan ve boş övünmelerden kolaylıkla kaçınabilir. Böylece bizler bencil tutkulardan ve boş övünmelerden kaçındığımız zaman vasat kimseler olmaktan da kaçınmış oluyoruz. Antik dönemde Roma kolonisi olan Filipi gibi iyi düzenlenmiş bir kentte alçakgönüllülük özenilen bir yüksek değer değildi. Hristiyanlar Pavlus’un burada dediği şekilde yaptıklarında dünyanın değerlerinin yerine göklerin değerlerini koymuş olacaklardı. Dünyaya Göksel değerleri getirmiş olacaklardı. Bu yüzden Hristiyanlar olarak ilgimizi kendimizden önce başkaları üstüne koymalıyız.

 

Eğer biz kul olmayı seçmişsek dikkatimiz daima kayıp olan insanlıktır. Eğer bir toplumda insanlar hep karşısındakini üstün sayarsa o yerde sevgi, saygı ve hürmet olacaktır. O yerde kardeşlik ve esenlik olacaktır. Yani çekişme, kavga, savaş olmayacaktır. Eğer bizler birlik için olan bereketlere Mesih’te sahipsek, Mesih için yaşama sorumluluğumuz vardır.

 

Pavlus’un buradaki çağrısı İsa Mesih’in Rabliğini görünür kılmak içindir. Ve Tanrı bunları sizlerin aracılığı ile gerçekleştirmek istiyor.

 

İLAVE BÖLÜM: MESİH’İN YOLU

 

2:1-4 ayetleri bizlere Hristiyan Kimliği ile yaşama dair pratik bir yaklaşım sunar. Özetle başkalarını da gözeten bir tutumda olmamız talep edilir. Bu ayetlerden sonra 2:5-11 ayetlerine baktığımızda ikisi arasında güçlü bir bağlantı olduğunu görürüz. 2:1-4 ayetlerindeki hizmetçi olmanın yolu 2:5-11 ayetlerinde Mesih örneği gösterilerek verilir. Öyleyse Mesih’in kimliğine bağlı olarak, Mesih’in yaptığı işin amacına bağlı olarak, Mesih merkezli bir şekilde başkalarını düşünüp, başkalarını gözetmek için gözetmeyi öğrenmemiz yani başkaları için birer “Mesih” olmamız gerekir (2:5-11). Mesih’in alçakgönüllülüğü ve yumuşak huyluluğu tabi olmamız gereken bir yoldur. Böylece Mesih’te, Mesih’in yolunda olarak YENİ YAŞAM sahipleri dünyanın düşündüğünden ya da beklediğinden yeni bir tutuma sahip olarak yaşamalıdırlar (2:12-18). 2:19-30 ayetlerinde de bu duruma örnek olan iki saygın hizmetçinin yaşamları tanık gösterilir.

 



[1] II.Korintliler 13:14

[2] Koloseliler 3:12, Filipililer 1:8

[3] Filipililer 4:2

[4] Romalılar 12:16

[5] Yuhanna 3:29

[6] Galatyalılar 2:20

[7] Filipililer 1:27 Önemli olan, yaşam yönteminin Mesih'in Sevindirici Haberi'ne yaraşır olmasıdır. Öyle ki gelip sizi görebilsem de, göremesem de aynı ortak amaçla dimdik durduğunuzu öğreneyim ve Sevindirici Haber'e iman için tek canla, hep birlikte yarıştığınızı bileyim.

[8] Galatyalılar 5:26

[9] Romalılar 12:10, I.Petrus 5:5

[10] Fililpililer 2:2 düşünce birliğiyle davranarak sevincimi doruğuna ulaştırın. Aynı sevgiyi paylaşın. Akıllarınız uyumda, düşünceniz tek doğrultuda olsun, Fililpililer 2:14 Yaptığınız her işi hiç mırıldanmadan, çekişmeden yapın (1:27).

[11] I.Korintliler 13: 3Eğer bütün malımı sadaka olarak dağıtsam ve bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı yoktur. 4Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. 5Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolayca öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.

[12] Mesih’te birlik: İman ümit ve sevgide birlik.

[13] II.Korintliler 1.3Her türlü tesellinin kaynağı olan Tanrı'ya, merhametli Baba'ya, Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun! 4Kendisinden aldığımız teselliyle her türlü sıkıntıda olanları teselli edebilmemiz için bizi bütün sıkıntılarımızda teselli ediyor. 5Çünkü Mesih'in acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, Mesih'in sayesinde büyük teselli de buluyoruz.