VAAZ/KELAM ÇALIŞMASI TASLAĞI

Galatyalılar Mektubu Üzerine Bir İnceleme

 

Müjde eşsizdir:

I. (1:1-5)

II. (1:6-10)

III. (1:11-2:21) a. (1:11-17) b. (1:18-2:10) c. (2:11-21)

 

Müjde üstündür:

IV. (3:1-4:31) a. (3:1-5) b. (3:6-4:11) c. (4:12-20) d. (4:21-31)

 

Müjde özgürlüktür:

V. (5:1-6:10) a. (5:1-15) b. (5:16-6:6) c. (6:7-10)

VI. (6:11-18)

 

Kısaltmalar:

BİA: Belçika İnanç Açıklaması

Hİ: Heildelberg İlmihali

WİA.: Westminster İnanç Açıklaması

WKİ: Westminster Kısa İlmihal

WUİ: Westminster Uzun İlmihal

 

VI. (6:11-18)

Bu bölümün mesajını 14-15 ayetleri özetlemektedir. Yine bu bölüm bütün mektup boyunca bahsedilen ‘Yasa, Mesih’te iman ve Mesih’te özgürlük’ konusunun özetlenmesi niteliğindedir. Yine bu bölüm Mesih’teki özgür yaşamın devamını teşvik etmektedir.

 

6:11 Bakın, size kendi elimle ne denli büyük harflerle yazıyorum!

 

Pavlus elçisel yetki ile yazdığını belli eden ilk sözlerinden (1:1-2) sonra, şimdi mektubu kapatırken de, mektup boyunca verilen öğretişe, bu mektubu yazanın kim olduğunu akılda tutarak bakmalarını ve öyle değerlendirmelerini istiyor. Çünkü Pavlus “insanlarca ya da insan aracılığıyla değil, İsa Mesih ve O'nu ölümden dirilten Baba Tanrı aracılığıyla elçi atmış” olduğundan Tanrı’nın bir elçisi olarak Tanrı’nın Sözleri’ni iletmiş oluyor. Böylece son söz ve uyarılarının, Mektup boyunca yaptığı öğretiş ile birlikte ciddiye alınmasını bekliyor. Ve “size kendi elimle ne denli büyük harflerle yazıyorum” diyerek bir anlamda mektuba imzasını atmış oluyor (I.Korintliler 16:21, II.Selanikliler 3:17).

 

6:12 Bedende gösterişe önem verenler, yalnız Mesih'in çarmıhı uğruna zulüm görmemek için sizi sünnet olmaya zorluyorlar.

 

Sahte öğretmenlerin sünnet dayatması Yahudi yanlısı öğretişi yerleştirmek için bir başlangıç basamağı niteliğindeydi. Bu yüzden onlar sadece sünneti anlatmıyor, aynı zamanda sünneti zorluyorlardı (5:11). Görüldüğü üzere yasacı zihniyet gerektiğinde baskı uygulamaktan kaçınmıyordu.

 

2:1-3 ayetleri ile 6:12 ayetini karşılaştırdığımızda bir zıtlık göze çarpmaktadır. Pavlus Yeruşalim’e gidip Müjde’yi elçisel kilisede ileri gelenlere sunduğu zaman yanında bulunan Titus’un sünnetsiz bir Hristiyan olması anlayışla karşılanmış ve sünnet edilmeye zorlanmamıştı. Elçisel kilisesinin sünnete bakışı ile Yahudi yanlısı sahte öğretiş getiren kimselerin sünnete bakışı bu denli farklıydı. Onlar baskı ve zorlama ile başkalarına öğretişlerini kabul ettirmeye çalışıyorlardı. Samimi imanlılar ise elçisel örneğe bakarak sahte öğretişe direniş göstermek durumundaydılar.

 

6:13 Oysa sünnetlilerin kendileri bile Kutsal Yasa'yı yerine getirmiyor, sizin bedenlerinizle övünebilmek için sünnet olmanızı istiyorlar.

 

Sünnet ile uluslar Yasa’nın boyunduruğu altına girmeye zorlanıyorlardı. Ancak sahte öğretmenlerin kendilerinin bile bu başarmasının mümkün olmadığı daha önce de bildirilmişti (3:10-11).

 

Yine bu ayetteki “sünnetlilerin kendileri bile Kutsal Yasa'yı yerine getirmiyor” şeklindeki ifade, Mesih’in, dönemin yasacı ve gelenekçi dini önderlerini yargıladığı sözlerini hatırlatmaktadır:

Matta 23:4 Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler, kendileriyse bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak istemezler.

 

Bu ayetin “bedenlerinizle övünebilmek için sünnet olmanızı istiyorlar” şeklindeki ifadesi yine Mesih’in benzer bir yargı sözlerini hatırlatmaktadır:

Matta 23:5 Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar…

6 Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar.

7 Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini 'Rabbî' diye çağırmalarından zevk duyarlar.

 

Böylece sıradaki ayete (6:14) gelince Mesih’in elçisi ve sahte öğretmenler arasındaki farkı görüyoruz. Sahte öğretmenler başkalarına tutmayı öğrettikleri Yasa’yı kendileri bile tutamazken Mesih’in sadık izleyicileri Mesih’le ve çarmıhla birleşmiş bir şekilde yaşıyorlar (2:20).

 

5:16-18, 22-25 ayetlerini hatırladığımızda kutsallığın Kutsal Ruh ile mümkün olduğu açıktır. Bu durumda Kutsal ve dindar yaşamların işareti dışsal şeyler olamazdı. Eğer sahte öğretmenler sünneti Tanrısayarlığın bir işareti gibi düşünmeye devam ederlerse ve buna rağmen Yasa’yı tutamazlarsa bu bir çelişki olacaktı.

 

6:14 Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.

 

Müjde bizim gözlerimizi dünyadan çarmıha çevirmektedir. Müjde bizlerin aklımızı ve yüreğimizi dünyanın geçici güzelliğinden Mesih’e ve Mesih’in çarmıhının kalıcı olan görkemine çevirmektedir. Ve bu ayet 2:20 ayeti ile örtüşmektedir. Ve yine hem vaftiz işareti taşımanın hem de Mesih ile birleşmişliğin anlatıldığı Romalılar 6:1-14 ayetleri ile benzer paralelliktedir:

Romalılar 6:6 Artık günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski yaradılışımızın Mesih'le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz.

 

Ve yine sahte öğretmenler tutamadıkları Yasa’nın bir işareti olan sünnet ile övünürken (6:13), Mesih’le gerçek imanda birleşmiş olan öğrencilerin övüncünün Rab olduğunu görmekteyiz. Burada Pavlus’un nasıl bir durum içindeyken Rab ile övündüğüne dikkat etmemiz gerekir. 1:10 ayetinde insanların onayını aramaksızın ya da toplumsal kabul görmenin tam zıddı bir durum içinde Rab ile övünme söz konusudur. 5:11 ayetinde ise Mesih ve Müjde uğruna çarmıhı savunurken, belli yetkileri olan sahte öğretmenler tarafından uğradığı baskıya rağmen Pavlus’un Rab ile övünmesi söz konusudur. Burada Mesih’in özgürlük bağışlayan çarmıhını inkar eden yasacı ve köle zihniyetin öğretişine Pavlus’un tutumu ise bir karşı duruş niteliğindedir.

 

Diğer yandan Pavlus’un Mesih ve Müjde ile “övünüyorum” şeklindeki yaklaşımı “Müjde'den utanmıyorum” şeklindeki, diğer bir Müjde savunmasını hatırlatmaktadır (II.Timoteyus 1:8):

Romalılar 1:16: Çünkü Müjde'den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin -önce Yahudiler'in, sonra Yahudi olmayanların- kurtuluşu için Tanrı gücüdür.

Markos 8:38 Bu vefasız ve günahkâr kuşağın ortasında, kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da, Babası'nın görkemi içinde kutsal meleklerle birlikte geldiğinde o kişiden utanacaktır.

 

6:15 Sünnetli olup olmamanın önemi yoktur, önemli olan yeni yaratılıştır.

 

Mesih, insanlığında gökseldir, göksel insandır (Yuhanna 3:31; 6:38, 50):

Yuhanna 8:23 İsa onlara, "Siz aşağıdansınız, ben yukarıdanım" dedi. "Siz bu dünyadansınız, ben bu dünyadan değilim.

 

Böylece sünnetli olmak doğal insanı ve Yasa’yı simgelediğinden Pavlus tekrar Mesih’teki ayrıcalığımıza dikkati çekiyor: Mesih’te yeni yaratılışımız vardır. İmanlılar yeni yaratılışın çocuklarıdır.

 

Bu durumda sünnet eski yaratılışı simgeliyor. Sünnet ve Yasa Adem’de düşmüş insanı, kurtarılmaya muhtaç insanı simgelediğinden bu ayet Mesih’in ölümü ve dirilişi (çarmıh) ile yaratılışa getirdiği yenilenmiş yaşama[1] dikkat çekmektedir:

 

Öyleyse Galatya’daki kiliseler yenilenmiş insanlığın başı olan Mesih’te yeni yaratık olma ayrıcalığına (II.Korintliler 5:17) sarılmalıdır.

 

6:16 Bu kurala uyan herkese ve Tanrı'nın İsraili'ne esenlik ve merhamet olsun.

 

Hangi kurala uyanlara esenlik ve merhamet müjdeleniyor? 5:16 ayetine bakınca ‘Kutsal Ruh'un yönetiminde yaşayan ve bu yüzden benliğin tutkularına uymayan kimseler’ için esenlik ve merhamet müjdelendiği anlaşılıyor. Böylece Pavlus’un “kural” diyerek belirlediği ilke ‘Ruh sayesinde yaşama, Ruh’un izinde yürüme’ ilkesidir (5:25).

 

Yine bu soruya Müjde’nin ve kurtuluşumuzun neye dayandığı açısından bakınca Mesih’teki lütuf iman ilkesine göre yaşayanlara (2:16) esenlik ve merhamet müjdelendiği anlaşılıyor. 2:20 ayetine baktığımızda ‘Mesih ile çarmıhta birleşmiş bir şekilde yaşamanın’ esenlik ve merhamet vaadini içerdiğini söyleyebiliriz. 5:1 ayetine baktığımızda ise Mesih’teki özgürlük ilkesine göre yaşamanın esenlik ve merhamet içeren bir yaşam olduğunu söyleyebiliriz.

 

6:17 ayetine baktığımız zaman ise Müjde uğruna sıkıntılara katlanmış olanların, esenlik ve merhamete en çok ihtiyacı olan kimseler olduğunu söyleyebiliriz. Doğruluk uğruna zulüm gören böyle kimselerin (Matta 5:10-12) ödülünün ise Tanrı’dan verildiğini görüyoruz. Böylece her zaman ve her yerde iman, ümit ve sevgileri Rab’de olanlara, buna göre yaşayanlara esenlik ve merhamet müjdelendiğini söyleyebiliriz.

 

6:14-15 ayetlerine 3:13-14 ayetleri ile birlikte baktığımızda “Tanrı’nın İsrail’i” kavramı daha açık oluyor. İsrail ile kilise arasındaki süreklilik belirgin oluyor (4:28, 31). 3:26 ayetinde Pavlus Galatyalılar’a (uluslara) Mesih İsa'ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı'nın çocuklarısınız” diyerek İbrahim’in Tanrı ile ilişkisindeki iman ile Mesih’e iman arasında bir bağlantı kurmuştu. 3:28 ayetinde ise Mesih’teki imanın Yahudi ve uluslar ayrımını kaldırdığı yazılmıştır. Yine 3:29 ayeti de “Mesih’te olmak ile İbrahim’im soyu olmak” arasında bir bağlantı kurmaktadır. Böylece “Tanrı’nın İsrail’i” kavramı etnik ya da politik bir topluluk değil de ‘Mesih’teki İsrail; Mesih’teki yeni yaratılışı alanların topluluğu’ anlamına gelmektedir.

 

Bu durumda ‘esenlik ve merhamet müjdeleyen kural’ elçisel Müjde’nin bildirdiği iman yoludur. Böylece yasacı sahte öğretmenlere de bir cevap verilmesi gerekirse ‘bütün Kutsal Yazılar’a Mesih’in öğretisi ve çarmıhtaki işinden bakmak’ kuralının esenlik ve merhamet yolu olduğunu söyleyebiliriz.

 

5:11 Bana gelince, kardeşler, eğer hâlâ sünneti savunuyor olsaydım, bugüne dek baskı görür müydüm? Öyle olsaydı, çarmıh engeli ortadan kalkardı.

6:17 Bundan böyle kimse bana sorun çıkarmasın. Çünkü ben İsa'nın yara izlerini bedenimde taşıyorum.

 

Antik çağda genelde bir kölenin bedenine ait olduğu efendinin mührü ile bir işaret vurulurdu. Öyleyse Pavlus’un bu sözlerine duyan Hristiyanlar Mesih’le birlikte ölmüş olarak yaşamanın (2:20) ve dünyaya Mesih hakkında tanıklık vermenin zorluklarını Mesih’e ait olmanın işareti olarak görmeliydiler. Bu yüzden çarmıh işareti her bir Hristiyan için Mesih’e ait olmanın önemli bir işareti idi. Ve bu işaretler dünya önünde saçma ve utanılacak şeyler iken çarmıh işareti Tanrı için çok özel ve değerli bir anlam ifade ediyor. Çünkü Mesih dünya önünde çarmıh ile alçaltıldığında, çarmıh işareti dünyanın gözünde lanetin, saçmalığın, utancın işareti idi. Eğer insanlar Mesih’in çarmıhını taşıyarak yaşamaya devam ederlerse, Mesih’e direnen dünya şimdi aynı işareti (baskıyı) Mesih’i takip eden diğerlerine de vermekten çekinmeyecekti:[2]

II.Korintliler 1:5 Çünkü Mesih'in acılarını nasıl büyük ölçüde çekiyorsak, Mesih sayesinde büyük teselli de buluyoruz.

 

Kutsal Ruh’a uyarak (5:25) Mesih’in Yasası’nı yerine getiren (6:2) Pavlus, sahte öğretişi savunanlarca gördüğü baskıyı “Mesih’te olmanın işareti” olarak kiliseye gösteriyor? Çünkü eski dünyanın yolu ile Mesih’teki yeni insanın (6:15) yolu birbirinden farklıdır.

 

Bu izler, gördüğü baskılara rağmen “kurtuluş Müjdesi sadece Mesih’tir” diye vaaz etmesiyle birlikte gördüğü baskı ve reddedilmenin izleridir. Ancak Mesih’in “yara izleri” şeklindeki ifade II.Korintliler 11:23-33 ayetlerindeki gibi fiziksel saldırılara maruz kalmayı hatırlatmaktadır. Ama Korintliler Mektubu daha sonra yazılmış olduğundan, bu ayet Korintliler mektubunda bahsettiği yaraları veya baskıyı işaret etmiş olmuyor. Ancak Pavlus’un Müjde’yi yayma işinde karşılaştığı benzer baskılar olduğu açıktır (5:11). Ve yine 6:12 ayetinde sünnet yanlılarının baskı kullandıklarını gösteren “zorluyorlar” ifadesi de bu fikri desteklemektedir. Ve eğer sahte elçilere göre sünnet önemli bir işaret ise Pavlus da Mesih ile birlikte çarmıha gerilmiş olmanın (2:20), Mesih ile birlikte çarmıha gerilmiş bir şekilde yaşamanın kendisinde olan işaretini ortaya koymaktadır. Bu izler Mesih’i vaaz etmenin sonucu olarak karşılaşılan baskı ve reddedilmenin izleridir.

 

Diğer yandan “Pavlus’u fiziksel baskılar durdurabilir miydi; Pavlus’un en çok acı çektiği konu bedensel yaralar mıydı?” sorusu üzerinde düşününce; ayetin ruhsal baskıları işaret etmesi de mümkün gözükmektedir. Pavlus II.Korintliler 11. bölümde anlattığı fiziksel yaralarına ek olarak, Mesih’in kilisesi duyduğu tutku ile kendisinin elçilik hizmetinin yükü arasında bir paralellik kurduğunu görüyoruz (Koloseliler 1:24):

II.Korintliler 11:28 Bütün diğer sorunların yanı sıra, tüm inanlı toplulukları için her gün çekmekte olduğum kaygının baskısı var üzerimde.

29 Kim güçsüz olur da ben güçsüz olmam? Kim günaha düşürülür de ben onun için yanmam?

 

Ancak bu mektubun dört ana mesajı olduğunu düşünürsek[3] (Yasa, İman, Özgürlük, Kutsal Ruh); “Mesih’te olmanın izi; yani Mesih’in çarmıhtaki yara izlerini bedeninde taşımanın izi” hakkındaki en önemli şey Kutsal Ruh’tur:

Efesliler 1:13 Gerçeğin bildirisini, kurtuluşunuzun Müjdesi'ni duyup O'na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh'la O'nda mühürlendiniz.

 

Böylece Pavlus kime ait olduğunu, kim için yaşadığını belli ederek gösteriyor. Mesih gibi yaşamayı Mesih’e ait olmanın izi olarak kiliseye hatırlatıyor.

 

6:18 Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih'in lütfu ruhunuzla birlikte olsun! Amin.

 

Bu mektup Pavlus’un mektuplarında görmeye alışık olduğumuz tarzda bir bereketleme ile noktalanıyor. Ve burada “kardeşler” ifadesi “Mesih’teki lütuf” bereketlemesine bağlanıyor. Böylece Mesih’in Müjdesi’nin Galatya kiliselerine getireceği zaferden emin olarak bu mektup noktalanmış oluyor. Mektubun okuyucuları “kardeşler” şeklindeki seslenişi duyduklarında imanın ev halkı olmayı Mesih’teki lütfa borçlu olduklarını hatırlayıp şükretmeliler.

 

 

 

İlave Açıklama

1-) Matta 7:15 Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.

16 Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanabilir mi?

17 Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir.

 

Sahte elçiler bedende gösterişe önem verirken (6:12), Mesih’in elçileri ruhsal olan, Mesih’in verdiği yenilenmeye önem vermektedir (6:15).

 

Sahte elçiler sünnet ile övünürken (6:12-13), Mesih’in elçileri Mesih’in çarmıh zaferi ile övünmektedirler (6:14).

 

Sahte elçiler kendi öğretişleri için başkalarını zorlarken ve baskı uygularken (6:12; 5:11, 4:29), Mesih’in elçileri dünya için ölmüş (6:14) bir şekilde yaşamaktadırlar. Bu durumda ölü birine dünyanın baskı yapması bir işe yaramayacağından sahte öğretişin izlediği yol etkisiz ve yararsızdır (4:9). Ancak Mesih’in Müjdesi’ni izleyenler yeni yaratılıştaki kalıcı, etkin ve zaferli bir yola bakmaktadır (2:21; 6:15-18).

 

Eğer sünnet kutsal olmanın işareti olsaydı Mesih’in yeni yaratılışı almamız için çalışması gerekmezdi. Eğer sünnetli olmak kutsal olmakla aynı şey olsaydı, bu insanların bölünme ve çekişme içinde (5:26, 4:16-17) olmaları söz konusu olmayacaktı. İnsan çabası ile devam etme (3:3) gayreti içinde olanlar halen Yasa’yı tutamadıkları halde kutsal olduklarını değil, lanet altında olduklarını görmeliydiler.

 

2-) Hristiyanlar olarak Kurtarıcı Rab İsa Mesih’e ait olduğumuzun işaretini taşıyoruz.

 

Hristiyan olma işaretimiz olan su vaftizi, hayatın bütün güçlüklerinde hatırlamamız gereken bir gerçekliktir. Vaftizimizin nelere işaret ettiğini düşünmek güçlü bir teşviktir. Ve buna göre vaftizimizin bizlerden neler talep ettiğini düşünerek yaşamamız esastır.

 

Bir ayartı ya da ruhsal olarak kurak bir dönem içine düştüğümüzde vaftizin bereketlerini hatırlamak ve bunlara sarılmak güçlü bir destektir. Hristiyan kişinin “ben vaftiz oldum; günahın ayartısına dayanma gücüm var; Mesih yardımcımdır; bir kilise üyesi olarak günaha ‘hayır’ diyebilme gücüm var; Mesih’te bağışlanmış ve lütuf edilmiş biriyim“ diyerek günaha karşı koyması, ayartıya direnmesi, ruhsal baskıları yenmesi için Rab’de gerekli silahları vardır. 

 

Diğer yandan Mesih’e ait olduğumuzun en güçlü işareti Kutsal Ruh’tur. Belki Pavlus’un bedenindeki dayak ve işkence izleri sizde yok. Ancak Pavlus karşılaştığınız bütün zorluklarda “ben Mesih’in yara izlerine sahibim” diyerek mücadele etme gücünüz vardır.

 

2:20 ayetinin ne dediğine bakın:

Mesih'le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu'na imanla sürdürüyorum.

 

Pavlus’un kendisi Mesih’teki bir kişi olarak tanımlarken kullandığı bu ifadeye dikkat edin. Pavlus Mesih ile birleşmişliğinden o kadar emin ve bunu o kadar güçlü bir şekilde hissediyor ki, Mesih’in yaralarını kendi yaraları olarak görüyor. Aslında bu gerçek sadece Pavlus için özel bir durum değil, bütün Hristiyanlar için aynıdır.

 

Böylece sadece Pavlus değil, Mesih’teki bütün Tanrı halkı günah sorunu karşısında “Ben Mesih'le birlikte çarmıha gerildim (2:20); günah karşısında öldüm, vaftizim ile Mesih’in ölümü ve dirilişine bağlandım; eski yaratılışım Mesih’le birlikte çarmıha gerildi ve ben özgür bir kimse olarak (Romalılar 6:1-7); Mesih’teki yeni yaratılış ile mesh edildim (6:15)” diyebilmelidir. Bizler de ruhsal anlamda Mesih’in yara izlerini O’nunla birlikte çarmıha gerilmiş olduğumuz için taşıyoruz.

 

Öyleyse bizler günah ile denendiğimizde “Mesih’in bendeki yara izlerini dünyasallık ile kirletemem; Mesih ile birleşmiş olarak O’nun üyelerini günaha sunamam” diyebilmeliyiz:

Romalılar 6:12 Bu nedenle bedenin tutkularına uymamak için günahın ölümlü bedenlerinizde egemenlik sürmesine izin vermeyin.

13 Bedeninizin üyelerini haksızlığa araç ederek günaha sunmayın. Ölümden dirilenler gibi kendinizi Tanrı'ya adayın; bedeninizin üyelerini doğruluk araçları olarak Tanrı'ya sunun.

 

Ve Mesih’teki vaftizimizi, Ruh ile mesh edilişimizi, Mesih’le birlemişliğimizi sıklıkla hatırladığımızda Pavlus’un tüm kiliseler için duyduğu kaygının baskısı ile (II.Korintliler 11:28-29), bizler de kilisenin iyiliği, kilisenin paklığı için çalışma tutkusu ile dolu olacağız. Günaha düşen zayıf bir kardeşi güçlendirmek için çalışma tutkusuyla dolu olacağız.

 

3-) Hristiyanlar olarak Kurtarıcı Rab İsa Mesih’e ait olduğumuzun işaretini taşıyoruz.

 

Ve bu işaret “kime ait olduğumuzu” hergün hatırlamamız için güçlü bir teşviktir. Bu işaret Tanrı’nın halkı olmanın, Tanrı’da korunmanın ve Rab’bin o günü geldiğinde Kutsal Ruh ile mühürlenmişlerin hiçbirinin kaybolmayacağı güvencesidir.

 

Kutsal Yazılar’dan Levililer’in Tanrı’ya ait olmasının işaretini giysilerinde taşıdıklarını öğreniyoruz:

Levililer 16:4 Kutsal keten mintan, keten don giyecek, keten kuşak bağlayacak, keten sarık saracak. Bunlar kutsal giysilerdir. Bunları giymeden önce yıkanacak.

 

Ve yine Kutsal Yazılar’da sadece Başkahinin alnı üzerinde “RAB'be kutsaldır” şeklinde bir mühür –işaret- taşıdığını okuyoruz:

Çıkış 28:36 «Saf altından bir levha yap ve üzerine mühür oyar gibi 'RAB'be adanmıştır' sözünü oy;

37 lacivert bir kordonla sarığın ön tarafına bağla.

38 Harun onu alnında taşıyacak. İsrailliler kutsal bağışlarını getirirken suç işlemişlerse, suçlarını Harun taşıyacak; onlar önümde kabul görsün diye levha sürekli Harun'un alnında bulunacak.

 

Ancak Başkahinimiz olan Mesih (İbraniler 4:14-16) çarmıhta yaptığı sonsuz kurban (İbraniler 7:26-28) ile dünyasal bir giysi ya da işaret yerine, kendisine iman eden herkese Kutsal Ruh ile yeni doğuşu bağışlamıştır. Bu yüzden Mesih’te olanların “yeni yaratılış” olarak Kutsal Ruh mührü ile Mesih’in işaretini taşıdığını biliyoruz.

 

Hristiyanlar olarak Mesih’le birlikte mesh edilmiş olduğumuzu biliyoruz:

Hİ.32. Niçin sana Hristiyan deniliyor?

Çünkü Mesih’in bedeninin iman ile bir üyesiyim9

ve O’nun mesh edilişini paylaşıyorum.10

O’nun ismini açıklamaya,11

kendimi yaşayan bir şükran kurbanı olarak O’na sunmaya,12

bu yaşamda

iyi bir düşünceyle günaha ve Şeytan’a karşı durmaya,13

ve bundan sonrakinde,

bütün yaratılış üzerinde

sonsuzluk boyunca Mesih’le hüküm sürmeye14

mesh edildim.

9 I.Korintliler 12:12-27

10 Yoel 2:28, Elçilerin İşleri 2:17, I.Yuhanna 2:27

11 Matta 10:32; Romalılar 10:9, 10; İbraniler 13:15

12 Romalılar 12:1; I.Petrus 2:5, 9

13 Galatyalılar 5:16, 17; Efesliler 6:11; I.Timoteyus 1:18, 19

14 Matta 25:34; II.Timoteyus 2:12.

 

Mesih’e iman edenler Kutsal Ruh’un bağışladığı ölümsüzlük ve yenilenmeyi alarak, dünyadan kendilerini “Mesih’te” olmanın işareti ile ayırmış olmaktadırlar (6:15). Hristiyan imanı ilk önce kişinin içsel değişimine (5:22-23) öncelik verir. Çünkü benliğin işlerini dizginleyip çarmıha germenin yolu Mesih’te olmak ve O’ndaki yenilenmeyi almaktır. Böylece Mesih’te olmamızın en önemli işareti Mesih’in yaptığı kurtarıcı işidir:

I.Korintliler 7:19 Sünnetli olup olmamak önemli değildir. Önemli olan, Tanrı'nın buyruklarını yerine getirmektir.

 

4-) Hristiyanlar olarak Kurtarıcı Rab İsa Mesih’e ait olduğumuzun işaretini taşıyoruz.

 

Hristiyanlar Mesih'le birlikte çarmıha gerilmiş olarak yaşayacaklarsa (2:20) Mesih’in çarmıhını gündelik olarak taşımaları gerekir:

Romalılar 8:17 Eğer Tanrı'nın çocuklarıysak, aynı zamanda mirasçıyız. Mesih'le birlikte yüceltilmek üzere Mesih'le birlikte acı çekiyorsak, Tanrı'nın mirasçılarıyız, Mesih'le ortak mirasçılarız.

 

Bir gerçek var ki, dünya bizlerin hayatlarında Mesih’in çarmıhını görmedikçe iman da etmeyecektir. Kuşkucu Tomas’ın “Mesih’in ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam” demesine bakarak (Yuhanna 20:24-29) şunu söyleyebiliriz: Dünya bizlerde Mesih’in haçını görünce Mesih’in çarmıh acılarının ne kadar değerli ve önemli olduğunu ancak bu şekilde anlayacaktır.[4]

 

5-) Galatyalılar 6:14 Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.

 

6:12-13, 15 ayetlerine bakınca 14. ayetin de sünnet hakkında bahsettiği açıktır. Ayetin birinci kısmı sünnet ile övünenlere (6:13) “Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhın zaferinden başka bir şeyle övünmem” diyerek cevap vermektedir. Çünkü Mesih’in çarmıhı bitmiş bir işi, tamamlanmış bir kurtuluşu simgelemektedir. Pavlus 6:4 ayetinde bu yüzden kimsenin kendisinde övünebileceği bir şey olmadığını görmesini istemişti. Böylece ayetin birinci kısmı sünnet dahil, kişilerin kendi iyi işlerine bakarak övünmelerinin boş olduğunu, imana zafer kazandıran şeyin Mesih ve çarmıhı olduğunu göstererek “övünen, Rab'le övünsün” demektedir (II.Korintliler 10:16-18):

Filipililer 3:3 Çünkü gerçek sünnetliler Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla tapınan, Mesih İsa'yla övünen, insansal özelliklere güvenmeyen bizleriz.

 

6:14 ayetinin ikinci kısmı sünnet ile övünenleri (6:13) ‘dünyaya ait kimseler’ olarak görmektedir. Çünkü sahte öğretiş yanlıları dışsal şeyleri yüceltip kendileri ile övünürken, gerçek imanlılar Tanrı’yı onurlandırmak için yaşayan, Tanrı’yı yücelten kimseler olarak fark edilmektedir. Öyleyse dünyaya ölmedikçe Rab’be gerçek övgü sunamayacağımız açıktır.

 

Eğer insanın lütuf kazanmak için yaptığı bütün işleri (İşaya 64:6) kirli ise, insanlar sünnet dahil, bedensel başarılarına ya da merhamet işlerine dayanarak nasıl övünebilirlerdi ki?

 

Daha önce “Galatyalılara Mektubunun Genel Çerçevesi” başlıklı bölümde I.Korintliler 1:18-25 ayetlerini dünyanın çarmıha nasıl baktığı konusunda referans göstermiştik. Bu ayetlerde dünyanın çarmıha utanç duyulacak bir bildiri olarak baktığı, çarmıhı zayıflık, güçsüzlük ve lanet simgesi olarak gördüğü; ve bu yüzden de ‘çarmıha gerilmiş Mesih’ fikrine dünyanın saçma bir bildiri olarak baktığını okuyoruz.

 

Böylece Pavlus “dünya benim için ölüdür, ben de dünya için” derken dünyanın öğretisi (4:3) ile Mesih’in yolunu birbirinden ayırıyor (4:4-5). Çünkü dünyaya ölmeden Mesih’in çarmıh aracılığı ile sunduğu kurtuluş armağanı için Tanrı’yı övemeyiz. Dolayısı ile bizi çarmıhta kurtaran Rab ile övünemeyiz. Dünyaya göre yaşayanlar Tanrı için ne yaptıklarına, aklanmak için ne başardıklarına odaklanarak kendileri ile övünürken, Pavlus ise dünyanın kurtuluşu için Tanrı’nın Mesih aracılığı ile çarmıhta ne yaptığına bakıyor. Böylece kurtuluş için çarmıha bakmayan dünyanın tersine Pavlus çarmıh ile övünüyor.

 



[1] 2:19-20 ayetleri Yasa’ya ve dolayısı ile eski Adem’e ölmekle Mesih’teki gerçek yaşamın mümkün olduğuna dikkat çekmektedir: Yuhanna 3:36 Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Ama Oğul'un sözünü dinlemeyen yaşamı görmeyecektir. Tanrı'nın gazabı böylesinin üzerinde kalır. I.Yuhanna 5:12 Kendisinde Tanrı Oğlu bulunanda yaşam vardır, kendisinde Tanrı Oğlu bulunmayanda yaşam yoktur.

[2] Ryken Graham Philip, Galatians, Phillsburg: RP Publishing, 2005. s.280

[3] Bu konulara “işler, Müjde, vaftiz, benlikte yaşam, Ruh’ta (yeni yaratılışta) yaşam” konularını da dahil edebiliriz (Sünnet konusu Yasa konusu altında düşünüldüğünden buraya eklenmemiştir).

[4] Ryken, s. 281