VAAZLAR

 

YAKUP VAAZLARI

 

V./ 2:1-7

Kardeşlerim, yüce Rabbimiz İsa Mesih'e iman edenler olarak insanlar arasında ayrım yapmayın. 2‑4Toplandığınız yere altın yüzüklü, şık giyimli bir adamla kirli giysiler içinde yoksul bir adam geldiğinde, şık giyimli adama ilgiyle, «Sen buraya, iyi yere otur», yoksula da «Sen orada dur», ya da «Ayaklarımın dibine otur» derseniz, aranızda ayrım yapmış, kötü niyetli yargıçlar olmuş olmuyor musunuz? 5Dinleyin, sevgili kardeşlerim: Tanrı, bu dünyada yoksul olanları imanda zenginleşmek ve kendisini sevenlere vaat ettiği egemenliğin mirasçıları olmak üzere seçmedi mi? 6Ama siz yoksulun onurunu kırdınız. Sizi sömüren zenginler değil mi? Sizi mahkemelere sürükleyen onlar değil mi? 7Ait olduğunuz Kişi'nin yüce adına küfreden onlar değil mi?

 

“Kardeşlerim, yüce[1] Rab’bimiz İsa Mesih’e ilişkin imanı, adam kayırıcılığıyla[2] bağdaştırma oyununa gelmeyin. Örneğin, toplantınıza parmaklarında altın yüzük, üstünde parlak giysilerle birisi gelir. Öte yandan üstünde eski püskü giysilerle bir başkası gelir. Giyimi kuşamı yerinde olana özel önem vererek, “Şurada, şu güzel yerde otur” derseniz, buna karşı yoksula, “Sen orada otur” ya da, “Yerde ayağımın dibinde otur” derseniz, yüreğinizde ayrım gözeterek kötü düşünceli yargılayıcılar[3] durumuna düşmez misiniz? Kulak verin, sevgili kardeşlerim: Tanrı kendisini sevenler için vaat ettiği hükümranlığa, dünyanın gözünde yoksul[4] olanları seçmedi mi?[5] Onları iman zenginliğine ve hükümranlığın mirasçıları olmaya seçmedi mi? Elbette! Ama sizler yoksulu[6] aşağıladınız. Oysa üzerinize egemen güç kesilenler varlıklı olanlar değil midir? Sizleri yargıçların önüne sürükleyenler de bunlar değil midir? Sizler o yüce Ad'la tanınmaktasınız; bu Ad'a sövenler de bunlar değil midir?”

 

[i]Yakup Mesih İsa’ya iman etmiş okuyucularının imanda olgunluğa erişme konusunda önyargının oldukça ciddi bir engel oluşturduğunu bilmelerini ister. “Önyargı” bir HRİSTİYAN’ın hayatı içinde yer almamalıdır. HRİSTİYAN için olgunluk denenmenin diğer tarafındadır. Denenmeleri aşıp olgunlukta ilerlemek, Tanrı’nın söylediklerini tam olarak dinlemeyi ve uygulamayı gerekli kılmaktadır. Çünkü denenmeleri geçerken dayanmak ve kendimizi böylelikle koruyabilmek için yürekten Mesih İsa’ya güvenmek ve O’nun yollarına itaat etmek durumundayız.

 

Tanrı’nın Sözü inanan kişiyi Tanrı’ya güvenmeye ve aynı zamanda zayıflara, yardıma muhtaç olanlara da yardım etmeye çağırmaktadır. Olgunluğa doğru denenmelerden geçerken uymamız gereken disiplin bizi zengine, güçlüye ve ayrıcalıklıya yönelmekten alıkoymaktadır. İmanlılar Mesih’in kim olduğunu ve neler yaptığını akla getirdiklerinde “ayrıcalıklı olma” ya da kişileri “ayrıcalıklı tutma” hatasından döneceklerdir (2:1). HRİSTİYAN inancının merkezini oluşturan gerçek; tam anlamı ile Rab olan Mesih İsa’nın yüceliğinden soyunup hizmetkar olmasıdır. Mesih İsa’nın sürekli olarak yoksulun, zayıfın, ne olduğu önemli olamayan kişilerin yanında yer aldığını, onlarla ilgilendiğini göz önünde tuttuğumuzda Mesih İsa’nın herkese ulaştığını görmekteyiz. Ama körlere, sakatlara, dilencilere, itilmiş kişilere çok daha özel bir ilgi göstermiştir.

 

Yakup, güvendikleri Rablerinin o harika karakterinde gelişmeleri için okuyucularının kalplerini yenilemeye çağırmaktadır. Bu tarz bir yürek uyanıklığı HRİSTİYANlık içinde ayrıcalıklı olma fikrini yok edecektir. Ayrıcalıklı davranma konusunda Yakup’un diğer örneği de yoksul ile zengine önerilen değişik oturma yerleri üzerinedir (2:2-3). Bu örnek biraz aşırı bir örnek gibi görülebilir. Ama günümüzde bile hala biraz zengin, biraz seviyesi olan kişilere ayrıcalıklı davranıyor ya da en azından davranma eğilimi gösteriyoruz. Yakup’un buradaki örneklemesi kendisine aktarılan o dönemdeki duruma göredir.

 

Önyargılı ve ayrıcalıklı davranan imanlılar imanlı kişiler arasında ayrım yapıyor demektir. Ama bir Hristiyan toplumun önem verdiği dış görünüş ve konuma göre insanları değerlendirmez. Gerçek ayırt edilmesi gereken konu kişinin güvenilirliği ve itaat eden kişi olmasıdır.

 

Önyargı ve ayrımcılığın ikinci kötü sonucu ise değer yargılarının kötü olan değer yargılarını temel almasıdır. Yakup burada yasayı korumak yerine rüşvet alan bir yargıç örneğini vermektedir. Burada görülen yargı için ve arkadaşımızı seçerken bozuk standartları kullanmaya kalkışmamızdır. Buna kalkıştığımızda da bu bakış açısı artan bir biçimde bütün kararlarımızda etkili olacaktır. Bunun sonucunda da bütün kararlarımız kötü ve bozuk düşünüşün ürünü olacaktır.

 

Yakup, paranın standart oluşturmasının birçok probleme davetiye çıkaracağına dikkat çekmektedir (2:5-7). Kutsal yazılarda Tanrı, dünyanın reddedilmişlerini gerçek zenginleri olarak görmektedir (2:5). Tekrar ve tekrar bu tarz reddedilmiş, itilmiş kişilerin Kutsal Yazılara göre bereketlendiğini görüyoruz. Dünyanın gözü önünde Tanrı’nın bu kişilere verdikleri görsel olarak görülmeyebilir. Tanrı bu kişilere iman vermiştir: tam bir güven vermiştir, bunun sonucunda da ruhsal özgürlük ve gerçek bir yaşam vermiştir. Aynı zamanda kendi krallığını vermiştir: umut dolu bir mekan, Tanrı’nın kendi karakterinden kaynaklı saf bir neşenin var olduğu yaşama yolu olan krallığını vermiştir.

 

Bizler yoksulları, itilmişleri, bu dünyanın insanları tarafından hor görülenleri aşağı düzeyde yada ikinci sınıf olarak olarak göremeyiz. Tanrı bereketlerini bu kişilerle vermeyi uygun görmüşse, bizlerin Tanrı’nın lütfunu yargılama hakkımız yoktur. Yakup özellikle ekonomik anlamda güvenceleri olan kişilerin Mesih İsa’ya ve kiliseye direnen kişiler olduklarına dikkat çekmektedir. Belki de Yakup’un bu tarz kişilere sert konuşmasının nedeni bundandır. (2:6-7) Eğer Yakup’un bahsettiği bu kişilerden bazıları HRİSTİYAN idiyseler, bu kişilerin “iyi isme küfretmelerini” (2:7) ait olduğumuz yüce Kişi’nin adını aşağılamalarını anlamak mümkün değildir. Ama aynı zamanda kişiler yalnız sözleri ile değil davranışlarıyla da Tanrı’nın ismine küfür edebilirler. HRİSTİYANların davranışlarında ilk ve en önemli karar merci para oluyorsa, konuşmalarında güven ve mutluluğun temelini para oluşturuyorsa, başkaları ile ilişkilerinde yalnızca dünya değerleri gerçek ve doğru olarak ön plana çıkıyorsa o zaman hizmet eden Mesih İsa’nın mesajına ve O’nun o kutsal ismine küfür ediliyor demektir.

 

Değerlendirme Soruları:

1-) Elçilerin ve onların atadığı gözetmenlerin kilisesinde ayrımcılık yapılmış olmasını nasıl değerlendirirsiniz?

2-) Zenginlik ve Fakirlik konularındaki Kutsal Kitap öğretisini değerlendiriniz.

3-) Para ya da başka ölçüler kararlarınıza ne ölçüde veya nasıl etki etmelidir?

 



[1] I.Korintliler 2.8

[2] Levililer 19.15

[3] Yuhanna 7.24

[4] Luka 12.16-21

[5] I.Korintliler 1.26-28

[6] I.Korintliler 11.22



[i] Kaynakça: İncili’in Yakup Bölümü, William C. De Vries, kitabından alınmıştır.