Bu sitedeki yazılar aksi
belirtilmedikçe ve ticari
amaç dışında izin almadan ve kaynakça gösterilmeden her
türlü sesli, görsel, işitsel, dijital ortamda, bilgisayar ortamında
kullanılabilir, fotokopi yoluyla dahil Kopyalanabilir, Çoğaltılabilir,
Dağıtılabilir.
bu anlamda
tek bir milliyetin değil, türkçe konuşan ve ibadetlerini türkçe olarak
sürdürmek isteyen bütün hristiyanların kilisesidir. cemaatimiz genelde
ikinci bir lisan konuşuyor olsa da müşterek lisan türkçe’dir. bu anlamda
Türk Dünyası mezhebi olarak dünyanın herhangi bir yerindeki türkçe
konuşan hristiyanlara ruhani hizmet götürmek; onlara ilahiyatımıza ait
kaynaklar ulaştırmaya çalışmak ve ibadet hizmeti götürmeye çalışmak ana
misyonumuzdur. ancak bütün bu hizmetleri yaparken kilisemiz yerel
cemaatin bulunduğu coğrafyayı, kültür ve gelenekleri dikkate alır.
bu web
sitesinin kuruluş amacı da Türk Dünyası Presbiteryen Kiliseleri olarak
dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan ve toplanacak kilisesi olmayan
hristiyanların bize kolayca ulaşmasını, dünya presbiteryenleri ile
haberleşmesini, dua ve hizmet birliği içinde olmasını sağlamaktır.
…
eğer tek bir ismin altına koymak gerekirse
Presbiteryen Kilisesi de bir
Protestan Kilisesidir.
protestanlık başta avrupa olmak üzere ABD, Çin, Avustralya dahil bir çok
dünya ülkesindeki yaygın bir hristiyan mezhebi olup kendi içinde değişik
kolları olan bağımısz bir mezheptir.
protestanlık, reform döneminde M.Luther ve J.Calvin gibi önderlerin
başlatıcısı olduğu; merkezi bir yönetimi kabul etmediği için de bir
episkopos çatısı altında da toplanamayan bir mezheptir.
presbiteryen kilisesini diğer protestan kiliselerden ayıran belirgin
özelliklerden biri, inanç açıklaması ve ilmihali (katekizm) olan bir
mezheptir. ekümenik inanç açıklamaları yanında reform kilise babalarının
yazdığı Belçika İnanç Açıklaması, Heidelberg İlmihali, Westminster İnanç
Açıklaması ve ilmihalleri, Dort Kanonu gibi açıklamaları Kutsal Kitap
öğretilerinin özetleyen açıklamalar olarak kabul eder –bu şekilde
neye inandığını ya da neye inanmadığını soran herkese açık bir şekilde
beyan etmiş olur; kilisede
görev alacak kimseler bu inanç açıklamaları ile yetiştirilir.[1]
diğer yandan elçisel kilisenin kurumsal yapısını kilise için kelami tek
model kabul ettiğinden (Elçilerin İşleri 15) episkoposlar (presbiterler)
ve dyakonlardan oluşan bir yapılanma içinde varlığını devam ettirir.[2]
böylece “ihtiyar heyetli” anlamında
“presbiteryen” yönetimi
benimsemiştir.
…
bu anlamda
“kilise” dediğimizde üç
belirgin özellik göze çarpar:
–Kelam
(Eski
Ahit ve Yeni Ahit kitapları Tanrı’nın kutsal ve ilahi Sözü olarak
okunur; Müjde, Tanrı’nın değişmez Sözü olarak ilan edilir; mezmurlar,
ilahiler, ruhsal ezgiler ile dua ve tapınma sunulur ve Tanrı Sözü vaaz
edilir)
–Sakrament
(Rab’bin Sofrası ve Vaftiz sakramentleri doğru bir şekilde verilir ve
layık bir şekilde alınması sağlanır)
–Disiplin
Kurtarıcı Rab İsa (Yeşua) Mesih hem Kral ve hem de kilisenin Başı olarak
Tanrı Sözü olan Kutsal Kitap içinde açıklanmış olan öğretiler
doğrultusunda Müjde’nin yetkisini uygulaması için kilisesini
görevlendirmiştir. Tanrı’nın yüceliği, Mesih’in onuru ve Müjde’nin
kutsal tanıklığını yanında kilisenin paklığını korumak için disiplin
uygulanır.
“kilise”
dediğimizde göze çarpan bu üç özellik yanında
“Mesih’te birlik ve Mesih’te
paydaşlık” ile gözle görünen
kilise olarak herhangi bir kurumsal yapılanmadan kendisini
“Mesih’in yeryüzündeki diri
bedeni” olarak ayırır; ve bu şekilde Mesih’teki eskatolojik birlik
ve paydaşlığını şimdiki zamanda yaşamaya ve bir anlamda kutlamaya devam
eder.
…
“Mesih’te Birlik ve Mesih’te Paydaşlık”
ile demek istediğimiz şey de (Efesliler 4:7-16; 2:13-18; Koloseliler
1:12-14) inanç açıklamamıza uygun olarak şöyledir:
I./
kutsal bir korku, saygı ve sevgiyle hizmet edip
dua, tapınma ve tanıklık sunduğumuz;
ve
Kurtarıcı Rab Mesih’in gelişine kadar
nefes aldığımız her an için
bu
dünyaya lütfettiği sağlayışının desteğine güvenerek;
insan için imkansız olan her şeyin
kendisinde mümkün olduğu;
Tek
olan;
kendisini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’ta açıklayan
yaratan ve kurtaran RAB Tanrı’nın adıyla
açıklayıp ilan ederiz:
tek bir Hristiyan olarak
Mesih ile olan kişisel birleşmişliğimizin[3]
ve Mesih ile olan kişisel paydaşlığımızın
Hristiyanların birbiriyle birlik ve
paydaşlığını gerektirdiğine;
ve böylece
Tanrı’nın Krallığının dünyada daha görünür
olduğuna;
Mesih’e olan imanla
gökteki hazine ve armağanların
bize bağışlandığı gibi,
Mesih’teki lütfu tatmış kimseler olarak
bize bağışlananı
diğer Hristiyanlara hizmet, dua ve teşvik
yoluyla
paylaşmayı bir bereket kabul ederek;
ve Mesih’in yeryüzündeki ruhani bedeni
olan kilisede
görevli kimseler olarak[4]
mevcut konumumuzun
Mesih tarafından kiliseyi yönetmek
ve kiliseyi geliştirmek üzere
belirlendiğine;[5]
böylelikle kilisenin kendi içinde
ve diğer kiliselerle
sevinçli bir birlik ve paydaşlık
ve alçakgönüllü bir diyalog içinde
devam etmesi gerektiğine;
Mesih ile olan paydaşlığımızın
ve Mesih ile olan kişisel
birleşmişliğimizin
yeryüzündeki bütün kilise topluluklarını
bir bedenin üyeleri olarak
birleştirdiğine;[6]
Mesih’in,
bizleri Kelami bütün gerçeklerde donatmak
üzere
ölümü yenerek göklere yükseldiğine;[7]
“Bensiz hiçbir
şey yapamazsınız!” diyen
Mesih’e bakarak[8]
Kutsal Kitap imanında
Mesih’in bedeninin birer
üyesi[9]
ve Kurtarıcı Rab İsa’nın mesh
edilişini paylaşanlar[10]
olarak,
birlik ve paydaşlık olmadan
O’nun ismini dünyaya
açıklama,[11]
kendimizi yaşayan bir şükran
kurbanı olarak O’na sunabilme,[12]
ve pak düşüncelerle
günaha ve şeytana karşı
durabilme[13]
ve hatalardan kaçınabilme
sorumluluklarımızı
layık bir şekilde yerine
getiremeyeceğimize;
tek başına bir Hristiyanın
dünya karşısında güçsüz olduğuna,[14]
Mesih’te bize bağışlanmış olan her şeyin[15]
bizi O’na bağımlı kıldığı gibi,
O’na inanmış diğerleri ile de
bizleri birlik ve paydaşlığa getirdiğine;[16]
hem tek bir inanan kişi olarak
Mesih’teki bedene ait olmamız
ve hem de görünen bir kiliseye bağlı
olarak
Mesih’le olan birlik ve paydaşlığımızın,
Mesih’teki diğer üyelerle sürmesi
gerektiğine;
Müjde’yi kabul etmekle
birlik ve paydaşlığı korumak,
savunmak, devam ettirmek
ve güçlendirmek için çağrıldığımız gibi,
bunun dünyasallığın saldırısından korumak
üzere
devam etmesi gereken bir gereklilik
olduğuna;
Kutsal Ruh’un
bedende bir eksiklik olmasın diye,
dilediği üyelere dilediği şekilde
armağanlar vererek[17]
kilisenin birliğini ve bütünlüğünü
güçlendirdiğine
ve Mesih’in bedenindeki hiç bir üyenin
önemsiz olmadığına;
bir kilisede imanda büyüme ve derinleşme
için
her üyenin katkısının yanında;[18]
birbirimizde olan farklı armağanları keşfetmek
ve
geliştirmek üzere
kiliseler arası diyalogun gerektiğine
ve Hristiyan hayatının böylece
şekillendiği gerçeği ile,
bir zamanlar sıradan ve değersiz kullarken[19]
Mesih’te yeni bir insanlığı meydana
getirmek üzere
paha biçilemez bir değer ile
satın alınmış olduğumuza;
ve Mesih’in bedenindeki
farklı üyeler olarak
bir araya toplandığımızda
Tanrı’nın kurtarışının ve lütfunun
zenginliğinin
daha güçlü bir şekilde göründüğüne;
ve iman
hayatını belirleyen ölçünün sevgi olduğuna,[20]
hep birlikte tattığımız Tanrı sevgisinin
dünyaya verilebilecek en güçlü tanıklık
olduğuna;
ilk düşüş ve günahla gelen isyankarlığın
Tanrı’ya ve insana karşı nefreti
getirdiğine,[21]
Tanrı’yla paydaşlık içinde yaşamanın
ve bunun neticesinde
Tanrı halkı ile birlik ve paydaşlık içinde
olmanın,
suretinde yaratılmış olduğumuz Tanrı’dan
kaynaklandığına;
“Tanrı’yı
arayan kimse yok” diye öğreten
Kutsal Yazılara göre[22]
insan ile Tanrı arasında[23]
ve aynı zamanda insan ile insan arasında[24]
günahın bir duvar olduğuna;
kıskançlık ve egemenlik hırsıyla[25]
her kötülük, şiddet, savaş ve çekişme,
öfke, gurur, düşmanlık ve nefret ile dolu
bu dünyada,
esenlik ve kurtuluşun
Kurtarıcı Rab Mesi’te olduğunu ilan etmek
üzere
inananların birlik ve paydaşlığının
dünyaya verilebilecek Kelami tek cevap
olduğuna;
Mesih’in çarmıhının
Tanrı ve insan arasına barışıklık
getirdiğine[26]
ve böylece tek tek her bir Hristiyanın
Mesih’te birleşmiş olarak[27]
diğer iman kardeşleri ile
birlik ve paydaşlık içinde olmasının
Mesih’in başkahinsel duasına vermemiz
gereken bir cevap olduğuna;[28]
ve aynı zamanda Tanrı sevgisinin
ve Mesih’te bağışlanan kurtuluşun
inananların birlik ve paydaşlığı yoluyla
dünyada daha da görünür olduğuna;
birlik ve
paydaşlığın,
yaratan ve kurtaran Tanrı’nın lütufkar
sevgisini
Hristiyanların kilisede yaşayıp
kilise aracılığı ile
dünyaya gösterebileceği
bir değer
olduğuna;[29]
ve bunun aynı
zamanda
Mesih’e
bağlılığın bir işareti olduğu gibi
Müjde’nin dünyaya ilanı için
yeterli bir cevap olduğuna;[30]
Tanrı’nın gökteki Krallığı ile[31]
bu krallığın yeryüzündeki kilise ile
ilişkisinde
inananların birlik ve paydaşlığının
bağlayıcı bir unsur olduğuna;
Tanrı’yla barışmış kimselerin
sadece dünya ile barışıklık içinde
yaşamaları değil,
birbiri ile birlik ve paydaşlık içinde
yaşamalarının gerektiğine;
ve böylece
“RAB'bindir yeryüzü ve içindeki her şey,
Dünya ve üzerinde yaşayanlar”
diyen Kutsal yazılara göre[32]
birinin başarısının diğerlerine teşvik
olduğuna,
birinin kaybının diğerlerinin kaybı
olduğuna;
RAB’bin Krallığı için bir başkasının
attığı her adımın
RAB’bin yeryüzündeki aziz kilisesine konan
yeni bir taş olarak
[birlik ve paydaşlık yoluyla]
sevinçle karşılamayı öğrenmemiz
gerektiğine;
gerek kiliseler olarak
gerekse Mesih’teki hizmetkarlar olarak
Kelamı anlama, yaşama, yorumlama ve öğretme,
kiliseyi yönetme ve yapılandırma,
sakrament, disiplin ve atama,
dua
ve tapınma gibi diğer bütün konularda
birbirimizin farklılıklarını
Mesih’teki sevgi ile karşılamaya;
her zaman
birbirimizden öğreneceğimiz şeyler
olduğunu
alçakgönüllülükle kabul ederek;
birbirimizin hatalarından ve
başarılarından
ve bunun yanında birbirimizin bilgi ve
tecrübelerinden
öğreneceğimiz şeyler olduğunu bilerek,
birbirimize dua ve teşvik için destek
olarak;
birbirimizin zayıflıklarını sevgiyle
örterek[33]
ve
birbirimizdeki erdemleri geliştirerek;[34]
inananların Mesih ile birleşmişliğinin bir
gereği olarak
bu şekilde dünyaya
“Mesih’teki Birlik ve Mesih’teki
paydaşlık” hakkında
güçlü bir mesaj verebilmenin
gerekliliğine;
bu anlamda içinde bizim olmadığımız
ya da katılmadığımız,
kiliselerimizden farklı
ama kutsal elçisel ve evrensel imana bağlı
olan bütün kiliseleri
Mesih’in yeryüzündeki ruhani bedeninin bir
parçası olarak
görmeye ve böyle kabul etmeye;
“çağrımızdan doğan tek bir umuda çağrıldığımız gibi,
bir
beden,
bir
Ruh,
bir
Rab,
bir
iman,
bir
vaftiz,
her
şeyden üstün,
her
şeyle ve her şeyde olan
Tanrımız ve Babamız bir”
gerçeğinden yola çıkarak,
birbirimizde olan güzellik ve
zenginlikleri
kendi miras ve zenginliğimiz olarak
görebilmeye;
inanan her kişinin
diğer kiliselerin, görevlilerinin ve
cemaatinin
donatılmasına gayret ederek
Mesih’teki bütün Tanrı halkının ruhani
hayatını
olabilecek en yüksek seviyeye çıkarmak
için
kendi bilgi, armağan, tecrübe ve
dualarıyla
birlik ve paydaşlığı desteklemesi
gerektiğine;
bir kilisenin diğer bir kilisenin iç işine
ve kararlarına
-bize sorulmadıkça
veya tavsiyemiz istenmedikçe karışmadığımız-
müdahale etmeden,
ya da yargılamadan,
ya da tartışma konusu yapmadan;
bir disiplin ya da bir mahkeme
ya da bir toplu hareket mekanizması olmayı
amaçlamayarak;
tek bir bedenin
üyeleri olduğumuz bilinciyle
birlik ve paydaşlık için
zaman zaman bir araya gelebilmenin
gerekliliğine;
yürekte ve düşüncede
bizi Mesih’e bağlayan her gerçeğin
inananları birbirlerine yaklaştırdığına
ve bu yüzden
Hristiyanlar olarak kiliseler arasında
diyalog ve uzlaşma içinde olmanın bir
bereket olduğuna;
sonsuz bir birlik ve paydaşlığı yaşamak
üzere[35]
Mesih’in gücüyle bir gün,
Mesih’in görkemli (kutsal)
bedenine benzer olan
yeni bedenlerimizle,[36]
tam mükemmel kutsanmışlığı
alarak[37]
bütün yaratılış üzerinde
sonsuzluk boyunca
Mesih’le hüküm sürmeye mesh
edilmiş[38]
olduğumuzun
bu dünyadaki işareti olan
birlik ve paydaşlık olmadan
sonsuz yaşam sevincini
şimdiden tam güçlü bir
şekilde yaşayamayacağımıza;[39]
Kilisenin başı olan Kurtarıcı Rab Mesih
ile,
Kutsal Ruh aracılığıyla
iman yoluyla birleşmiş olduğumuzu daima
hatırlayarak,[40]
ortak hedefimiz olan Mesih benzerliğinde ilerleyebilmek için
gerekli olan donanımlarda
birbirimizi güçlendirmeye daima ihtiyacımız olduğuna;
tek tek her bir inanan kişinin
(Mesih ile; Mesih aracılığında),
O’nun lütufunda, acılarında ve ölümünde,
O’nun dirilişinde ve yüceliğinde
Mesih’te birlik ve paydaşlık[41]
içinde olduğuna;
bu yüzden
inananların da birbirlerine sevgiyle bağlı
olarak,
Mesih’te armağanları ve lütufları birlikte
paylaştıklarına;[42]
düşüncelerimizle, işlerimizle ve
sözlerimizle,
Hristiyanların birbirlerinin iyiliği için
çalışmaları gerektiğine;[43]
dua ve tapınma dahil olmak üzere
kendimizin ruhsal gelişimine katkıda
bulunan her şeyde
Mesih’teki diğer kardeşlerin iyiliğini
gözetmek
ve bunu her zaman korumanın[44]
gerekliliğine;
diğer yandan
gerek tek bir Hristiyan kişi
gerekse tek bir kilise olarak
zengin bir dua ve tapınma hayatının
birlik ve paydaşlıkla gelişip devam
edebileceğine
bu yaşamda Mesih’teki yenilenmemizin[45]
sonsuzlukta alacağımız tam kutsanmışlığın
bir turfandası olduğuna,
Mesih’in sahip olduğu tüm yüceliğe
hep birlikte şimdiden paydaş olduğumuza;[46]
en yüce göklere girmeyi beklediğimiz[47]
bu ölümlü hac yolculuğu boyunca
Tanrı sevgisinin,[48]
Kutsal Ruh’taki esenlik, sevinç ve
yüceliğe erişme umudunun[49]
birlik ve paydaşlıkla daha da güçlendiğine
ve dünyanın gözünde daha da görünür
olduğuna inanıyoruz. amin.
öyle ki,
bizde Mesih yücelsin ama bizler küçülelim;
öyle ki,
birey olarak kendimiz değil
“Mesih’in tek kutsal evrensel ve kutsal
elçisel kilisesi”
Tanrısayarlığın, kutsallığın,
bağışlayıcılığın,
şifanın, kutsal armağan ve kutsal
meyvelerin,
koruma, kutsama ve kurtuluşun yeri olarak
parlasın. amin.
II./
bizleri Kutsal Üçlübir Tanrı’da
birlik ve paydaşlık için bir araya getiren
Mesih’in tek kutsal evrensel ve kutsal elçisel kilisesi
olarak
imanımızın esasları bunlardır:
II.a./ Tek Tanrı
Kutsal Kitap'ın
tanıklığına dayalı olarak
ve kutsal babaları
izleyerek,
onların
açıklamaları ile bizlere ulaştığı gibi,
hep birlikte tek bir
ağızdan,
insanlara
tanımalarını
ve kurtulmaları üzere
öğrettiğimiz;
ebedi,
kavranılamayan,
gözle görülemeyen,
anlaşılamayan,
değişmeyen,
varlıkta ve
yetkinlikte sınırsız,
her şeye gücü yeten,
diri ve gerçek olan;
her şeyi en doğru ve değişmez olan
isteğine göre
kendi yüceliği için yönetip yönlendiren;
bilgelikte ve
kutsallıkta yetkin,
en bağımsız,
en sevecen,
en lütufkar,
en merhametli,
en sabırlı,
iyilikte ve gerçekte
bol,
günahları, suçları ve
kötülükleri bağışlayan;
hükümlerinde en adil ve en korkunç,
her türlü günahtan nefret eden,
suçluyu asla haklı çıkarmayan,
her iyi şeyin kendisinden taştığı
ve Tanrı diye çağırdığımız
tek bir ruhsal varlığa;
tüm yaşamı,
yüceliği,
iyiliği
ve bereketi kendinde
bulunduran;
tümüyle kendine
yeterli
ve yarattığı hiçbir
şeye gereksinimi olmayan,
tüm var oluşun tek
kaynağı,
sözlerinde, işlerinde
ve buyruklarında en kutsal,
içtenlikle kabul
edilip güvenilmesi gereken;
bütün kalbimizle sevgiye, korkuya, saygıya
ve tapınılmaya layık;
her şeyin sebebi, başlangıcı ve kaynağı
olan
yaratıcı Baba'ya,
Baba'nın Sözü, hikmeti ve görünümü olan
kurtarıcı Oğul'a,
Baba'dan ve Oğul'dan çıkan ebedi güç ve
kudret olan
kutsayan Kutsal Ruh'a inanıyoruz. amin.
II.b./ Kutsal Üçlübir Tanrı
Hristiyan imanı gereği,
Üçlü Birlik içinde her kişinin
ayrı ayrı Tanrı ve Rab olduğunu ikrar etme
yükümlülüğü ile;
Tanrısal özyapıda bir,
görkemde eşit,
yücelikte sonsuz;
Baba tek bir Kişi olarak
Oğul başka bir Kişi olarak,
Kutsal Ruh başka bir Kişi olarak;
yaratılmamış ve anlaşılmaz Baba,
yaratılmamış ve anlaşılmaz Oğul,
yaratılmamış ve anlaşılmaz Kutsal Ruh'a;
ebedi ve her şeye kadir Baba,
ebedi ve her şeye kadir Oğul,
ebedi ve her şeye kadir Kutsal Ruh'a;
buna rağmen hepsi üç farklı değil,
tek yaratılmamış, tek anlaşılmaz,
tek ebedi, tek her şeye kadir Tanrı'ya;
Baba nasıl Tanrı ve Rab ise,
Oğul'un Tanrı ve Rab,
Kutsal Ruh'un Tanrı ve Rab olduğuna;
buna rağmen üç farklı Tanrı ve Rab değil,
hiçbir şeyden gelmemiş,
yaratılmamış, doğurulmamış,
oluşturulmamış tek bir Tanrı Rab'be;
hiç bir kişinin diğerinden önce ya da
sonra gelmediği,
hiç bir kişinin diğerinden üstün ya da
aşağı olmadığı,
tüm üç kişinin aynı derecede sonsuz
ve aynı derecede eşit olduğu
Üçlük'teki Birliğe
ve
Birlik'teki Üçlüğe iman ile tapınmaya inanıyoruz. amin.
II.c./ Yaratılış ve Kurtarılış
yeri ve göğü,
görünen ve görünmeyen
her şeyin yaratıcısı,
her şeye kadir tek Baba Tanrı'ya
inanıyoruz.
bütün çağlardan önce
Baba'da olan
Tanrı'dan Tanrı,
Işıktan Işık,
Gerçek Tanrı'dan
gerçek Tanrı,
kendiliğinden var
olan,
yaratılmamış,
Baba ile aynı özden
olan,
her şeyin O'nun
aracılığı ile yaratıldığı,
yüceliğinden soyunup
insan özünden olarak
biz insanlar ve
sonsuz kurtuluşumuz için göklerden gelen,
Kutsal Ruh ve Bakire Meryem'den
gerçek bir insan bedenine sahip olaraktan
vücut bulup insan olan;
Tanrılıkta ve insanlıkta tam,
Tanrılığında Baba ile tek özden,
aynı zamanda insanlığında bizimle tek
özden,
günah hariç her yönden bizim gibi;
karışmaksızın, değişmeksizin,
bölünmeksizin, ayrılmaksızın,
iki doğa ile tanınan;
parçalanmadan ya da ayrılmadan
her bir doğanın karakterini korunduğu,
doğalarının üstünlüğünün birbirini
bozmadığı,
hem gerçek Tanrı
hem de düşünebilen,
canı ve bedeni olan gerçek insan;
kadim peygamberlerin
hakkında söylediği gibi;
Pontius Platus zamanında acı çekerek
çarmıha gerilen,
ölüp gömülerek ölüler diyarına inen,
Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün
dirilerek
göğe yükselip Baba'nın sağında oturan
Tanrı Oğlu tek Rab İsa Mesih'e
inanıyoruz.
Kurtarıcı Rab
Mesih'in bize öğrettiği üzere
dirileri ve ölüleri
yargılamak için
görkem içinde tekrar
geleceğine;
ve o günde
bütün insanların
ya sonsuz yaşamı almak,
ya da sonsuz yargıyı almak için
yaptıkları [işler] için hesap
vermek üzere
bedenleri ile tekrar dirileceğine
ve O'nun krallığına hiç son olmayacağına;
Baba ve Oğul'dan
gelen, Rab olan, hayat veren,
Baba ve Oğul'la
birlikte tapınılıp yüceltilen,
peygamberler
aracılığı ile konuşmuş Kutsal
Ruh'a;
tek kutsal evrensel ve kutsal elçisel
kiliseye,
azizlerin birlik ve paydaşlığına inanıyor,
günahların affı için
tek bir vaftiz tanıyor,
ölülerin bedenleri
ile dirilişini
ve sonsuz yaşamı
bekliyor,
ve
bu evrensel (katolik) iman dışında
kurtuluş olmadığına inanıyoruz. amin.
[1]
detaylı araştırma için web sitemizdeki
“kütüphane” linkindeki
‘PRESBİTERYENLER NEYE İNANIR?’ ve “‘PRESBİTERYEN KİLİSESİ” NE
DEMEKTİR?’” kitaplarına bakabilirsiniz.
[2] bu
görevliler topluluk önünde yapılan bir “atama töreni” ile göreve başlar.
[3]
I.Korintliler 10:17, Romalılar 12:4-5, I.Korintliler 12:12, Galatyalılar
3:28, Efesliler 4:13
[4]
Efesliler 4:11-12
[5]
Efesliler 4:8-12
[6]
I.Korintliler 6:17
[7]
Efesliler 4:7-10
[8]
Yuhanna 15:4-6
[9]
I.Korintliler 12:12-27
[10]
Yoel 2:28, Elçilerin İşleri
2:17, I.Yuhanna 2:27
[11]
Matta 10:32; Romalılar 10:9, 10; İbraniler 13:15
[12]
Romalılar 12:1; I.Petrus 2:5, 9
[13]
Galatyalılar 5:16, 17; Efesliler 6:11; I.Timoteyus 1:18-19
[14]
Romalılar 7:18; I.Korintliler 26-31; 4:7; II.Korintliler 3:5; 4:7;
12:7-10; Vahiy 3:17-18
[15]
Koloseliler 2:10
[16]
Efesliler 4:13, 16
[17]
I.Korintliler 12:11, 18-25
[18]
I.Korintliler 12:25-26
[19]
Romalılar 11:30, Efesliler 2:1-3,
12, Koloseliler 1:21, Titus 3:3
[20]
I.Yuhanna 2:10-11; 3:11, 14-18; 4:20-21
[21]
Efesliler 2:1-3
[22]
Romalılar 1:21-25; 3:11-18
[23]
Koloseliler 1:21, Romalılar 5:10
[24]
Titus 3:3
[25]
Tekvin 4:1-8, 23-24; Markos 10:42
[26]
II.Korintliler 5:18-19
[27]
Efesliler 2:14-18
[28]
Yuhanna 17:20-23
[29]
Yuhanna 17: 20-23
[30]
Yuhanna 14:20; 17:21
[31]
Matta 6:33; 13:44-46
[32]
Mezmur 24
[33]
I.Petrus 2:18, Süleymanın Meselleri 23:22, Tekvin 9:23
[34]
İbraniler 13:7, Filipililer 3:17
[35]
Yuhanna 17:21, Efesliler 2:5-6, Yuhanna 17:24
[36]
Eyüp 19:25-26, I.Korintliler 15:20, 42-46, 54, Filipililer 3:21,
I.Yuhanna 3:2
[37]
Yuhanna 17:24; 17:3; I.Korintliler 2:9
[38]
Matta 25:34; II.Timoteyus 2:12
[39]
Yuhanna 17:3, Romalılar 14:17, II.Korintliler 5:2-3
[40]
I.Korintliler 6:17, Yuhanna 10:28, Efesliler 5:23, 30
[41]
I.Yuhanna 1:3, Efesliler 3:16-19, Yuhanna 1:16, Efesliler 2:5-6,
Filipililer 3:10, Romalılar 6:5-6, II.Timoteyus 2:12
[42]
Efesliler 4:15-16, I.Korintliler 12:7; 3:21-23, Koloseliler 2:19
[43]
I.Selanikliler 5:11, 14, Romalılar 1:11-12, 14, I.Yuhanna 3:16-18,
Galatyalılar 6:10
[44]
İbraniler 10:24-25, Elçilerin İşleri 2:42, 46, İşaya 2:3, I.Korintliler
11:20 (Elçilerin İşleri 11:29-30, II.Korintliler 8-9)
[45]
II.Korintliler 3:18
[46]
Efesliler 2:5-6
[47]
II.Korintliler 5:1, 6, 8, Filipililer 1:23, Elçilerin İşleri 3:21,
Efesliler 4:10
[48]
Romalılar 5:5
[49]
Romalılar 5:1-2; 14:17